Tarih: 10.09.2024 14:06

İstanbul - Çin İstanbul Başkonsolosu Xiaodong: Türkiye ile somut iş birliğini derinleştirecek yeni bir yola çıkacağız

Facebook Twitter Linked-in

Devran GÜNDÜZ- Emir Efe BENLİOĞLU/ İSTANBUL, (DHA)- ÇİN Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) iş birliğiyle Ticari ve Ekonomik İlişkileri Geliştirme Sempozyumu gerçekleştirildi. DEİK ofisinde 'Dışa Açılmış Bir Çin, Kazan-Kazan Dünyası’ teması ile düzenlenen sempozyumda konuşan Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, "Devlet Başkanı Xi Jinping ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın stratejik yönlendirmelerinin ışığında, bölgemizdeki tüm dostlarımız ve dost kurumlarımız ile Astana Zirvesi’nde alınan ortak mutabakatı hayata geçirmeye kararlıyız. Çin ve Türkiye stratejik iş birliği ilişkisinin yeni bölümü için, iki ülke arasındaki iş birliklerinde yeni alanlar keşfetmek için cesaretimizi toplayacak, iletişimi güçlendirecek, somut iş birliğini derinleştirecek ve kültürel etkileşimleri daha da sıklaştırarak yeni bir yola çıkacağız” dedi.

İstanbul’da yapılan sempozyumda Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, DEİK/Türkiye- Çin İş Konseyi Başkanı Korhan Kurdoğlu,

ICBC Türkiye Bireysel Bankacılık Bölümü Genel Müdürü Funda Gamze Bergin, Çin'in İstanbul Başkonsolosluğu’ndan Sui Kaige, THY Satış Başkan Yardımcısı Ümit Develi, İstanbul Ticaret Başkan Yardımcısı Ahmet Özer ve katılımcı yer aldı. İki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin ele alındığı sempozyumda Çin'deki reformlar kapsamlı şekilde yapılan sunumda anlatıldı. Ayrıca Türkiye'deki şirket ve kurumların yetkilileri Çin ile Türkiye ticari iş birliği konusundaki tecrübelerini anlattı. Kazanımların da paylaşıldığı etkinlikte uluslararası ilişkilere yönelik teşvikler, vize kolaylığı, yatırım fırsatları, yüksek kaliteli kalkınma konuları da ele alındı.

Sempozyumda konuşan Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong, “Geçtiğimiz temmuz ayında Devlet Başkanı Xi Jinping, Astana’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya gelerek Çin ve Türkiye’nin ticaret, yatırım, altyapı inşası ve turizm gibi alanlarındaki ikili iş birliklerini derinleştirmek adına önemli mutabakata vardılar. Söz konusu mutabakatların nasıl hayata geçirileceği, Başkonsolosluğumuzun ciddiyetle takip ettiği ve çaba sarf ettiği bir konudur. Kısa bir süre önce, Çin Komünist Partisi (ÇKP), 20’nci Merkez Komitesi’nin Üçüncü Genel Oturum Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Toplantıda, Çin’in, reformları daha da derinleştirerek Çin tarzı modernleşmeyi teşvik etmesi gerektiği vurgulandı. Bu durum, yeni düzende çok yönlü, daha derin ve üst düzey Çin Türkiye ilişkilerinin inşası için daha fazla fırsatı beraberinde getirecektir” dedi.

‘YENİ TİP ULUSLARARASI İLİŞKİLERE TEŞVİK ETMEYİ ÖNERDİK’

ÇKP 20’nci Merkez Komitesi’nin Üçüncü Genel Oturum Toplantısı kararında, Çin tarzı modernleşmenin, barışçıl kalkınma yolunu izleyen modernleşme olduğu vurgulandığını söyleyen Xiaodong, “Barışçıl kalkınma yolunda ısrar etmeyi Parti Tüzüğüve Anayasa’ya dahil ettik, karşılıklı saygı, adalet, iş birliği ve kazan-kazan anlayışına dayalı yeni tip uluslararası ilişkilere teşvik etmeyi önerdik. Ayrıca, ortak, kapsamlı, işbirlikçi ve sürdürülebilir yeni bir güvenlik anlayışını savunarak, geleneksel büyük güçlerin yükseliş haritasından tamamen farklı bir rota çizdik. Çin, BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri arasında en fazla barış gücü gönderen ülke olup, nükleer savaşın önlenmesine dair beş nükleer gücün ortak bir açıklama yapmasını teşvik etti. Sıcak noktalardaki sorunlara, Çin’e özgü çözüm yolları bularak ve uygulayarak önemli sonuçlar elde ettik. Bunlara örnek olarak, Çin’in; Suudi Arabistan ve İran'ın ilişkilerini iyileştirme sürecini desteklediğini, Filistinli gruplar arasında iç uzlaşı görüşmelerine ev sahipliği yapıp, söz konusu gruplar arasında ortaklaşa ‘Beijing Deklarasyonu’nu imzalamasını verebiliriz” diye konuştu.

