ADANA, (DHA)- ÇUKUROVA Üniversitesi (ÇÜ) Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Hanta, KOAH, astım gibi kronik akciğer hastalığı olanların yazın sıcak havalarda mümkün olduğunca serin yerlerde kalmalarını, gündüz dışarı çıkmamalarını, bol su tüketmeleri, ilaçlarını düzenli kullanmaları ve klimalarını her yıl temizlemeleri gerektiğini belirterek, “Ani sıcak ve soğuk hava değişikliği kronik akciğer hastalıkları olanlarda nefes darlığını arttırabilir. Klima kullanımında ortam sıcaklığının yavaş yavaş düşürülmesi gerekir” dedi.

ÇÜ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Hanta, sıcak yaz günlerinde vatandaşların yoğun olarak serinlemek için kullandığı klimadan kaynaklı oluşabilecek hastalıklarla ilgili bilgiler verdi. Amerikan lejyonerlerinin katıldığı bir kongrede, katılımcılar arasında zatürre (pnömoni) ile seyreden bir salgınla tanımlanan ‘Lejyoner hastalığı’ olarak bilinen akciğer enfeksiyonuna karşı alınacak önlemleri sıralayan Hanta, “Lejyoner hastalığının meydana gelmesini önlemek için binalardaki havalandırma ve su sistemlerinin endüstriyel standartlara göre düzenli bakımlarının yapılması gerekiyor. Duş başlıkları ve hortumları sökülmeli ve düzenli olarak temizlenmelidir. Kuyu suyu kullanılmadan önce sterilize veya filtre edilmelidir. Hastalık insandan insana bulaşmıyor. Bakteriler akciğerlere sadece iki şekilde ulaşıyor. Yaygın olarak kabul gören yol, solunum havasına çevresel kaynaklardan yayılan soğutma kulelerinin fanları, jakuzi ve duş başlıkları, sprey nemlendirme cihazları, dekoratif fıskiyeler gibi legionella içeren su aerosollerinin solunmasıdır. Günümüzde yaygın kullanımı olan klima sistemleri de bu anlamda önemli ve sık görülen bir kaynak durumundadır. Diğer önemli bulaşma şekli ise legionella içeren suyun aspirasyonu sonucu bakterinin solunum yollarına geçmesidir” dedi.

Hastalığın erken dönemde ciddi bir gribal enfeksiyon şeklinde başlayıp ateş, kuru öksürük, baş ağrısı, yorgunluk, iştahsızlık, solunum sıkıntısı, kas ve eklem ağrıları gibi semptomların yaşandığını ve akut durumlarda vücudun birçok sistemini etkilenip bulantı, kusma , mental konfüzyon ve hatta renal yetmezlik gelişebildiğini dile getiren Prof. Dr. Hanta, aşı tedavisinin olmadığını, erken antibiyotik tedavisi alanlarda genellikle 3-5 günde semptomlarda iyileşme gözlenebildiğini ve antibiyotik kullanımına en az 10-14 gün devam edilmesi gerektiğini tavsiye etti.

'ORTAM SICAKLIĞI YAVAŞ YAVAŞ DÜŞÜRÜLMELİ'

Sıcak havanın solunması özellikle astım ve KOAH'lı hastalarda bronkospazm adı verilen hava yollarındaki kasların kasılması ve solunum yollarında daralmaya neden olabildiğini kaydeden Prof. Dr. Hanta, “Bu durumun yanı sıra yaz aylarına özgü polen ve küf mantarları da solunum sıkıntısına yol açabilmektedir. Sürekli sıcak ve nemli havaya maruz kalmak sıcak çarpması olasılığını artırır. KOAH ve astım gibi kronik hastalıkları olanlarda bu risk daha fazladır. Sıcak çarpması acil müdahale edilmezse ölümcül olabilmektedir” diye konuştu.

‘SERİN YERLERDE KALMALILAR’

Prof. Dr. Hanta, KOAH, astım gibi kronik akciğer hastalığı olanların yazın sıcak havalarda mümkün olduğunca serin yerlerde kalmalarını, gündüz dışarı çıkmamalarını, bol su tüketmeleri, ilaçlarını düzenli kullanmaları ve klimalarını her yıl temizlemeleri gerektiğini kaydetti. Ani sıcak ve soğuk hava değişikliğinin kronik akciğer hastalıkları olanlarda nefes darlığını arttırabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Hanta, klima kullanımında ortam sıcaklığının yavaş yavaş düşürülmesi gerektiğini aktardı. Yaşlılarda, şeker hastalığı böbrek hastalığı gibi kronik hastalıkları olanlarda, kronik akciğer hastalığı olanlarda ve bağışıklık sistemi bozulmuş olanlarda, sigara içenlerde, alkol bağımlılarında akciğer enfeksiyonunun daha fazla görüldüğünü açıklayan Prof. Dr. Hanta, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bu nedenle kronik hastalıkları olanlar özellikle sigara ve alkol kullanmamalı, hijyen kurallarına uymalı, 65 yaş üzeri veya kronik hastalığı olanlar zatürre aşısı ve grip aşısı olmalıdır.” (DHA)

FOTOĞRAFLI