Gıyasettin TETİK-Selim KAYA/DİYARBAKIR, (DHA)- DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Son birkaç gündür Türkiye çok tarihi, çok önemli bir süreç içerisindedir. Öncesi çok tarihi bir açıklama yapıldı. 50 yıldır devam eden çatışma ve şiddet ortamını sonlandırıp, onun yerine demokratik zeminde hak, hukuk arama mücadelesinin startı verildi” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, beraberindeki Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ve DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk ile 2025 Nevruz deklarasyonu için partililerle bir araya geldi. Vedat Aydın Parkı’nda düzenlenen programda konuşan Bakırhan, “Son birkaç gündür Türkiye çok tarihi, çok önemli bir süreç içerisindedir. Öncesi çok tarihi bir açıklama yapıldı. 50 yıldır devam eden çatışma ve şiddet ortamını sonlandırıp onun yerine demokratik zeminde hak, hukuk arama mücadelesinin startı verildi. İşte tam da bu tarihi çağrının yapıldığı, tarihi startın verildiği bir süreçte Diyarbakır Nevruz deklarasyonunu okumak da en az o kadar önemlidir. Bizler bu tarihi çağrıyı eğer nevruzda güçlü bir şekilde sahiplenip, buradan İmralı'ya kadar Kürtlerin, Türklerin, Alevilerin, ezilenlerin barış, demokrasi ve özgürlük sesini güçlü bir şekilde ulaştırabilirsek emin olun en büyük görev ve sorumluluklarımızdan birisini yerine getirmiş olacağız. Bu tarihi süreçte, bu tarihi günlerde bu nevruzun önemine layık bir şekilde katılmalıyız” dedi.
‘BİR ÇAĞRI DA SURİYE’DEN GELDİ’
SDG ile Suriye hükümeti arasında yapılan anlaşmaya da değinen Tuncer Bakırhan, şunları söyledi:
“Yine dün siz de takip ettiniz. Bir çağrı da Suriye'den geldi. O da çok önemliydi. O da yine halkların varlığı olan direnişin bayramı olan Nevruz Bayramı’nın haftasına denk geldi. Halkların ve inançların demokratik bir zeminde kendi kimlikleriyle yaşayabilecekleri bir mutabakatın altına imza atıldı. İşte bu nevruz niye önemlidir? Hem Suriye'deki mutabakatın, Kürtlerin demokratik hak ve özgürlüklerine ulaşması için hem Öcalan'ın çatışma ve şiddet yerine barışçıl demokratik zeminde daha güçlü bir mücadele yürütme çağrısına bir cevap olacaktır. Nevruzda bu her iki gelişmeye nasıl baktığımızı, nasıl cevap verdiğimizi hep birlikte ortaya koyacağız. 2025 nevruzu tarihi bir nevruz olacak. Barış, Türkiye'de, Suriye’de konuşulur, mümkün hale geldi. Eşit ve demokratik bir zeminde Kürtlerin kimlikleriyle yaşayacakları bir Suriye daha mümkün hale geldi. Artık geldiğimiz noktada barışı taçlandırma, Öcalan'ı özgürlüğüne kavuşturma, Orta Doğu'daki tekçi sistemler yerine bütün farklılıkların kendi kimlikleriyle yaşayacakları bir zemine doğru geldik. Suriye'de Alevi yurttaşlarımıza dönük yapılan katliamı hep birlikte izledik, gördük. Bunu kınadık. Bunu eleştiriyoruz. Aslında Suriye'deki mutabakat metni aynı zamanda Alevileri dışlamayan, kapsayan bir metindir. O metinde ne kadar Kürt varsa o kadar Alevi var, ne kadar Alevi varsa o kadar Hıristiyan var. Ne kadar Hıristiyan varsa o kadar Arap var. Suriye'nin bütün renkleri var.” (DHA)
FOTOĞRAFLI