‘SON YILLARDA DÜZENLENEN EN BÜYÜK ÖLÇEKLİ DİPLOMATİK ETKİNLİKLERDEN BİRİ OLDU’

Çin Halk Cumhuriyeti olarak, ülke yönetimi ve hükümet yönetimi deneyimlerini eşit bir şekilde paylaşarak, gelişmekte olan ülkelere kendi kalkınma kapasitelerini artırmaları için tam destek verdiklerini belirten Xiaodong, “Küresel Kalkınma ve Güney Güney İş Birliği Fonu’nu kurduk ve Küresel Kalkınma Teşvik Merkezi’ni oluşturduk. Birkaç gün önce, 2024 Çin-Afrika İş Birliği Forumu Zirvesi Beijing’de başarıyla gerçekleştirildi. Bu, Çin’in son yıllarda düzenlediği en büyük ölçekli ve en çok yabancı liderin katıldığı diplomatik etkinliklerden biri oldu. Zirveye 51Afrika ülkesi devlet başkanı, hükümet başkanı ve eşleri ile Cumhurbaşkanı temsilcisi, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Afrika Birliği Komisyonu Başkanı MoussaFaki Mahamat gibi isimler katıldı. Çin ve Afrika liderleri, ‘Modernleşmeyi İlerletmek ve Ortak Geleceği Paylaşan Yüksek Düzeyli Çin-Afrika Topluluğu İnşa Etmek için El Ele Vermek’ teması etrafında dostluklarını pekiştirdi, iş birliklerini tartıştı ve gelecek üzerine değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca Çin; Afrika tarafıyla birlikte modernleşmeyi ilerletmek için on büyük ortak eylemi hayata geçirdi” dedi.

‘YABANCI ŞİRKETLER ÇİN’E YATIRIM YAPMAK İÇİN BİRBİRLERİYLE YARIŞIYOR’

2010 yılında Çin’in dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline geldiğini vurgulayan Xiaodong, “Son 10 yılda, Çin’in gayrisafi yurt içi hasılası (GSYİH)53,9 trilyon RMB’den 126 trilyon RMB’ye çıkarak yıllık ortalama yüzde 6’nın üzerinde bir büyüme kaydetti, Çin'in dünya ekonomisine katkı oranı yıllık ortalama yüzde 30’u aştı. Kişi başına düşen GSYİH, birkaç yıldır 80,000 RMB'nin (yaklaşık12,000ABD doları) üzerinde seyrediyor. Çin Ulusal İstatistikBürosunun verilerine göre, 2024 yılının ilk yarısında Çin’in GSYİH’si 61,7 trilyon RMB’ye ulaştı ve yıllık yüzde 5 oranında arttı. Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar, son zamanlarda Çin’in ekonomik büyüme beklentilerini art arda yukarı yönlü revize etti ve giderek daha çok sayıda yabancı şirket Çin’e yatırım yapmak ve Çin’de iş kurmak için birbirleriyle yarışıyor” ifadelerini kullandı.

‘YENİLİKLERE ÖNCÜLÜK ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Xiaodong, şu anda Çin’in yeni üretici güçlerle yüksek kaliteli ekonomik kalkınmayı teşvik ettiğini belirterek “Yüksek kaliteli kalkınmaya ulaşmak için yeniliklere öncülük etmeye ve reformları derinleştirmeye devam edeceğiz. Örneğin, Çin'in elektrikli araçları, lityumpiller ve güneş enerjisi foto voltaik teknolojileri, geleneksel endüstrilerden dönüşüm ve yükseltme yoluyla gelişti. Batılı bazı ülkeler, Çin'in bu sektörleri devlet sübvansiyonları yoluyla geliştirdiğini gerekçe göstererek Çin'in elektrikli araçlarına gümrük vergisi getirdi. Bu, tipik bir ticaret korumacılığı davranışıdır ve Çin buna kesinlikle karşı çıkmaktadır. Ayrıca, biyoimalat, ticari uzay, düşük irtifa ekonomisi ve yaşam bilimleri gibi daha yeni endüstrileri aktif olarak geliştirip teşvik ediyor ve dijital ekonominin büyümesini ilerletiyoruz. Geçtiğimiz yıl, Çin'in biyomedikal, yapay zeka ve nanoteknoloji uygulama sektörlerindeki toplam değeri 55 milyar doları aştı” dedi.

