Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin her ne surette olursa olsun, bir güvensizlik ve huzursuzluk ortamına sürüklenmesine asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart yerel seçimleri kapsamında Tekirdağ'da miting düzenledi. Tarihi Valilik Binası Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka seslenen Erdoğan, selam ve sevgilerini ilettiği Tekirdağ'ın bugün bir başka güzel olduğunu belirterek, "Tekirdağ, bizim gözbebeğimiz. Tekirdağ'ı başkaları gibi öyle hesabi değil, hasbi olarak yürekten bağlıyız. 3 Kasım 2022'den beri Tekirdağ'ın tercihi ne olursa olsun, Tekirdağ'ı hiç kaderine terk etmedik, her fırsatta Tekirdağ'ın misafiri olduk. Ya partimizin kongreleri, ya açılış törenleri, ya da mitinglerimiz vesilesiyle şehrimize sık sık geldik, sizlerle hasret giderdik. Son olarak bundan 8 ay önce Tekirdağlı kardeşlerimizle birlikteydik. 14-28 Mayıs seçimlerinde temennimiz; Tekirdağ'da Cumhur İttifakı'nın renkleriyle boyamaktı ancak bu arzumuzu maalesef gerçekleşemedi. Hayırlısı olsun diyoruz, demek ki kendimizi ve projelerimizi Tekirdağlı kardeşlerimize tam olarak anlatamadık. Demek ki Tekirdağ'ı ikna etmekte yetersiz kaldık. İnşallah bu eksiğimizi 31 Mart mahalli idareler seçimlerine telafi etmeye var mıyız? Bunun için önümüzde 50 gün var, bu 50 günü çok iyi değerlendirmemiz lazım. Hata varsa düzeltecek, sıkıntı varsa giderecek şayet insanımıza ulaşma noktasında engeller varsa mutlaka aşacağız. Çok daha fazla sayıda Tekirdağlı kardeşimizin gönlüne girmenin yollarını arayacağız ama hiçbir şart altında tercihinden dolayı milletimizi asla yargılamayacak, milletimize karşı kesinlikle hürmetsizlik etmeyeceğiz" dedi.
'TIPIŞ TIPIŞ OYUNUZU VERECEKSİNİZ DİYEN KİBİRLİ BİR DİL OLAMAZ'
Erdoğan, birleştiren bir anlayışla siyaset yaptıklarını belirterek, "Muhalefet gibi hatayı, kusuru, yanlışı oy tercihinden dolayı seçmende değil, daima kendimizde arıyoruz. Bize oy versin veya vermesin, sandığa giden, özgür iradesini ortaya koyan, kullandığı oyla demokrasimizin gücüne güç katan her bir vatandaşımızın başımızın üstünde yeri var. Hangi siyasi partiden olursa olsun seçmen velinimetimizdir. Bizi, partimizi ve ittifakımızı rakiplerimizden ayıran temel vasfımız budur. Biz de CHP gibi vatandaşa; 'tıpış tıpış gideceksiniz, oyunuzu vereceksiniz' diyen kibirli bir dil olamaz. Bizde oy tercihleri sebebiyle insanımızı 'makarnacı', 'kömürcü', 'göbeğini kaşıyan adam' yaftası vurarak aşağılama olmaz. Bizde sırf kendisine oy verilmedi diye depremzedelere hakaret etmek, mağdurları gecenin bir yarısında kapı dışarı atmak olmaz. Bizde CHP'li belediye başkanları gibi 'oy yoksa hizmet de yok' diye milleti açık açık tehdit etmek olmaz. Meselenin trajikomik tarafı CHP'nin sadece oy vermeyenlere değil, yüksek oranlarda oy veren il ve ilçelerimize dahi hizmet etmemesidir. Beceriksizlik, iş bilmezlik, ideolojik bağnazlık bunları öyle bir esir almış ki nereye el atsalar orası adeta kuruyor, çöküyor, çürüyor. CHP'nin idare ettiği illerimizde vatandaşlarımız bırakın vizyonel projelerle tanışmayı, klasik belediyecilik hizmetlerini dahi almakta zorlanıyor. Düşünebiliyor musunuz? Millet görev vermiş, yetki vermiş, imkan vermiş ama bunlar çıkıyor, temel atmamakla, asfalt dökmemekle, yol yapmamakla övünebiliyor" diye konuştu.
