Rize
Kapalı
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
RİZE
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Dilek öğretmen, 28 Şubat sürecinde yaşadığı mağduriyeti anlattı

Erzurum'da din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak atanan ve 28 Şubat sürecinde başörtüsü nedeniyle tek uyarı cezasının ardından ihraç edilen Dilek Yolcu, 2013 yılında yeniden başladığı mesleğini heyecanla sürdürüyor.

Erzurum'da din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak atanan ve 28 Şubat sürecinde başörtüsü nedeniyle tek uyarı cezasının ardından ihraç edilen Dilek Yolcu, 2013 yılında yeniden başladığı mesleğini heyecanla sürdürüyor.

Erzurum'da Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun olduktan sonra din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak mesleğe başlayan Dilek Yolcu, Türk siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat 1997 sürecinde, başörtüsü taktığı gerekçesiyle meslekten ihraç edildi.

Uzun süre işsiz kalan Yolcu, bu süreçten sonra Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı olarak Kur'an kursunda 7 yıl eğitmen olarak çalıştı. Yarım kalan öğretmenlik hayali için 2013 yılında Milli Eğitim Bakanlığına başvuran Yolcu, Erzurum Şükrüpaşa İlkokulunda göreve yeniden başladı.

O tarihten bu yana mesleğini heyecanla sürdüren Yolcu, 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını unutamıyor.

Dilek Yolcu, AA muhabirine, başörtüsü gerekçe gösterilerek görevini 5 ay yaptıktan sonra meslekten atıldığını söyledi.

Başörtüsü nedeniyle üzerinde baskı kurulduğunu anlatan Yolcu, şöyle konuştu:

“O dönem çok çelişkili bir durumdu. İlahiyatçısınız, Allah'ın emri örtünmek ama kimseye bunu ifade edemiyordunuz. O dönemde çalıştığım müdür bey bunu kaçmak olarak görüyordu. 'Niye benden kaçıyorsun' diyordu. Bunun Allah'ın emri olduğu aklına gelmiyordu. Üzerimde çok fazla baskı oluşturuyordu. 'Sen nasıl yaşayacaksın, paran olmazsa kimse sana bakmaz, paran olursa şöyle olur böyle olur, ortada kalırsın, başını açmak zorundasın' diyordu. Her gün psikolojik baskısını hissettim. Hayatımda ilk defa saç kıran olmuştum. O kadar acı ki saçım döküldü, bu durumda gidip de 'başörtülü çalışabilir' raporu almayı bile düşündüm. Tabii böyle bir şey mümkün değildi. En acı olaylarımdan biri buydu.”

Yolcu, "İkna çalışmaları oldu. Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak dersim az olması gerekirken, haftanın beş günü bana ders koymuşlardı. Olur da müfettiş gelirse ıskalanmasın diye. Özellikle cuma günleri İstiklal Marşı'nın olduğu zamana ders koyuyordu. Her İstiklal Marşı okunduğunda hüngür hüngür ağlıyordum. En sevdiğim şair, içinde en güzel İslamiyet'i anlatan İstiklal Marşı ve sen onda kendini çok suçlu ve nereye saklanabilir hissediyorsun." diye konuştu.

Yaşadığı işsizlik döneminin arından Diyanet İşleri Başkanlığında çalışmaya başladığını anlatan Yolcu, "Başörtüsünden atılanlara af gelmişti. 2006'da öğretmenliğe dönülebilir şansı verilmişti ama o kadar korkmuştum ki tekrar başörtü yasağı gelecek korkusuyla dönmek istemedim. Benim isteğim öğretmenlikti, 2013'te ne olursa olsun dedim ve başladım. 10 yıldır elhamdülillah öğretmenlik yapıyorum." dedi.

- “Okula giderken arkadaşlarım 'bu kadar heyecan mutluluk fazla değil mi' diyorlar”

Yolcu, yaşadığı travmaların hiçbir zaman geçmediğini belirterek, öğretmenlik mesleğini, geçmişte yaşadığı sorunlar nedeniyle çok daha heyecanla yaptığını dile getirdi.

Derslerde yaşadıklarını anlatan Yolcu, "O zaman derse her girdiğimde, 'Dilek bu senin son dersin olabilir ona göre anlat' diyordum. Şimdi derse girdiğimde çok heyecanlanıyorum. Çok mutlu oluyorum. Okula giderken arkadaşlarım 'bu kadar heyecan, mutluluk fazla değil mi' diyorlar. Diyorum ki 'siz benim yaşadıklarımı yaşasaydınız şu anki heyecanımı anlardınız.' Başörtüyle derse girebilmenin nasıl bir nimet olduğunu biliyorum. Allah'ı rahatlıkla anlatabilmek müthiş bir keyif. Gücüm yettiği kadar öğretmenlik yapmak istiyorum." ifadelerini kullandı.