Cumhurbaşkanı Erdoğan: Baskıların, yasakların olduğu günler tamamen geride kaldı (2)
'KUBBET-ÜL İSLAM UNVANINA SAHİP AHLAT'TA BULUNMANIN BAHTİYARLIĞINI YAŞIYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bitlis'teki toplu açılış töreninin ardından Malazgirt Zaferi'nin 953'üncü yıl dönümü etkinliklerinin yapıldığı Ahlat ilçesine geldi. Millet bahçesi içerisinde bulunan 1071 Sultan Alparslan Otağı'ndaki tören alanına geçen Erdoğan, burada vatandaşlara hitap etti. Dev Türk bayrağının yanına Filistin bayrağının da bırakıldığı tören alanında, Ahlat'ın tarihteki önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Malazgirt Zaferi'nin 953’üncü yıl dönümü vesilesiyle bugün bir kez daha beraberiz. Ata yurdumuz Belh ve Buhara ile birlikte Kubbet-ül İslam unvanına sahip üçüncü belde olan Ahlat'ta bulunmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Şehitler Diyarı, Kahramanlar Otağı, Anadolu'nun tapusu, bu aziz topraklarda gönüllerimizi yeniden buluşturan Rabb’imize sonsuz hamd ediyorum. Ahlatlı ve Bitlisli kardeşlerime ev sahiplikleri ve samimi misafirperverlikleri için kalpten teşekkür ediyorum. Rabb’im sizlerden razı olsun. Okçular Vakfımızı bu güzel program için özellikle tebrik ediyorum. Bu vesileyle, bir kez daha Ahlat’ı vatan yapan, Ahlat’ı sanat yapan, dünyada benzeri olmayan şaheserleri mühür misali bu topraklara tek tek nakşeden büyüklerimizi minnetle yad ediyorum. Yiğitlerin serdarı Sultan Alparslan'ı ve o gün kazaya katılan her askerini rahmetle anıyorum. İlk gazilerden ve şehitlerden bu yana Ahlat'ın tarihindeki büyük yolculuğuna şahitlik eden Selçuklu Mezarlığı’nda yatan her biri devlet teşkilatımızın, kültür ve edebiyatımızın mümtaz temsilcileri olan ecdadımızın manevi huzurlarında rahmetle yad ediyorum. 'Ahlat'ın altında küçük iskele, 18 yaşımda gittim askere' türkülere konu olan yakın tarihimizde Balkan Harbi'nde, Birinci Dünya Harbi'nde, İstiklal Harbi'nde toprağı kanlarıyla şereflendiren şehitlerimizi minnet ile anıyorum. Ahlat'ın köklü ailelerinden ecdatları devletimize hizmet etmiş, kale komutanlıkları yapmış, bayındırlık davamıza emeği geçen bu toprakların evladı birlikte çalıştığımız kardeşim merhum Zeki Ergezen'i de rahmetle anıyorum. Bundan 5 beş yıl önce Ahlat yolunda elim bir trafik kazasında aramızdan ayrılan merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun hocamızı da bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum" dedi.
'AHLAT, DAİMA PERGELİN SABİT BİR NOKTASI OLMUŞTUR'
Ahlat'ı asli hüviyetine ve kimliğine uygun olarak ihya etmenin ruhları şad edeceğini kaydeden Erdoğan, "Karşımdaki bu muhteşem kardeşlik tablosu eminim, onların ruhlarını mesut ve mesrur edecektir. Kardeşlerim, Ahlat, Anadolu'da okun ilk düştüğü yerlerden, ocağın ve otağın kurulduğu ilk yurtlardandır. Ecdadın konakladığı, nefeslendiği zamanını doğru okuduğu Ahlat bin yıl öncesinden bugüne kurulan bir iman, kültür ve medeniyet köprüsüdür. Burası, Anadolu'daki tarihimizin yapılmasında ve yazılmasında daima pergelin sabit bir noktası olmuştur. Konumuyla ve kimliğiyle iftihar duyduğumuz bir yerdir. Bin yıldır bu topraklarda tüten ocak, devletimizin ve milletimizin ocağıdır. Bin yıldır bu toprakları sanat eserine dönüştürerek taşa ve toprağa işlediği hafıza, devletimizin ve milletimizin hafızasındır. Ahlat'ın kıymetini bilmek, Anadolu'daki varlığımızın, medeniyetimizi, kültürümüzün bizi bir kimlik sahibi kılan değerlerin değerini bilmektir. Her biri, dünya yazı sanatının, taş işçiliğinin, mezar mimarisinin şaheseri olan Ahlat eserleri, bizim daha önceki medeniyet birikimimizin semeresi olarak tezahür etmiştir. Ahlat'ın sanat eserleri, mana itibarıyla geçmişimizi ve geleceğimizi temsil eden abidelerdir. Bunların kıymetini anlamak, bizim olduğu kadar gelecek nesillerin de kimliklerinin bir nişanesi olacaktır. Türkiye, sadece mevcut nüfusundan ibaret değildir. Türkiye'nin nüfus varlığı, sayılamayacak, ölçülemeyecek kadar büyüktür, geniştir ve güçlüdür" diye konuştu.