‘BİR KEZ OLSUN VATANDAŞA ÖZ ELEŞTİRİ VERMEDİLER’
Erdoğan, 14-28 Mayıs seçim süreci ve sonrasında muhalefetin depremzedelere haraket savurmaktan çekinmediğini ifade ederek, "Depremzedelerimize bugün bile hatırladıkça onlar adına hicap duyduğumuz hakaretleri savurmaktan çekinmediler. Ama bir kez olsun kendilerini hesaba çekmediler. Bir defa bile egolarını ayaklar altına alıp, vatandaşa öz eleştiri vermediler. Millete parmak sallamadan önce şöyle aynanın karşısına geçip, 'acaba nerede hata yapıyoruz?' sorusu kendilerine sormadılar. Bir günah keçisi bulup, hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ettiler. Son seçim yenilgisinde de tüm faturayı '13'üncü cumhurbaşkanımız' diyerek yere göğe sığdıramadıkları bay Kemal'e kestiler. Türkiye'yi yönetmeye namzet gördükleri zatı, kendi partilerini yönetmeye yeterli görmediler. Aziz kardeşlerim, CHP başta olmak üzere muhalefetin mazisine baktığınızda bunun gibi sayısız garabet ve skandallarla karşılaşırsınız. Anadolu insanını hiçbir zaman hizmete ve hürmete layık bulmadılar. Biraz emek verip çalışıp, ter döküp, seçmenin kalbini ve zihnini kazanmak yerine kolaya kaçtılar. Kimi zaman vesayet odaklarından, kimi zaman emperyalist güçlerden, kimi zaman da son seçimlerde olduğu gibi terör baronlarından medet umdular. Aylarca Kandil'deki terör elebaşları, bunlar için açıkça oy istedi. Öyle değil mi? Kandil'den oy istediler. Benim Tekirdağlı kardeşim, Kandil'den oy isteyenlerin uzantılarına oy verir mi? 50 gün sonra sandıklarda bunlara gereken cevabı vermeye hazır mıyız? CHP ve şürekasından bir kez olsun, bu utanmazlığa itiraz gelmedi. Bugün de kapalı kapılar ardında bölücü örgütün uzaktan kumanda ettikleri yapılarla dikkat edin, çay demlemiyorsunuz, demlenerek seçim kazanmanın hesabını yapıyorlar. Niçin bu tür yollara tevessül ediyorlar biliyor musunuz? Çünkü bunların millete ve milli iradeye saygıları yok. Bunlarda demokrasiye ve demokrasi kültürüne bağlılık yok. Türkiye'nin önünü açmak, şehirlerimizi yeni yatırımlarla geliştirmekle ilgili bir dert yok. Bunun yerine ne var? Tek parti dönemi faşizmine özlem var. Vatandaşa tepeden bakma hastalığı var, terör örgütlerine şaşı bakma zihniyeti var. Siyasi ikballeri için her şeyi yapma omurgasızlığı var. Seçim meydanlarında tutamayacakları sözleri verme hainliği var. Ama artık millet nazarında tüm kredilerini bitirmiş, sıfırı tüketmişlerdir. CHP'nin istismar ve korku siyaseti inşallah 31 Mart'ta son bulacaktır" dedi.
'SALDIRGANLARINDAN BİR TANESİ YAKALANDI'
Küçükçekmece Belediye Başkan adayı Aziz Yeniay'ın seçim çalışmaları esnasında gerçekleşen menfur olayı bir kez daha lanetlediğini söyleyen Erdoğan, "Saldırıda yaralanan vatandaşımıza Rabbi'mden acil şifalar diliyorum. İstanbul Emniyetimiz ve İstanbul Başsavcılığımız, gerekli tahkikatı titizlikle yürütmektedir. Türkiye'nin her ne surette olursa olsun, bir güvensizlik ve huzursuzluk ortamına sürüklenmesine asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz. Son 21 yıldır olduğu gibi terör örgütleriyle, suç şebekeleriyle, çetelerle, şehir eşkıyalarıyla, milletimizin canına ve malına kasteden tüm alçaklarla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu vesileyle dünkü hadise sonrasında farklı mecralardan geçmiş olsun dileklerini ileten tüm siyasi parti genel başkanlarına teşekkür ediyorum. Siyaset kurumunun bu konudaki hassas tavrını, demokrasimiz adına takdirle karşıladığımızı burada tekrar ifade etmek istiyorum. Bir tanesi yakalandı, diğerlerini de inşallah yakalayacağız" diye konuştu.
