Malatya'da yapımına 1893'te başlanan ve Sultan 2. Abdülhamit'in verdiği destekle 1912'de tamamlanan tarihi cami, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkıldı.
Kubbesi çöken, minaresinin bir kısmı yıkılan ecdat yadigarı caminin ayağa kaldırılması için Vakıflar Genel Müdürlüğünce çalışma başlatıldı. Hasar tespiti yapılan caminin yeniden eski ihtişamına kavuşması için 4 profesörün yer aldığı bilim kurulu oluşturuldu.
Tüm çalışmaların bilim kurulunun önerileri doğrultusunda yürütüldüğü caminin enkazından toplananlar, onarımda kullanılmak üzere sınıflandırılıyor.
Malatya Vakıflar Bölge Müdürü Adem Bacanlı, AA muhabirine, 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde kentteki çok sayıda yapının yanı sıra tarihi Hacı Yusuf Taş Camisi'nin de büyük hasar gördüğünü hatırlattı.
Depremde cami kubbesinin olduğu gibi çöktüğünü, iki minarenin ise şerefenin üst kısmından yıkıldığını anımsatan Bacanlı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğünün talimatlarıyla camide önce hasar tespitine ardından ayağa kaldırılması için çalışmalara başladıklarını ifade etti.
Hasar tespitlerinin ardından caminin eski haline dönmesi için bilim kurulu oluşturulduğunu aktaran Bacanlı, şöyle devam etti:
"Bilim kurulu 4 profesörden oluşuyor, danışma hizmeti alınarak, adım adım ne yapacağımız konusunda plan oluşturuldu. Plan kapsamında ilk etapta cami içerisindeki molozlar yerlerine ve sınıflarına göre ayrıldı. Hangi taş nereye düşmüş, kullanılabilir olup olmadığı, nerden düştüğü ve konumu tespit edildi. Malzemeler cami çevresinde sınıflandırıldı. Bu cami, Malatya'nın yaşadığı bütün depremlerden etkilenmiş. Derinsel çalışmayla zemin etüdü ve sondaj çalışması yapıldı, 3 sondaj açıldı. Bilim kurulu değerlendirmelerini sürdürüyor. Yapılacak projelendirmeyle eskisinden daha sağlam, bu tür depremlerle daha büyük depremlere dayanıklı olması için gereken yapılmaya çalışılıyor."
Bacanlı, hayırsever iş insanı Bayram Kızılaslan'ın da caminin ayağa kaldırılması konusunda sponsor olduğunu kaydetti.
Caminin şantiye şefi Murat Osmanlıoğlu da enkazdan alınan malzemelerin sınıflandırmasını titizlikle yaptıklarını söyledi.
Yön isimleriyle belirlenen taşların ayrıştırılarak muhafaza altına alındığını aktaran Osmanlıoğlu, "Tarihi taşları yapıda tekrar kullanabilmek için bunu yapıyoruz. Minarenin, caminin iç ve dış taşlarını da ayırdık, hepsi muhafaza altında." diye konuştu.