Çin’in yüksek seviyeli dışa açılma yolunda duraksamaya takılmadan ilerlemeye devam ettiğini belirten Xiaodong, şöyle devam etti:

“Çin hükümeti, geçenyılınikinci yarısında ‘Yabancı Yatırım Kanunu’nu yayımladı ve bu düzenlemelerin yüzde 60'ı uygulamaya geçti. Yabancı yatırım erişimine ilişkin olumsuz liste, 2017'deki 93 maddedenşuanda31 maddeye düşürüldü ve bu yıl daha da azaltılacak. Üretim sektöründeki yabancı yatırıma erişim kısıtlamaları tamamen kaldırıldı, fikri mülkiyet koruma güçlendirildi ve iş yapma kolaylığı küresel sıralamada 96’ncı sıradan 31’inci sıraya yükseldi. Ayrıca Çin emtia ticareti ve yabancı yatırım çekme konusunda dünya genelinde önde gelen ülkeler arasında yer alıyor.”

Çin’deki çalışma ve günlük hayatının daha kolay hale getirilmesi için çaba sarf edildiğini söyleyen Xiaodong, şunları söyledi:

“Çin’in mobil ödeme sisteminin çok gelişmiş olduğunu biliyoruz. Bu kolaylığı Çin’e gelen daha çok sayıda yabancı dostumuza erişilebilir kılmak amacıyla, Çin Merkez Bankası ve ilgili yetkili kurumlar bir dizi önlem aldı ve kullanıcı deneyimini önemli ölçüde iyileştirdi. Şu anda, yabancı misafirlerimiz doğrudan yurtdışı telefon numaraları ile Alipayve WeChat kaydı yapabiliyor ve yurtdışı banka kartlarını kullanarak ödeme yapabiliyorlar. 2024 yılının ilk yarısı itibarıyla, 5 milyondan fazla gelen kişi mobil ödemeleri kullanmış olup, bu sayı geçen yılın dört katına çıkmıştır; işlem sayısı 90milyonuaşmış ve işlem hacmi 14 milyar RMB’yi geçmiştir; her ikisi de geçen yılın yedi katı kadar artış göstermiştir. Birazdan ICBC'den bunu bize tanıtmasını dinleyeceğiz.

‘VİZE BAŞVURU SÜRECİNİ BÜYÜK ÖLÇÜDE BASİTLEŞTİREN ‘YEŞİL KORİDOR’ AÇTIK’

Başkonsoloslukta, kilit konumdaki iş insanları için vize başvuru sürecini büyük ölçüde basitleştiren ve vize hizmetlerinin kalitesini artıran bir ‘yeşil koridor’ açtıklarını belirten Xiaodong, “Bu politika uygulanmaya başladıktan bu yana altı ayı aşkın sürede, yaklaşık bin iş insanı hızlı ve kolay bir şekilde Çin vizesi almış olup, Çin Türkiye iş dünyası arasındaki hareketliliği kolaylaştırmış ve ticaret iş birliği ile kültürel değişimi teşvik etmiştir. Birazdan, Türk Hava Yolları ve XX de Yeşil Koridor ile ilgili deneyimlerini paylaşacaklar. Başkonsolosluk, vize politikalarını sürekli olarak iyileştirmeye devam ediyor. Örneğin başvuru sahiplerinin vize işlemlerini kolaylaştırıp, Çin'e giriş vizesi başvuru randevularını kaldırmış ve "Gelin ve başvurun” uygulamasını hayata geçirmiştir. Ayrıca, koşullara uygun başvuru sahiplerinden parmak izi alınmamaktadır ve yabancılar için Çin'e giriş vizesi başvuru formu büyük ölçüde optimize edilmiştir. Vize ücretlerinde bir süreliğine uygun bir şekilde indirimler yapılmaya devam edilecektir. Şu anda, Türk vatandaşlarının Çin vizesi başvuru durumu, büyük ölçüde pandemi öncesi seviyesine döndü” ifadelerini kullandı.

