Rize
Açık
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Lösemiyi yenip doktor oldu, hasta çocuklara hizmet veriyor

Çocukluk çağında geçirdiği lösemiyi doktorların çabasıyla yenen Nurgül Büyüktarakçı Erfidan, hayalini gerçekleştirerek tıp fakültesini tamamladı ve doktor olarak göreve başladı.

Aydın'da dünyaya gelen Erfidan'a 12 yaşında lösemi teşhisi kondu. Yaklaşık 2 yıl süren tedavi sürecinde çok sevdiği okulu ve arkadaşlarından uzak kalan Erfidan, hastalığının ilerlemiş olması nedeniyle yüksek dozlarda kemoterapi ve radyoterapi tedavileri gördü.
Doktor ve hemşirelerin özel ilgisi ve moral desteğinin de katkısıyla iyileşen Erfidan, doktor olmaya karar vererek eğitimine devam etti.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olan Nurgül Büyüktarakçı Erfidan (31), İzmir Demokrasi Üniversitesi Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesinde göreve başladı.
Hastanede acil servisin yanı sıra evde sağlık biriminde de görev alan Erfidan, hasta çocuklara evlerinde hizmet veriyor. Çocuk hastalar ve yakınları ile özel olarak ilgilenen Erfidan, ailelere kendi yaşadığı süreçleri anlatarak moral vermeye çalışıyor.
- "iyi ki doktor olmuşum"
Erfidan, AA muhabirine, lösemi tedavisi gördüğü günleri hala unutamadığını, görev yaptığı hastane odalarının kendisi için ayrı bir anlamının bulunduğunu kaydetti.
Hastalığının çok ağır geçtiğini, o dönemde en yakın arkadaşlarının doktor ve hemşireler olduğunu anlatan Erfidan, şöyle konuştu:
"Hastaneye yattığımda kanamalarım çok fazlaydı. Neredeyse artık 'Yaşamayacak mıyım?' diye düşünmeye başlamıştım. Ama tedaviyle birlikte yaşama tutununca, o süreç beni doktor olmaya teşvik etmişti. Doktorlarımız ve hemşirelerimiz bizimle ilgileniyordu. Çünkü biz onlara göre özel hasta grubuyduk. Bizim daha çok ilgiye, sevgiye ihtiyacımız vardı. Ve normal bir hasta bir gün, iki gün yatıp taburcu oluyordu ama bizim artık birinci evimiz hastaneler olmuştu. Onların bize uyguladığı hem tıbbi müdahale hem de sevgi, şefkat hayata tutunmamıza sebep olmuştu."
Uyguladığı tedavilerin yanı sıra kendi hastalık sürecini çocuklara ve ailelerine anlatarak onlara umut olmaya gayret ettiğini dile getiren Erfidan, görev yaparken aklına çocukluğunda kendisiyle ilgilenen doktorların geldiğini ifade etti.
Erfidan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Beni canlı örnek olarak gördüklerinde onları mutlu edebildiğim için ben de mutlu oluyorum. Çocuk hastalar her şeyin farkında olmuyor. Onlara oyun gibi geliyor bu süreç. Anneler, babalar durumumu öğrenince onlar için umut oluyor.
Gittiğim her hasta çocuğun evinde durumumdan bahsediyorum. 'Merak etmeyin geçici bir dönem. Ben de sizler gibi zorluk yaşadım. Hem maddi hem manevi anlamda.' diyorum. Bunların geçici olduğunu onlara göstermek istiyorum. İyi ki doktor olmuşum diyorum. Çünkü bir hastanın bile iyileşmesine vesile oluyorsak, hayata tutunmasına vesile oluyorsak, bu ne kadar güzel bir şey."
Hastanede 12 yaşındaki oğlu epilepsi ve serebral palsi tedavisi gören Kezban Erkul da Dr. Erfidan'ın hikayesinin kendilerini çok etkilediğini, onunla tanıştıktan sonra daha olumlu düşünmeye başladıklarını söyledi.
Hemşire Hülya Yıldırım ise birlikte görev yaptığı Erfidan'ın hastalarla kurduğu empatinin çok farklı olduğunu dile getirdi.