'TESLİM ETTİĞİMİZ KONUT VE KÖY EVİ SAYISI, 31 BİNDEN FAZLA'
Deprem bölgesine yaptığı ziyareti anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
“Sevgili Tekirdağlılar, geçen hafta 'asrın felaketi' olarak nitelenen 6 Şubat depremlerinin birinci seneyi devriyesiydi. 53 binden fazla insanımızı toprağa verdiğimiz bu büyük afetin yıl dönümünü, deprem bölgesinde geçirdik, depremzedelerimizle kucaklaştık, dertleştik. Bu zor günde devlet olarak yanlarında olduğumuzu, acılarını samimiyetle paylaştığımızı gösterdik. Hükümetimizin deprem bölgesini asla ihmal etmediğini ve etmeyeceğini, çok açık ve net biçimde ziyaretimizde bir kez daha ortaya koyduk. Yapımı tamamlanan afet konutları ve köy evlerinin kuralarını çekerek hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. Yalan yok, laf ola beri gele yok ve şu anda bütün illerimizi dolaşıyoruz ve hak sahiplerine de konutlarını teslim ediyoruz. Ziyaret ettiğim 5 ilimizde bizzat teslim ettiğimiz konut ve köy evi sayısı, 31 binden fazladır. Deprem turistleri görmese ve kabul etmese de devletimizin şefkat eli, deprem bölgesinin her daim üzerindedir. Durmak yok, yola devam. Bu gerçeği yurt dışından bölgeyi ziyarete gelen yabancı basın mensupları da açıkça dile getirmektedir. Sadece 11 ilimizi ve 14 milyon insanımızı değil, 85 milyon olarak hepimize acıya boğan bu afetin üstesinden Allah'ın izniyle geliyoruz ve geleceğiz. Her zaman söylediğimiz gibi gideni geri getiremeyiz ama maddi zararları telafi etmek mümkün. Bu sürecin bize hatırlattığı en önemli husus, depreme dayanıklı binalar ve konutlar yapmamız gerektiğidir. Aslında TOKİ vasıtasıyla son 21 yılda 1 milyon 300 binden fazla konut üreterek, bu konuda ciddi mesafe kat ettik. Aynı şekilde kentsel dönüşüm projelerini destekleyerek, teşvik ederek hukuki süreçlerini basitleştirerek, kararlılığımızı ispat ettik. Tüm bunları da muhalefetin engelleme çabalarına rağmen yaptık. Sizler de gayet iyi biliyorsunuz. TOKİ ve kentsel dönüşüm meselesinde bize demediklerini bırakmadılar. Vatandaşımızın zihnini bulandırmak için ortaya olmadık yalanlar attılar. Mahalle ve apartman sakinlerini örgütleyerek, kışkırtarak, hukuki destek altında provoke ederek, kentsel dönüşüm projelerini sabote ettiler. Reklama verdikleri önemin yarısını, yönettikleri şehirlerin depreme dirençli hale getirilmesine vermediler. Kentsel dönüşümle şehrini depreme hazırlamak yerine vatandaşın önüne geçip eylem yapan, nümayiş yapan, belediye başkanları bile gördük. Maalesef aynı aymazlığı bugün de sergiliyorlar. Daha bir sene önce yaşadığımız büyük acıya ve yıkıma rağmen illerimizi afetlere hazırlama konusunda elle tutulur somut hiçbir adım atmıyorlar. Benzer çarpık bakış açısının Tekirdağ'da da olduğunun farkındayım. 31 Mart'tan sonra hükümet, belediye el ele vermek suretiyle iş birliği içinde kentsel dönüşüm süreçlerini daha da hızlandıracağız. Buna hazır mıyız? Özellikle çarpık ve sağlıksız yapılaşmanın yaygın olduğu deprem riski yüksek illerimize daha fazla yoğunlaşacağız.”
