Tarihin derinliklerinden günümüze uzanan Çanakkale'nin gizemli öyküsü, pek çok merak uyandıran soruyu beraberinde getiriyor.
Birçok kişi için Çanakkale, sadece coğrafi bir konumdan ibaret değil, aynı zamanda tarihin ve kültürün derinliklerine uzanan bir serüvenin adıdır. Ancak, Çanakkale adı nereden geliyor? ve Çanakkale'nin eski adı nedir? konusu, meraklı zihinleri cezbetmeye devam ediyor. Kullanıcılar arasında sıkça dile getirilen sorulardan biri, Çanakkale adının kökeni. Bu yazıda, Çanakkale'nin isminin izini sürerek, bu toprakların geçmişine dair heyecan verici bilgilerle buluşacaksınız. Ayrıca, bu coğrafyanın tarihine dair bir başka önemli detayı da keşfetmek adına, Çanakkale'nin eski adı hakkında da bilgi sahibi olacaksınız. İşte detaylar...
Çanakkale, tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış, zengin bir kültürel geçmişe sahip olan bir şehirdir. Şu anki konumuyla bilinen yer, 19. yüzyılda "Kale-i Sultaniye" olarak anılmaktaydı ve bu isim, 1890 yılında şehrin resmi adı olarak kayıtlara geçmişti.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Çanakkale önemli bir kale işlevi görmüş ve bu tarihi misyonu, "Kale-i Sultaniye" veya günümüz Türkçesiyle "Sultaniye Kalesi" adıyla belirtilmiştir. 17. yüzyılın sonlarına doğru gelişen çömlek yapımı, şehrin bu alandaki ününü artırmış, hatta bir seyyahın şehirde üretilen seramikleri Hollanda'nın Delft şehrindeki seramiklerle kıyaslaması sonucunda "Çanak Kalesi" ismi ortaya çıkmıştır. Çanakkale'nin adı, Yunanca kökenli "Dardanellia" veya "Δαρδανέλλια" olarak bilinirken, İngilizler 1920'lerden itibaren şehre "Chanak" veya "Kale Sultanie" demeye başlamışlardır.
Yöre, ekonomik ve askeri anlamda topluluklarına avantaj sağlamış, ancak aynı zamanda çeşitli göç ve istila hareketlerinin hedefi olmuştur. Bu durum, kültürel alışverişi artırmış ve yüzyıllar boyunca renkli bir kültür mozaiği oluşmuştur.
Çanakkale'nin tarihine dair izler, Beşiktepe ve Kumtepe yerleşmelerinde bulunan Kalkolitik Dönem yerli halkına kadar gitmektedir. İ.Ö. 3000'lere kadar uzanan bu halk, Troya'nın izlerini taşımaktadır. Bölge, Troya Savaşları, Akalar'ın gelişi ve Ege göçleri gibi olaylara tanıklık etmiştir. Son olarak, Sicilyalı Komutan Roger De Flor'un ölümüyle Katalonyalılar bölgeyi Türk Beylerine bırakmışlardır.
M.Ö. 3000 yılında kurulan I. Troia, bir depremle yıkılmış ve Dardanos kentinin I. Troia'dan önce kurulduğu düşünülmektedir. M.Ö. 1200'lerde "deniz kavimleri"nin göçüyle bölgede karanlık bir dönem başlamış, Perslerin gelmesiyle Pers etkisi artmış, İskender'in Pers ordusunu mağlup ettiği M.Ö. 334'te ise Pers hakimiyeti gerilemiştir.
Çanakkale, Roma ve Bizans dönemlerinde limanlarıyla önem kazanmış, Osmanlıların Akdeniz'deki egemenlik isteği bölgeye olan ilgilerini artırmıştır. Gelibolu'da kurulan tersane ile Osmanlı egemenliği daha da güçlenmiş, Çanakkale Savaşları'nda düşman donanması 1915'te bozguna uğratılmıştır.
Dardanelles ve Hellespontos, Çanakkale'nin bilinen en eski adlarıdır. Dardanelles adı, Troya'nın mitolojik atalarından Dardanos'tan türetilmiştir. Hellespontos ise Antik Çağ mitolojisinde geçen bir öyküye dayanmaktadır. Çanakkale, uzun ve zengin tarihine dair kalıntılarla dolu bir şehir olarak, günümüzde de tarihi ve kültürel mirasıyla önemini korumaktadır.