Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), yılın son toplantısını gerçekleştirerek politika faizine ilişkin kararını açıkladı. Merkez Bankası, politika faizini 150 baz puanlık bir indirimle yüzde 38 seviyesine çekti. Piyasalarda kasım ayı enflasyon rakamlarının, tahminlerin altında kalması sebebiyle faizde yeni bir indirim yapılacağı yönünde beklentiler mevcut olduğu kaydedildi. Açıklanan karar metninde "Kasım ayında tüketici enflasyonu, gıda fiyatlarındaki gelişmeler nedeniyle öngörülenden daha düşük olarak gerçekleşmiştir." ifadeleri dikkat çekti.
Gelişen Enflasyon Trendleri
Enflasyonun genel eğilimi, eylül ayındaki yükselişin ardından ekim ve kasım aylarında kısmi bir azalma göstermiştir. Üçüncü çeyrekteki büyüme, piyasada beklenenden daha olumlu verilere yansımıştır. Son çeyreğe dair öncü göstergeler, talep koşullarının dezenflasyona yardımcı olmaya devam ettiğini ortaya koymaktadır. Böylelikle, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları belirli bir iyileşme göstermekte, ancak dezenflasyon sürecinin risk unsurları sürdüğü gözlemlenmektedir. Bu bağlamda, fiyat istikrarının sağlanması amacıyla sıkı para politikası duruşunun devam edeceği, talep, döviz kurları ve kanallar yardımıyla dezenflasyon sürecinin destekleneceği CHP'nin değerlendirmesinde yer aldı.
Politika Faizinin Belirlenmesi
TCMB, atılacak adımları belirlerken enflasyon gerçekleşimlerini, ana eğilimleri ve beklentileri göz önünde bulunduracak. Söz konusu adımlar, ara hedeflerle uyumlu olarak dezenflasyonu sağlamak için gereken sıkılığı gösterecek şekilde tasarlanmaktadır. Ayrıca, piyasalarda beklenmeyen gelişmelerin yaşanması durumunda, para politikasında ek müdahale ve makroihtiyati önlemler uygulanabilir. Bu kapsamda özellikle likidite koşullarının yakından izlenip yönetileceği, uygun likidite yönetim stratejilerinin uygulanacağı vurgulandı. TCMB, politika kararlarını ise orta vadede hedeflenen yüzde 5 enflasyon seviyesine ulaşacak şekilde belirleyecektir.
Önceki Toplantıda Alınan Kararlar
Geçtiğimiz toplantıda Merkez Bankası, piyasa beklentilerine uygun bir şekilde ekim ayında politika faizini yüzde 39,5 seviyesinden yüzde 38,5'e indirmişti. Ekim ayında uygulanan değişikliklerle, gecelik borç verme oranı yüzde 42,5'e düşerken, borçlanma oranı da yüzde 38 seviyesine gerilemişti. Kasım ayı enflasyonu ise yıllık bazda yüzde 31,07, aylık bazda ise yüzde 0,87 oranında gerçekleşti. Bu durum, yıl genelindeki yüksek enflasyon oranlarının yıl sonunda düşüş eğilimi göstermesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu. Temmuz ayındaki toplantıda belirlenen faiz oranları da, değişen bir seyir ile yıl boyunca izlenmiştir.
Ekonomistler ve Kurumların Beklentileri
Yılın son faiz kararı öncesinde, birçok yerli ve yabancı kurum ile ekonomist, beklentilerini anket yoluyla kamuoyuyla paylaştı. Genel olarak, politika faizinde 100 ile 150 baz puan arasında bir indirim bekleniyordu. AA Finans Anketi'nde katılan ekonomistlerin medyan beklentisi, politika faizinin 150 baz puan indirilerek yüzde 38'e çekileceği yönündeydi. Bloomberg HT Anketi'nde ise 19 katılımcının çoğunluğu yine benzer yönde bir tahminde bulunarak, medyan tahminlerini yüzde 38 olarak belirledi. CNBC-E Anketi’nde katılımcıların 13'ü, 150 baz puanlık bir indirim beklerken, bazıları ise daha yüksek bir indirim tahminde bulundu. Bu durum, piyasalardaki dalgalanmaların önümüzdeki dönem nasıl şekilleneceğinin sinyallerini vermektedir.
Geleceğe Dair Tahminler ve Beklentiler
Yabancı bankalar ve Wall Street ekonomistleri de yapılan anketlerde faizdeki indirim hızına dair çeşitli öngörülerde bulundular. Deutsche Bank ve Barclays 150 baz puanlık bir indirim öngörürken, Goldman Sachs, Morgan Stanley ve JPMorgan Chase ise daha 100 baz puanlık bir indirimi öngörmekteydi. 2026 yılı için de beklentiler gündeme geldi ve Reuters anketinin medyanı, o yıl en az 10 puan daha bir indirim yapılacağının sinyalini verdi. Bloomberg HT anketinde ise 2026 yılı sonu için tahminler, politika faizinin yüzde 28 seviyelerine gerileyeceğini gösteriyor. Bu tahminlerde en yüksek beklenti yüzde 32, en düşük beklenti ise yüzde 26 olarak belirlenmiştir. Merkez Bankası'nın izlediği politika çerçevesinin, ekonomik verilerin gelişimine göre desteklenmesi gerektiği önemle vurgulanmaktadır.