Rize Haber meritbet
Rize
Kapalı
6°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
İkindi vaktine kalan
Ara

Destici: Bölücü dil kullanmaya devam ediyorlar

Destici: Bölücü dil kullanmaya devam ediyorlar

Gizem KARADAĞ-Samet ÖKSÜZ/ANKARA, (DHA)- BÜYÜK Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Kanlı ve cani terör örgütü PKK, silah bırakmayı ve terör örgütünün faaliyetlerine son vermeyi kabul ettiğini açıklamış değil. Hatta Kandil’den ya da onun uzantılarından aksi açıklamalar geliyor. Hala Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin varlığını, ay yıldızlı al bayrağını, ülkenin bütünlüğünü kabul etmiş değiller. Bence silah bırakmayla birlikte bunu da net olarak açıklamaları gerekir. Aksi açıklamalara yani bölücü dil kullanmaya devam ediyorlar. Kırk yıllık vatan haininden bir günde vatansever olmaz” dedi.

BBP lideri Mustafa Destici, partisinin genel merkez binasında düzenlediği basın toplantısında konuştu. Destici konuşmasında, “Türkiye’nin Kıbrıs politikası ve Kıbrıs Türklüğünün hakları konusunda Türkiye’nin ve Türk milletinin, hukuka, insan haklarına ve maşeri vicdana aykırı tek bir adımı bile olmamıştır. Balkanlar’dan Baltık ülkelerine, dağılan Sovyetler Birliği’nden Arap ülkelerine, birbirine benzeyen çok sayıda örnekte, ABD’nin ve AB ülkelerinin, sadece KKTC hakkındaki farklı, olumsuz ve düşmanca tavırları, sadece bir Türkiye ve Türk düşmanlığı ile izah edilebilir. Hal açıkça yapılan Türk düşmanlığı iken, Türk Devletleri’nin bu düşmanlığa karşı ortak duruş yerine bu düşmanlığı destekler nitelikteki kararları gerçekten kabul edilebilir değildir. Hazmedebileceğimiz bir şey değildir. Avrupa Birliği’nin gerçekleştirdiği anlaşmaların bir ayağının, Türkiye’nin Akdeniz’de uluslararası hukuktan doğan haklarını sınırlamak, Türkiye’yi uluslararası alanda zor durumda bırakmak ve Türkiye ile Orta Asya Türk devletleri arasında problem üretmek olduğu çok açıkken, kardeşlerimiz olarak kabul ettiğimiz devletlerin tavrı, dünya Türklüğünün ve Türk devletlerinin dayanışması adına büyük bir hayal kırıklığına neden olmuştur. Yaşananların, Türk Devletleri Teşkilatının geleceği ve üye ülkelerin birbirleriyle ilişkileri açısından bir kırılma noktası olmamasını temenni ediyoruz. Biz birlik olmazsak, birbirimize sahip çıkmazsak, bize sahip çıkacak kimse yoktur. Çünkü Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur. Kardeş ülkelerimizin yöneticilerini bir an önce bu yanlışlardan dönmeye ve Türk Devletleri Teşkilatını, bugün kuruluş amacı, ilke ve ruhuna uygun hareket etmeye davet ediyoruz” diye konuştu.

Destici sözlerine şöyle devam etti; “PKK’nın siyasi partisi DEM Parti ve PKK ile PKK’nın şartsız silah bırakmasına dair bir süreç yürütülüyor. Konuyla ilgili, ilk açıklamanın yapıldığı günden itibaren, düşüncelerimizi kamuoyuyla paylaşmıştık. Biz durduğumuz noktadayız. İlk gün nerede duruyorsak aynı noktadayız. O nokta terörle müzakere olmaz, mücadele olur. Terörün tüm unsurlarına karşı topyekûn mücadele edilir ve terörün kökü kazınır, süpürülür atılır. Duruşumuz ve söylediklerimizle ilgili, bizim açımızdan herhangi bir tereddüt ve belirsizlik olmadı, olmayacak. Kanlı ve cani terör örgütü PKK, silah bırakmayı ve terör örgütünün faaliyetlerine son vermeyi kabul ettiğini açıklamış değil. Hatta Kandil’den ya da onun uzantılarından aksi açıklamalar geliyor. PKK’nın partisi DEM, sürecin herhangi bir aşamasında terör kelimesini telaffuz etmiş değil. Lâkin birkaç gün önce eş başkanları ‘Türkiye ve Kürdistan’ın her bölgesinde’ gibi bölücü ve yıkıcı cümleler kurmaya devam ediyor. Buna neden kulaklar kapanıyor, duymazdan geliniyor. Açıkça terör uzantısı partisinin eş başkanı ülkemizin bir bölgesini Kürdistan diye adlandırıyor. Bunlarla neyin müzakeresi, neyin pazarlığı? Bunlar hainliklerinden, bölücülüklerinden vazgeçmiş değil ki. Hala Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin varlığını, ay yıldızlı al bayrağını, ülkenin bütünlüğünü kabul etmiş değiller. Bence silah bırakmayla birlikte bunu da net olarak açıklamaları gerekir. Aksi açıklamalara yani bölücü dili kullanmaya devam ediyorlar. Maalesef bizim medyamız, kamuoyu, siyasi partilerimiz, meclistekileri bunları hiç söylenmemiş olarak kabul ediyorlar. Kulaklarınızı ne kadar tıkarsanız tıkayın bunlar bölücü, bunlar terörist. Bu gerçeği değiştiremezsiniz. Kırk yıllık vatan haininden bir günde vatansever olmaz. Bu hainlere, bu yılanlara aynı delikten ısırılmayalım diyoruz. Bununla birlikte şahsımı ve camiamızı ayırmadan terör mağdurları başta olmak üzere, milletimizin, terör örgütünün uzantılarının kullandığı argümanlardan ve üsluptan son derece rahatsız olduğunu ifade etmek istiyorum. Hiçbir şeyin üzerini örtmeye gerek yok, bunun zaten örtülmesi de mümkün de değil. Bölgemizde, küresel emperyalizmin çıkarlarına hizmet etmek ve Türkiye’ye ayak bağı olması için ilk günden itibaren, bu ülkelerin istihbarat kuruluşları tarafından ayakta tutulan bir cinayet şebekesinin, bir terör örgütünün meşruiyetini hiçbir şartta tartışmayacak ve asla kabul etmeyeceğiz.”

Destici, “TBMM’de geri çekilmesini isabetli buluyoruz. Zira ilk 4 maddesi kabul edilen İklim Kanunu tasarısının gerekçelerinin, amacının ve hedefinin kamuoyuna tam anlatılamadığı bu sebeple toplumsal ve siyasi tepkilerin olduğunu görüyor ve yakından takip ediyoruz. Ben uluslararası bir iklim değişikliği kanununu Türkiye tarafından kabul edilmesini doğru bulmuyorum. Parti olarak doğru bulmuyoruz. Gelişen şartlar, iklimin-mevsimin değişmesi, yağışların erken olması bütün bunların tarımımızı, hayvancılığımızı, suyumuzu, doğamızı, havamızı etkiliyorsa, biz bunlarla ilgili kendimiz bir çalışma yaparız. Kendi ülkemize, kendi milletimize uygun bir yasayı meclisten geçiririz. Doğrusu budur ve böyle yapılması gerekir. Bu haliyle bu yasanın tekrar meclise gelmesini de doğru bulmuyoruz” dedi. (DHA)