İkizdere Çevre Derneği Basın Sözcüsü Asuman Fazlıoğlu, Rize’nin İkizdere ilçesinde yıllardır süren doğa tahribatına karşı sert açıklamalarda bulundu. AKP Hükümeti’ni çevre katliamına göz yummakla suçlayan Fazlıoğlu, "Gözümüzün içine baka baka doğamız katledildi," ifadelerini kullandı.
Fazlıoğlu, İkizdere’de yer alan üç vadi ve bu vadilerden beslenen su kaynaklarının yıllar içinde taş ocağı ve yol çalışmalarıyla yok edildiğini belirtti. “Köyümüzde üç vadi var. Her birinde tertemiz, içilebilir su kalitesinde dereler akıyordu. Bu derelerde alabalıklar yaşardı. Ancak Eskencidere Vadisi taş ocağıyla tamamen tahrip edildi. Kayın ve kestane ormanları yok oldu, vahşi yaşam büyük zarar gördü,” dedi.
Taş ocağına ulaşmak için açılan yolların da doğaya büyük zarar verdiğini ifade eden Fazlıoğlu, “Kosif Vadisi'ne açılan araç yoluyla Katile Deresi taşlarla doldu. Ormandaki insan baskısı arttı,” diyerek bölgedeki ekosistemin tehdit altında olduğunu vurguladı.
Son olarak Hirta Vadisi’ne başlanan yol projesine de dikkat çeken Fazlıoğlu, “Eskencidere ve Kosif’teki yıkımdan kaçan yaban hayatı artık yalnızca Hirta Vadisi’nde barınabiliyor. Bu son sığınak da yok edilirse, bölgede doğa tamamen kaybolacak. Yollar, ekosisteme adeta bir insana bıçakla kesikler atmak gibidir. Bu yol çalışması derhal durdurulmalıdır,” çağrısında bulundu.
Fazlıoğlu, taş ocağının sadece doğayı değil, orada yaşayan canlıları da etkilediğini söyledi. "2020 yılında Eskencidere’de foto-kapanla tespit edilen nesli tükenmekte olan Çengel Boynuzlu Dağ Keçisi, bu yıkımdan doğrudan etkilendi," diyerek taş ocağı faaliyetlerinin vahşi yaşamı yok ettiğini vurguladı.
Tüm bu yaşananları kaleme alan Asuman Fazlıoğlu, bölgedeki çevre mücadelesini ve yaşanan tahribatı “Eskenci Destanı” adlı kitabında topladığını belirtti. Fazlıoğlu’nun bu çalışması, İkizdere’de doğa savunuculuğunun simgesi haline geldi.
İkizdere’de yaşanan çevre tahribatı, bir kez daha doğa ile kalkınma arasındaki dengenin ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne serdi. Fazlıoğlu’nun çağrısı ise hem yöre halkına hem de yetkililere: “Geç olmadan durun.” dedi
.IÇDER Olarak Torba yasayla ormanlık ve zeytinlik alanları yok etmek isteyen politikalara yeraltı kaynaklarımızın yabancı sermayeye peşkeş çekilmesine dur diyoruz

