Seza Nur ALPDÜNDAR/ İZMİR,(DHA)-EGE Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), Ege Bölgesi'nin 2023 Yılı Üretimden Satışlarına Göre 100 Büyük Sanayi firmasını açıkladı. Listedeki ilk 10 firmada genel bir değişiklik olmadığını dile getiren EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, "Her sektörden olması bizim için çok önemli. Özellikle otomotiv, gıda, tekstil sektörü ağırlıklı bir yapı yok. Bütün sektörlerimiz ilk 100'ün içinde var" dedi.
EBSO, İzQ İnovasyon Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısıyla Ege Bölgesi'nin 2023 Yılı Üretimden Satışlarına Göre 100 Büyük Sanayi firmasını açıkladı. Listedeki ilk 10 firma Star Rafineri A.Ş., Tüpraş Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş., Petkim Petrokimya Holding A.Ş., İzmir Demir Çelik Sanayi A.Ş., Philip Morris Tütün Mamulleri San. ve Tic. A.Ş., Abalıoğlu Lezita Gıda Sanayi A.Ş., JTI Tütün Ürünleri Sanayi A.Ş., Abalıoğlu Yağ San. ve Tic. A.Ş., Ravago Petrokimya Üretim A.Ş., Kardemir Çelik Sanayi A.Ş. oldu. Listedeki ilk 10 firmada genel bir değişiklik olmadığını dile getiren Yorgancılar, "Her sektörden olması bizim için çok önemli. Özellikle otomotiv, gıda, tekstil sektörü ağırlıklı bir yapı yok. Bütün sektörlerimiz ilk 100'ün içinde var" ifadelerini kullandı.
'4,5 BÜYÜMEMİZ ÖNEMLİ'
Yorgancılar, 100 büyük firmayı açıklamanın yanı sıra ekonomik gelişmelere ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. "Türkiye'nin makro ekonomik görünümlerinde 2021'de 11,4'lük büyüme yakaladık ama ondan sonra 5,5-4,5 gibi dünya oranlarına baktığımızda başarılı yıllar geçirdiğimizi söyleyebilirim" diyen Yorgancılar, "Hindistan'daki, Çin'deki büyüme oranlarının düşüşüne bakarsanız geçen sene 4,5 ile büyümemiz önemli bir rakamdı. İmalat sanayi büyüme oranı yüzde 1,6'ya düştü. Sanayi üretim endeksi de 4,7'den 1,6'ya düştü. Dünya mal ticarette büyüme hızı geçen sene -1,2 ile kapattı. Bunun sebebi alım satım dünyada aşağıya doğru gidiyor. Geçen sene 100 büyüğü açıklarken önümüzdeki yıl dünya ticaretindeki miktarlar aşağıya doğru inecek diye ifade etmiştim. 3'ten 1,2'ye düşmüş. Dünyada işler nasıl gidiyorsa Türkiye'de ona paralel gidiyor. Düştüğü ortamda 4,5 büyümemiz önemli bir değerlendirme. En çok sıkıntı yaşadığımız konuların başında CDS ve PMI endeksi geliyor. PMI endeksleri üretimle ilgili önemli bir değerlendirme. Baz alınan rakam 50'dir, 50'nin altına gittiği müddetçe sıkıntıdır. Bizde 47,5. Geçen sene 48,5'taydı. Şu yıllarda AB ülkelerinin PMI endekslerine bakarsanız onlarda 50'nin altında. Bütün dünyadaki orana paralel olarak bizde de düşüşler yükselişler aynı oranda. Ülkenin risk birimi olan CDS'miz 700'lere çıkıyordu, 2023'te 449'lara indi. Şimdi de 228 civarında. Yabancı yatırımcı geldiğinde ülkenin CDS'sine bakıyor. Risk var mı, yatırım ortamı uygun mu diye olan göstergelerin en başında bu geliyor" açıklamalarında bulundu.
'YERLİ ÜRETİM YAPILMALI'
Türkiye'de üretilen sanayi ürünlerinin yüzde 65-70'inin ithalata bağlı olduğunu ifade eden Yorgancılar, "10 dolarlık malın 7 doları ithale bağlı olarak üretiliyor. Kalan yüzde 30'u Türkiye'nin içinden alınıyor. Türkiye'nin içinden alanlar üretirken ithal mal kullanıyor, onun da yüzde 70'i ithale bağlı olunca yüzde 21'i yapıyor. Sadece yüzde 9'u kalıyor. Dövizin aşırı değerlenmesinin ya da eksik değerlenmesi konusunda, döviz çok arttığı zaman malları üretenin döviz giderleri yukarı çıktığı için zam yapıyorlar. Zam yapıldığında enflasyon yukarı doğru çıkıyor. Onun için yerli üretim yapılmalı. Ülkemizde kendi kendine yetebilen, dışarıya bağımlılığın az olduğu üretim modelinin uygulanması gerekiyor" dedi.
