Rize Haber
Rize
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Ara
Rize Haber, Rize Haberleri, Rizespor, Rizespor Haberleri, Rizede Haber, Karadeniz, 53,rize güncel haber GÜNCEL İklim Değişikliği Başkanı Hasar: İklim Kanunu, bizim için önemli bir anayasal mekanizma

İklim Değişikliği Başkanı Hasar: İklim Kanunu, bizim için önemli bir anayasal mekanizma

İklim Değişikliği Başkanı Hasar: İklim Kanunu, bizim için önemli bir anayasal mekanizma

Umutcan ÖREN-Emirhan YÜZÜGÜLDÜ/ANKARA, (DHA)- ÇEVRE, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İklim Değişikliği Başkanı Halil Hasar, geçen hafta TBMM'ye sunulan 'İklim Kanunu' teklifine ilişkin, "İklim Kanunu bize önemli avantajlar sunuyor. İklim kriziyle mücadele noktasında böyle bir kanunun gerekliliğini biliyoruz. Sadece çevresel boyutta bunu değerlendirirsek de aslında yanlış olur. Daha dirençli toplumlar, daha dirençli bir ekonomik ortam sağlamak için de aslında İklim Kanunu bizim için önemli bir anayasal mekanizma" dedi.

Geçen hafta TBMM Başkanlığı'na sunulan Türkiye'nin ilk 'İklim Kanunu' teklifi ile iklim değişikliğiyle mücadelede genel ilkeler belirlendi. İklim Değişikliği Başkanı Halil Hasar, İklim Kanunu'nun aslında gecikmiş bir kanun olduğunu belirterek, "Uzun süreden beri üstünde çalıştığımız bir kanun. Akdeniz iklim havzasında yer alan bir ülkedeyiz ve dünyada iklime dayalı olarak oluşan afetlerden en fazla etkilenen bölge burası. Burada biyoçeşitlilik kaybından tutun su kaynaklarının azalmasına, kaynak azalmasından tutun tarımsal alanların kayıp oranlarına kadar bizim bir şekilde bu mücadelede daha etkili bir şekilde yasal ölçekte, yasal bir zemin üzerinde mücadele etmemiz gerekiyordu. Bu boyutuyla baktığımızda İklim Kanunu bize önemli avantajlar sunuyor. İklim kriziyle mücadele noktasında böyle bir kanunun gerekliliğini biliyoruz. Sadece çevresel boyutta bunu değerlendirirsek de aslında yanlış olur. Daha dirençli toplumlar, daha dirençli bir ekonomik ortam sağlamak için de aslında İklim Kanunu bizim için önemli bir anayasal mekanizma" ifadelerini kullandı.

'ŞEHİRLERİN DAHA DİRENÇLİ OLMASI LAZIM'

Türkiye'nin emisyon azaltımı noktasında dünya ölçeğinde yüzde 1'den daha az bir sorumluluğunun söz konusu olduğunu ifade eden Hasar, "Şimdi hal böyleyken topyekun bütün ülkelerin kolektif bir mücadeleye girmeleri gerekiyor. Türkiye'de bu mücadelede yerini alan ülkelerden biri. Hem emisyonlarımızı azaltacağız. Bugüne emisyon azaltımını konuşuyoruz ama bir 10 sene sonra uyum daha ön plana gelecek. Çünkü dünyamız hakikaten iklim kriziyle savaşan, mücadele eden bir yer oldu. Özellikle sıcaklık artışlarının, ortalama sıcaklık artışlarının belli bir seviyenin üstünde çıkması sonucunda bizim artık gıda zincirimizi de etkileyecek, su kaynaklarımız önemli noktada etkileyecek hususlara geliyor. Burada da iyi bir uyum süreci lazım. Şehirlerin daha dirençli olması lazım. İklim Kanunu bütün bunları aslında kapsayan, önlemler alan, sorumluluklar yükleyen bir yasal düzenleme ama ana çerçeve olarak bakalım buna. Buna bağlı olarak dayanak tutan daha ikincil mevzuatlar gelecektir. Bu ikincil mevzuatlar farklı ortamlarda söylendiği gibi toplumun veya halkın özgürlüklerini kısıtlayan değil, aksine güvence altına alan bir düzenleme neticesinde olacaktır; bizim daha organik tarım uygulamalarına, daha etkin su kaynaklarını kullanmamıza, biyoçeşitliliğimizi korumaya yönelik bir kapsam içerisinde olacaktır" diye konuştu.

'İKLİM KANUNU'NUN TEMEL AMACI 2053'TE SIFIR EMİSYON HEDEFİ'

İklim Kanunu’nun temel amacının 2053'te sıfır emisyon hedefi ve yeşil kalkınma olduğunu vurgulayan Halil Hasar, "Bunları göz önünde bulunduran, asıl ana amacı bu yönde olan, toplumu da buna hazırlayan dirençli hale getiren bir yasa aslında. 2035 ile ifade ettiğimiz ara kademeler, 2040, 2045, 2050 şeklinde gidecek. Çünkü her 5 yılda bir ulusal katkı beyanı hazırlıyoruz. Ulusal katkı beyanında da 10 yıllık projeksiyonları izliyoruz ama bizim başkanlık olarak 2100 yılına kadar iklim projeksiyonlarımız var. Bu modelleri 3-6 tane farklı modelde çalışıyoruz. Bunu da hem ekonomik analizlerini yaparak gerçekten hangi sektörlerde ne düzeyde etkin bir şekilde emisyon azaltımına ulaşabiliriz; onları öngörüyoruz. İklim kanunu ile Türkiye, ülkemizi dışa karşı daha dirençli, sadece iklime karşı değil rekabete karşı, daha dirençli hale getirecek bir pozisyon alacak" dedi. (DHA)

FOTOĞRAFLI