Tarih: 04.09.2023 13:17

Cemal Süreya'nın aşk şiirleri

Facebook Twitter Linked-in

CEMAL SÜREYA SÖZLERİ, ŞİİRLERİ VE ALINTILARI

Cemal Süreya şiirleri kaleme alırken şiirin hiçbir mantık ve düzene uymayacağını söylemiştir. Kendine özgür bir şiir anlayışı ile üslup geliştirmiştir. Süreya’nın özellikle duygu yüklü aşk şiirleri büyük ilgi görmüştür. Bizzat usta edebiyatçının kaleminden çıkan Cemal Süreya şiirleri, sözleri ve alıntıları sizler için derledik. En güzel, duygusal Cemal Süreya’nın aşk şiirleri ve sözleri ile alıntıları için içeriğimizin devamını okuyabilirsiniz.

CEMAL SÜREYA KİMDİR?

1931 yılında Erzincan’da doğmuştur. Asıl adı Cemalettin Seber’dir. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü’nü bitiren sanatçı, branşıyla alakalı olarak devlet kademelerinde çok çeşitli işlerde çalışmış, 1982’de maliye müfettişliğinden emekli olmuştur. Çok çeşitli dergiler çıkartan, yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik de yapan Cemal Süreya’nın İlk şiiri 8 Ocak 1958’de Mülkiye dergisinde çıkmıştır. Birçok dergi ve gazetede yazıları yayınlanan sanatçı, 9 Ocak 1990’da İstanbul’da yaşamını yitirmiştir.


CEMAL SÜREYA SÖZLERİ

Konuşmuyor, anlatmıyor diye hissetmiyor sanmayın. Kimisi içine atar çığlıklarını.

Özlemek, ölmekten sadece iki harf fazla be çocuk.

Hiç kimseyi, rüyanda görecek kadar sevme. Çünkü o zaman uyusan da geçmez.

Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık. Sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz.

Sesinde ne var biliyor musun? Söyleyemediğin sözcükler var.

Oyuncağın kırıldı diye üzülme çocuk. Büyüyünce kalbin paramparça olacak.

Annesinden dayak yediği halde, yine 'anne' diye ağlayan bir çocuktur aşk.

Düşenin dostu olmaz' derler kimileri. Sanki ayakta olanın dostu çokmuş gibi.

Gölgene bak, beni anlamak istiyorsan; O kadar yakın, ama sana asla dokunamayan.

Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözlerine! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime.

Öylesine sevdim ki seni, öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar, tattırdığın acılar.

Baktım gülüşünden güzel şiir olur, ben de sevdim gitti.

Yüreğine giden bir bilet kes, cam kenarı değil can kenarı olsun.

Biz kırıldık daha da kırılırız. Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.


Bir gün ayrıldık ve sevilmekten eskimiş bir renk gibi hissettim kendimi.

Aklıma bile gelmiyorsun artık, o kadar kalbimdesin ki!

Aşklarda bakım istiyor, öğrenemedin gitti.

Umut belki de gelecek sayfadadır. Kapatma kitabı

Sen bakma bu kadar hüzünlü şeyler yazdığıma, ben çok gülerim ve gülerken yalan olduğunu kimse anlamaz.

Her gece onu düşünmekten saatim ilerlemek oldu. Kim sorsa saat kaç diye, cevabım hep aynı… O'na doğru…


CEMAL SÜREYA ŞİİRLERİ

Sevgilim Bir Günün

Sevgilim, bir günün ortası şimdi

Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,

Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde

Uzat bana uzat ellerini

İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar

İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,

Güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor

Ben seni düşünüyorum seni

Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi

Kalbim diyorum kalbim

Daha dün tezgâhtan çıkmış bir su sayacı gibi

Aşkı anılar besliyor düşler kadar

Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır

Sevgi eskidikçe sevgi.

Günümüz ekmeğimiz, türkümüz

Çoluğumuz çocuğumuz

Binalar yan yana yükselip gidiyor

Vapurların ağzı köpük içinde

Uzaklarda ne kapılar açılıyor

Trenin biri bir istasyona varıyor

Ordan çıkıyor biri.

Her şey biliyor her şey

Sen biliyor musun bakalım

Seni nice sevdiğimi?

Üstüne titrediğimi?

Geldiğimi?

Gittiğimi

Hadi!


Aşk

Şimdi sen kalkıp gidiyorsun, git.

Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar, gitsinler.

Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin

Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık

Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı

Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü

Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti

Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz

Sanki hiç olmamıştı

Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu

Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar

Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların

Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek

Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken

Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti

Çünkü iki kişiydik

Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya

Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız

Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu

İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük

Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde

Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra

Sonrası iyilik güzellik.


Yazmam Daha Aşk Şiiri

Oydu bir bakışta tanıdım onu

Kuşlar bakımından uçarı

Çocuk tutumuyla beklenmedik

Uzatmış ay aydınlık karanlığıma

Nerden uzatmışsa tenha boynunu

Dünyanın en güzel kadını oydu

Saçlarını tarasa baştan başa rumeli

Otursa ama hiç oturmaz ki

Kan kadını rüzgardı atların

Hep andım ne yaşanır olduğunu

En çok neresi mi ağzıydı elbet

Bütün duyarlıklara ayarlı

Öpüşlerin türlüsünden elhamra

Sınırsız denizinde çarşafların

Bir gider bir gelirdi işlek ağzı

Ah şimdi benim gözlerim

Bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor

Bir kadın gömleği üstümde

Günün maviliği ondan

Gecenin horozu ondan


Bir Çiçek

Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,

Bir yanlışı düzeltircesine açmış;

Gelmiş ta ağzımın kenarında

Konuşur durur.

Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,

Güverteleri uçtan uca orman;

Aldım çiçeğimi şurama bastım,

Bastım ki yalnızlığımmış.

Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni

Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.


Gül

Gülün tam ortasında ağlıyorum

Her akşam sokak ortasında öldükçe

Önümü arkamı bilmiyorum

Azaldığını duyup duyup karanlıkta

Beni ayakta tutan gözlerinin

Ellerini alıyorum sabah kadar seviyorum

Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz

İstasyonda tren oluyor biraz

Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım

Gülü alıyorum yüzüme sürüyorum

Her nasılsa sokağa düşmüş

Kolumu kanadımı kırıyorum

Bir kan oluyor bir kıyamet bir çalgı

Ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —