Saadet Partisi Rize İl Başkanı Av. Muhammet Kaçar, Türkiye’nin son haftalarda farklı bölgelerde art arda yaşanan gıda zehirlenmeleriyle sarsıldığını belirterek kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Hazırlanan haftalık raporda, ülkedeki gıda güvenliği sorunlarının “derin yapısal problemler” içerdiğini vurgulayan Kaçar, yaşanan vakaların artık sıradan bir halk sağlığı meselesi olmaktan çıktığını ifade etti.
Kaçar, raporda gıda zehirlenmelerinin nedenlerini; denetim mekanizmalarındaki eksiklikler, kayıt dışı üretimin yaygınlaşması, laboratuvar süreçlerinde yaşanan gecikmeler, tedarik zincirindeki kırılganlıklar ve toplumdaki güven kaybı başlıklarıyla değerlendirdiklerini söyledi. Gıda güvenliğinin yalnızca sağlık açısından değil, ekonomik, sosyal ve milli güvenlik boyutlarıyla da kritik bir mesele haline geldiğine dikkat çekti.
“Cezaevinden yurda, marketten otele kadar geniş bir kriz alanı oluştu”
Türkiye’nin gıda güvenliğinde ciddi bir yapısal krizle karşı karşıya olduğunu belirten Kaçar, son dönemdeki zehirlenme vakalarının cezaevleri, öğrenci yurtları, oteller, fabrikalar ve zincir market ürünleri gibi geniş bir alanda görüldüğünü hatırlattı.
“Mevcut sistem riskleri öngörmekte ve önlemekte yetersiz kalmaktadır” diyen Kaçar, bu tablonun toplumda derin bir güvensizlik yarattığını dile getirdi. Ailelerin çocuklarını emanet ettikleri okul ve yurtlardaki yemeklerden endişe duyduğunu, turizm tesislerinde yaşanan zehirlenmelerin ise Türkiye’nin imajına ve ekonomisine zarar verdiğini söyledi.
“Türkiye kapsamlı bir gıda güvenliği reformuna ihtiyaç duyuyor”
Kaçar, gıda güvenliği sorunlarının çözümü için atılması gereken adımları da açıkladı. Buna göre:
Ulusal Erken Uyarı Sistemi kurulmalı,
Soğuk zincir dijital olarak izlenebilir hale getirilmeli,
Toplu yemek tedarik zinciri bağımsız denetime açılmalı,
Kamuoyuna şeffaf ve düzenli raporlama sistemi getirilmeli.
Artan gıda zehirlenmelerinin Türkiye’nin gıda güvenliğinin ciddi risk altında olduğunu gösterdiğini belirten Kaçar, son olarak şu değerlendirmede bulundu:
“Halkın sofrasının korunması, helal, temiz ve güvenli gıdaya erişimin garanti altına alınması ve sürdürülebilir bir gıda politikasının hayata geçirilmesi zorunludur.”
Kaçar’ın açıklaması, Türkiye’de gıda güvenliği konusunda geniş kapsamlı bir reform ihtiyacını bir kez daha gündeme taşımış oldu.