'TEKİRDAĞ'I AYAĞA KALDIRACAĞIZ'
Tekirdağ'ı, Büyükşehir Belediye başkan adayı Cüneyt Yüksel ile yeniden ayağa kaldıracaklarını söyleyen Erdoğan, "Yeniden Tekirdağ diyoruz. Genç, dinamik bir yapıyla, Tekirdağ'da merkezi yönetim ve Tekirdağ Belediyemiz el ele vereceğiz ve Tekirdağ'ı ayağa kaldıracağız. Tekirdağ'ın da bu süreçte bizlere destek vereceğine, bu mücadelemizde bizleri yalnız bırakmayacağına inanıyorum. Tekirdağ'ı tıpkı hükümet işlerinde olduğu gibi yerel yönetim tarafında da hak ettiği hizmetlerle buluşturmak istiyoruz. Tekirdağ'ın, AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın gerçek belediyecilik vizyonuna acil ihtiyacı olduğu açıktır. İnşallah 31 Mart yerel seçimleri bu noktada, Tekirdağ'ımız için bir milat olacaktır. Tekirdağ ve Tekirdağlı kardeşlerimin 31 Mart'ta sandıklara gittiklerinde en doğru, en isabetli kararı vereceklerinden şüphe duymuyorum. Tekirdağ'a soruyorum; hazır mıyız? Tekirdağ, 31 Mart'ta 'Türkiye Yüzyılı' şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart'ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Büyük ve güçlü Türkiye vizyonumuza sıkı sıkıya sahip çıkmaya var mıyız? Seçim akşamı Tekirdağ'la Türkiye haritasını Cumhur İttifakı'nın renkleriyle boyamaya var mıyız? Rabb'im hepinizden razı olsun" diye konuştu.
'BİZLER DE EMANETİ SAHİBİNE TESLİM EDECEĞİZ'
Tekirdağ'a güncel rakamlarla 157 milyar liralık yatırım yaptıklarını söyleyen Erdoğan, "Asya-Avrupa koridorunun ilk parçasını oluşturan Halkalı-Kapıkule hızlı tren projemizle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. 2 kesimden oluşan bu projenin 153 kilometrelik Çerkezköy-Kapıkule kesimi ve 76 kilometrelik Halkalı-Çerkezköy hattındaki çalışmalar devam ediyor. Türkiye'yi bir bütün olarak kalkındırmanın, büyütmenin, yüceltmenin çabasındayız. Tüm bu mücadeleyi, koltuk veya siyasi ikbal uğruna değil; evlatlarımıza daha müreffeh daha güçlü ve itibarlı bir Türkiye bırakmak için yapıyoruz. Ne diyoruz? Bu millete efendi olmaya değil; hizmetkar olmaya geldik. Bizlerin de eksiği, hatası, gücünü aşan sebeplerle ortaya çıkan bazı aksaklıklar olabilir. Gün olacak, bizler de emaneti sahibine teslim edeceğiz" dedi.
'TEKİRDAĞ, CHP'NİN ESERSİZLİK SİYASETİNE MECBUR DEĞİLDİR'
Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Devletimizin bekası, milletimizin huzuru, evlatlarımızın aydınlık yarınları için döktüğümüz terin tanığı, 85 milyonun her bir ferdidir. 31 Mart'ta Tekirdağ'da artık bir yola ama yepyeni bir yola girelim diyorum. Öyleyse ne yapacağız? Şu 50 günde çok çalışmaya var mıyız? Tekirdağ, CHP'nin korku ve istismar üzerine kurulu esersizlik siyasetine mecbur değildir, mahkum değildir. Tekirdağ gelişme ve ilerleme yerine CHP'nin beceriksiz yönetimi altında hayatta kalma mücadelesi vermeye mahkum değildir. Tekirdağ'da muhalefetin sömürdüğü sahte ve sanal kaygılar, hizmetin önüne artık geçmemelidir. Tekirdağ, mevcut durumdan çok daha iyisini hak ediyor. Büyük şehir kimliğine uygun hizmetleri artık fazlasıyla hak ediyor. Gelin hep birlikte Tekirdağ'ı içine düştüğü bu dehlizden çıkaralım. Gelin Tekirdağ'ı Cumhur İttifakı'nın gerçek belediyecilik vizyonuyla buluşturalım. Bu konuda şehrimizde her açıdan çağ atlatacak güçlü bir kadro kurduk. Başka hesaplar peşinde koşmadan sadece hizmet edecek her anınızda hep yanınızda olacak ehil isimleri aday olarak belirledik. Geçtiğimiz günlerde tüm adaylarımızın tanıtımı yapıldı. Belediye başkan adaylarımızın tamamına güveniyoruz, inanıyoruz, kararlıyız ve kazanacağız. Tekirdağ'ın tercihinin de başta büyükşehir olmak üzere inşallah bu sefer Cumhur İttifakı'ndan yana olmasını temenni ediyoruz. Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarımızı sizlere emanet ediyorum. 31 Mart akşamı Tekirdağ'dan müjdeli haberler bekliyorum. Şimdi son bir kez daha soruyorum. Tekirdağ, 31 Mart'ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Tekirdağ, 31 Mart'ta Cumhur İttifakı'na destek veriyor muyuz? Rabbi'm yolumuzu, bahtımızı açık etsin.”