100 FİRMANIN 96'SI İHRACAT YAPIYOR
Listedeki 100 firmanın 82'sinin kar, 18'inin zarar beyan ettiğini dile getiren Yorgancılar, "Ar-Ge gideri bildiren firma 56, yabancı sermayeli firma 28, ihracat yapan firma sayısı 96. 100 firmanın 96'sı ihracat yapıyor. Bu çok güzel bir tablo. İlk 10 firmada rakamlar yıllardan beri değişmiyor. Çünkü Türkiye yüzde 99,5'u KOBİ olan bir yapıya sahip. İzmir'de de aynı şekilde. Büyük gruplar var, kobilerin bu rakamlara ulaşması çok zor. 100 büyük firma bir önceki yıla göre üretimden satışlara yüzde 31, net satışlarının yüzde 26 arttığını görüyoruz. ÜFE'nin yüzde 44, TÜFE'nin 64 olduğu ortamda yeteri derecede artmadığını görüyoruz. Kimya, gıda, taşıt, tekstil, deri maden, kağıt, elektrik elektronik, inşaat. Geniş bir üretim dokumuz var. İzmir'de bu büyük bir avantaj sektörlerin herhangi birinde gerileme, işlerin durması, bölgeyi atıl hale getirmiyor. Diğer sektörlerin çalışması son derce önemli" diye konuştu.
'TÜRK SANAYİCİSİNİN GÖZÜ PEKTİR'
Firmaların 2023 yılında özkaynak payının yüzde 57,4, borçlarının payının yüzde 42,6 olduğunu dile getiren Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Borçluluk oranlarının azalış eğiliminde olması krediye erişimdeki zorluk ve kredideki maliyetlerin yüksek olmasından dolayı aşağı indi. Özkaynakların payı yükseldi. Yapmak istedikleri yatırımları ertelediler. Türk sanayicisinin gözü pektir. Yeni yatırım makine üretim olduğu zaman borçlanır makinayı alır üretime başlar. 'Krediyi alamıyorum, vize alamıyorum, satışların ne olacağı belli değil' diyerek borçlanmadan özkaynaklarını artırma yoluna gittiler" dedi. Listedeki 100 firmanın devletten alacağı 7,5 milyar TL KDV alacağı olduğunu söyleyen Yorgancılar, "Faizler yüzde 50-55 civarında. Firma kredi kullanıyor, devletten alacağı var. Devletin bu parayı ödemesi lazım. Ödediğinde para sisteme girecek. Borcunu ödediği zaman yan tedarikçilik yapan firmalar 7,5 milyar TL'lik parayı İzmir'de kullanacak, piyasada rahatlama olacak" ifadelerini kullandı.
'EĞİTİM SİSTEMİNİN GÜNCELLENMESİ, YENİ BAŞTAN YAPILANMASI GEREKİYOR'
2024 yılından beklentilerini sıralayan Yorgancılar, şu ifadeleri kullandı: "Küresel büyüme hızı bu sene bütün dünyada yukarı seviyede olursa, AB ülkelerindeki büyüme ve ithalatın 2023 yılına göre sınırlı da olsa artışı olmasını bekliyoruz. Borçlanma maliyetleri göreceli olarak yüksek düzeyi koruması, mali desteğin durdurulması. Savaşların bitmesi en büyük temennim. Ekonomimizin beklentilerinde bu yıl 3-3,5 arasında büyümesi bekleniyor. Benim tahminim 3,75-4 arasında bitecek. Turizm sezonu başladı. 60 milyar dolara yakın turizm beklentisi var. 2024-25 yılında enflasyonun tekrardan 40-45 seviyelerine, önümüzdeki yıl 30-35 seviyelerine iner ama rahatlamayı 2026'dan sonra göreceğimizi tahmin ediyorum. Daha güçlü sanayi, daha güçlü Türkiye, daha güçlü insan için eğitim sistemi diyorum. Eğitim sisteminin güncellenmesi, yeni baştan yapılanması gerekiyor. Eğitim sisteminde yeni bir model, istikrar ve güven olmalı. Liyakat çok önemli. Yerli ve yabancı yatırımcıları rahatça ülkemize getireceğimiz yatırım ortamı, dijital ve yeşil dönüşüm seferberliği gerekiyor."
'ENFLASYONU YENECEĞİZ'
Yabancı yatırımcıların Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e güvendiğini ifade eden Yorgancılar, "Açıkladığı ekonomi politikalarına sonuna kadar desteğiz. Yaptığı iş enflasyonu aşağı indirebilmek için çaba sarf ediyor. Bir dokunuşta tabi ki inmeyecek. Bir programla, sistemle iner. Kemal Derviş'in zamanında enflasyonumuz yüksekti, en büyük avantaj şirketler sağlamdı, bankalar çürüktü. Şimdi bankalar da güçlü. Şirketlerin özkaynakları daha güçlü hale geldi. Enflasyonu yeneceğiz, bundan hiç şüphem yok. Bu enflasyonu aşağı getireceğiz. Yeter ki birlik, beraberlik ve programa güvenle bunu devam ettirmenin doğru olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.(DHA)
FOTOĞRAFLI