'AHLAT, KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞDU'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Toynaklarından kıvılcımlar çıkararak batıya doğru koşan atlar, binlerce yıllık değerlerimizi doğudan batıya taşıyan rüzgar kanatlı atlardır. Ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandıran asıl rüzgar, bu rüzgardır. Ahlat, fetihler ve fatihler doğuran, başkentler doğuran, fiziki varlığından daha büyük görevler ve anlamlar ihtiva eden şehirler anası bir şehirdir. 8 bin 200 ecdat mezarıyla Ahlat, bize kim olduğumuzu, nereden gelip, nereye gittiğimizi hatırlatır. Göreve geldiğimiz günden bu yana, Ahlat'ı yeniden bir başkent gibi ihya etmeyi vazife olarak gördük. Ahlat’ı kökleriyle buluşturmak, tarihteki yerine uygun bir şekilde yeniden tarih, kültür ve cazibe merkezi haline getirmek için çok çalıştık. Çalışmalarımız ve çabalarımız sonucunda Ahlat, küllerinden yeniden doğdu. Etkinlikler dışında da gençlerimiz buraya geliyor, kökleriyle tanışıyor ve Ahlat'ın bin yıllık tarihine tanıklık ediyor. Bugünkü toplu açılış törenimiz ve akşam gerçekleştireceğimiz Kabine Toplantımız, Ahlat'a verdiğimiz ehemmiyeti bir kez daha gösteriyoruz. İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bu hafızayı korumaya, güçlendirmeye ve istikbalimizin teminatı olan gençlerimize aktarmaya devam edeceğiz. Bin yıl önceden kalpler arasında kurulan köprü, bugün olduğu gibi inşallah sonsuza kadar ayakta kalacaktır. Bin yıl önce gönüllerde edinilen yer, bu vatanın çimentosu oldu, kalesi oldu, sigortası oldu ve yıkılmaz gök kubbesi oldu. Ataların Anadolu'ya ektikleri muhabbet, kardeşlik ve dayanışma tohumları, öylesine kök saldı, öylesine büyüdü ki bin yıldır kardeşlik hukukunu bozmaya ve yok etmeye kimsenin gücü yetmedi. Etnik köken üzerinden bizi bölmeye çalıştılar. Mezhep, meşrep üzerinden bizi ayırmak istediler. Siyasi görüş farklılıkları üzerinden nifak çıkarmaya çalıştılar. Bölücü terör örgütü eliyle aramıza nefret duvarları örmeye kalktılar. Daha bunun gibi nice hain ve kalleş oyunla kardeşliğimizi dinamitlemek, bizi kolay yutulur lokma haline getirmek istediler. Hain planlara karşı Allah'ın yardımı ve aziz milletimizin basiretiyle hepsinin üstesinden geldik. 85 milyon olarak birbirimize her zamankinden daha sıkı kenetlendik. Bugün de aynısını yapıyoruz. Vatanımıza yönelik senaryoları yırtıp atarak, yolumuza devam ediyoruz. Bizler bu toprakların emanetçisi değil, asıl sahipleriyiz. Bu toprakların altında da üstünde de biz varız" dedi.
'85 MİLYON BİRİZ, BERABERİZ VE TEK YÜREĞİZ'
Kardeşliğe vurgu yapan Erdoğan, "Milletimizin ezeli ve ebedi kardeşliğini bozmaya çalışanlar, ne yaptılarsa bir türlü muvaffak olamadılar. Bu topraklardaki kardeşlik hukuku, tarihimizin hiçbir döneminde mezhebe, etnik kökene göre belirlenmedi. Birlik, beraberlik ve kardeşlik hukukumuzu ortak kadere, ortak imana, ortak geçmiş ve geleceğe göre şekillendirdik. Bin yılın yol arkadaşları, dava arkadaşları mücadele ve kader arkadaşları olarak şimdi de istikbale yürüyoruz. Herkes şunu bilsin anlasın, mıh gibi adeta hafızasına rap eylesin. Ay yıldızlı al bayrağın gölgesinde 85 milyon biriz, beraberiz ve tek yüreğiz. Türk, Kürt, Arap, Zaza, Laz, Çerkez; hepimiz bu topraklar üzerinde biriz, beraberiz, kardeşiz. Sünni, Alevi; bu topraklar üzerinde biriz, beraberiz, kardeşiz. Hep birlikte Türkiye’yiz. Rabb’im birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi daim eylesin. Bu güzel programın düzenlenmesinde emeği geçen Okçular Vakfımızı, tüm kurumlarımızı, belediyelerimizi ve sivil toplum kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Ahlat'a, Bitlis’e, Malazgirt'e ve Muş’a samimi ev sahiplikleri için şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI