Betsmove jojobet giriş
Rize
Açık
26°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
RİZE
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara
53 HABER GAZETESİ GÜNCEL Bolu adı nereden geliyor? Bolu'nun eski adı nedir?

Bolu adı nereden geliyor? Bolu'nun eski adı nedir?

Merak, insanın doğasında var olan ve bilinmezliklere yönelik bir dürtüdür. Bu doğal merak duygusu, sıklıkla coğrafi isimler üzerinden de kendini gösterir.

Her şehrin adı, bir hikaye taşır. Bitlis de bu kuralın bir istisnası değil. Şehrin adıyla ilgili soruların başında gelen Bitlis adı nereden geliyor? ve Bitlis'in eski adı nedir? merakı, aslında bir zamanlar bu topraklarda hüküm süren medeniyetleri ve kültürleri keşfetme arzusunu yansıtır. İnsanların zihninde zamanla şekillenen bu eski ad, bugün hala şehrin sokaklarında dolaşanlar için bir gizem olmaya devam ediyor. Şimdi, geçmişe bir yolculuk yaparak, Bitlis'in isim sırlarını aydınlatmaya ne dersiniz? İşte detaylar...

Bitlis adı nereden geliyor?

Bitlis, günümüzdeki ismini almadan önce birçok farklı isimle anılmış bir şehirdir. Asurlular Bit-Liz, Persler ve Yunanlılar Bad-Lis veya Bad-Lais, Bizanslılar Bal-Lais-on, Babaleison veya Baleş, Araplar Bad-Lis, Ermeniler ise Pageş veya Pagişi olarak adlandırmışlardır. Bit kelimesi Asur dilinde "yurt," Bet kelimesi ise "kale" anlamına gelir, dolayısıyla Bit-Liz "Liz'in Yurdu," Bet-Lis ise "Liz'in Kalesi" demektir.

Tarih boyunca çeşitli isimlerle anılan Bitlis'in en ilginç hikayelerinden biri, M.Ö. 336 yılında Makedonya Kralı II. Filibe'nin ölümü ve yerine geçen Büyük İskender'in Hindistan seferine çıkma kararıyla başlar. İskender'in rahatsızlığına çare aramak için suyu kullanması gerektiği önerisi üzerine, Bitlis çayının şifalı olduğunu keşfeder.

İskender, Kösür ve Rabat sularının birleştiği bu güzellikteki yerde konaklamaya karar verir. Burada geçirdiği bir hafta sonunda, Kösür suyunun şifasını bulur ve boynuzları kaybolur. Bu olayın ardından, İskender'in emriyle komutanı Bedlis veya Leis, bu şifa kaynağının etrafında müstahkem bir kale inşa eder.

İskender'in şehre geri döndüğünde muazzam bir kaleyle karşılaşması üzerine, kaleyi teslim etmesi için Bedlis'e çağrı yapar. Ancak Bedlis, kaleyi teslim etmeyi reddeder ve İskender'in kuşatma girişimine direnir. Uzun süren kuşatmanın ardından İskender, kaleyi alamayacağını anlar ve geri çekilir.

Bedlis, İskender'e teslim olur ve kale anahtarını sunar. İskender, neden direndiğini sorar, Bedlis ise İskender'in emri gereği böyle bir kale yapması gerektiğini ve direnmenin amacının bu kalenin fethedilemezliğini ispatlamak olduğunu ifade eder. İskender, bu cesareti takdir eder ve komutanına şehrin yönetimini devreder.

Bitlis, o günden sonra Bedlis adını alır ve zamanla yapılan harf değişiklikleriyle günümüzdeki ismi olan BİTLİS'e evrilir. Şehir, tarihi dokusu ve eşsiz coğrafyasıyla "Vadideki Güzel Şehir" olarak anılmaya devam eder.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *