76 yaşındaki bu kitap kurdu, okuduğu kitapların isimlerini, yazarlarını, sayfa sayılarını, okuduğu yılın tarihini ve kitapların boyutlarını ajandasına not alarak özenle kaydediyor.
Kitap sevgisine dair başlangıcı 1959 yılına dayanan Demiröz, ilkokul 5. sınıfta 'Ege'nin Dibi' isimli bir kitapla tanıştığını belirtiyor. Ardından astronomiye olan ilgisi, 12 yaşındayken 'Ay'a Yolculuk' kitabıyla başlamış ve bu alanda sayısız eseri kütüphanesine eklemiş. Demiröz, "Ruhumu en fazla dinlendiren dini ve astronomi kitaplarıdır" diyerek, aynı zamanda sosyoloji, tarih, psikoloji, felsefe, dünya klasikleri gibi birçok farklı alanda eserler okuduğunu ifade ediyor.
Demiröz, kitapların maddi değerden daha fazla anlam taşıdığına inanıyor. "Saman kağıdına yapılmış 10 sayfalık bir kitap değer bakımından paradan daha önemli, daha kıymetlidir. Kitap, parayla değerlendirilecek, parayla değeri ölçülebilecek bir şey değildir. Kitap beynin kardeşidir, aklın arkadaşıdır" şeklinde konuşuyor.
Öğrencilik yıllarında kendi kütüphanesini oluşturma kararı alan Demiröz, ekonomik sıkıntılar nedeniyle kitaplık alamadığını, ancak limon sandığı kullanarak bir kitaplık yapmaya başladığını anlatıyor. Daha sonra aldığı paralarla küçük bir dolap yaptıran Demiröz, kitaplarını düzenli bir şekilde yerleştirmeye başladı. Öğretmenlik kariyerine başladıktan sonra ise daha büyük bir kitaplık yaptırarak koleksiyonunu genişletti.
Dört çocuğuna ve torunlarına bırakacağı en büyük mirasının kitaplar olduğunu vurgulayan Demiröz, onların kendi izinden gitmesini diliyor. "Elimden gelse, kütüphanemi daha da büyütürüm. Param pulum olmasın, evim barkım, arabam hiçbir şeyim olmasın, kitaplarım çocuklarıma, torunlarıma kalsın yeterli. Benden sonrakilere en güzel mirasım, hediyem bu kitaplarım olacak. Biz de onun gittiği yolundan gidelim diyebilsinler. Ben bunu istiyorum" diyor.
Ahmet Demiröz'ün bu kitap dolu yaşamı, kitapların gücünü ve insanlığa bırakılabilecek en değerli mirasın bilgi olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.