‘KÜLTÜREL DEĞİŞİM, ÇİN-TÜRKİYE İŞ BİRLİĞİNİN ÖNEMLİ BİR DAYANAĞIDIR’

Çin ve Türkiye’nin G20'nin önemli üyelerinden olduğunu söyleyen Xiaodong, "Diplomatik ilişkilerin kurulmasından bu yana 53 yılı boyunca, iki ülke halkları çeşitli alanlarda somut iş birliklerini derinleştirmiş, ekonomik ve ulusal kalkınmayı teşvik etmiş, iki ülkenin gelişim stratejilerini uyumlu hale getirmiş ve ilişkilerin istikrarlı bir şekilde gelişmesini sağlamıştır. Aslında kültürel değişim, Çin-Türkiye iş birliğinin önemli bir dayanağıdır. Son yıllarda, Çin ve Türkiye arasındaki kültürel değişim giderek daha sıkı bir hale geldi ve iki halk arasında dostane karşılıklı anlayış köprüleri kurdu. Bu yaz, Çin Başkonsolos bursunu kazanan Türk öğrencileri, Çince meraklılarını ve basın mensuplarını Çin'e davet ederek, iki ülke halkı arasındaki dostluğu daha da pekiştirdik. Geçtiğimiz aylarda, Çin Doğu Dans ve Müzik Topluluğu’nun, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde dört gün süren ‘Şiirsel Dans Draması: Efsanevi Bir Manzara Resminin Yolculuğu’ isimli gösterisi ile Çin ve Türk halkı arasındaki duygusal bağı daha da güçlendirdik” dedi.

‘ÜST DÜZEY DIŞA AÇILMA POLİTİKASI, TÜRKİYE DAHİL TÜM DÜNYAYA YENİ FIRSATLAR SUNACAK’

1 Ekim Çin Milli Günü için Çin Doğu Dans ve Müzik Topluluğu’nun İstanbul’da vereceği konseri duyuran Xiaodong, “Geleceğe baktığımızda, Çin'in uyguladığı üst düzey dışa açılma politikası, Türkiye dahil tüm dünyaya yeni fırsatlar sunacak, iş birliği ve kazan kazan ilişkisini teşvik edecek, ortak refahı sağlayacaktır. Tüm insanoğlu için ortak bir kader topluluğunu yine birlikte inşa edeceğiz. Çin İstanbul Başkonsolosluğu olarak, Devlet Başkanı Xi Jinping ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın stratejik yönlendirmelerinin ışığında, bölgemizdeki tüm dostlarımız ve dost kurumlarımız ile birlikte, Astana Zirvesi’nde alınan ortak mutabakatı hayata geçirmeye kararlıyız. Çin Türkiye stratejik iş birliği ilişkisinin yeni bölümü için, iki ülke arasındaki iş birliklerinde yeni alanlar keşfetmek için cesaretimizi toplayacak, iletişimi güçlendirecek, somut işbirliğini derinleştirecek ve kültürel etkileşimleri daha da sıklaştırarak yeni bir yola çıkacağız” dedi.

KURDOĞLU: ÇİN, 48 MİLYAR DOLARI AŞAN TİCARET HACMİYLE EN BÜYÜK İKİNCİ TİCARET ORTAĞIMIZ

Çin’in hem Türkiye hem de DEİK için öncelikli bir ülke ve önemli bir pazar olduğuna dikkat çeken DEİK/Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Korhan Kurdoğlu ise “Bu iki taraf arasında oldukça iyi ilişkiler bulunmaktadır. DEİK olarak, Çin ile 32 yılı aşkın süredir güçlü bağlarımız mevcuttur. 2023 yılı itibarıyla Çin, Türkiye'nin 48 milyar doları aşan ticaret hacmiyle en büyük ikinci ticaret ortağıdır. Bu ticaret ilişkisi, büyük ölçüde Türkiye’nin Çin’den yaptığı ithalata dayanmaktadır. Türkiye’nin Çin’e ihracatı 3,3 milyar dolar iken, Çin’den Türkiye’ye ithalatı 45 milyar dolara ulaşmıştır. Bu ticaret dengesini sağlamak için Türkiye olarak ihracat portföyümüzü Çin’e çeşitlendirmemiz gerekmektedir. Diğer yandan, Çinli şirketleri Türkiye’de, özellikle yüksek katma değerli sektörlerde, daha fazla yatırım yapmaya davet ediyoruz. Yatırım ilişkilerimizde dikkate değer olumlu gelişmeler yaşanmaktadır. Çinli otomotiv devi BYD’nin 1 milyar dolarlık yatırımı, ülkelerimiz arasındaki artan güvenin önemli bir göstergesidir. Bu yatırımın birçok sektörde yeni büyük yatırımların yolunu açacağına inanıyoruz. Türk ve Çinli şirketler arasında kurulacak ortaklıkların bu gelişimi hızlandıracağını düşünüyoruz. Önümüzdeki dönemde, Çin ile daha dengeli ekonomik ilişkiler geliştirerek iş birliğimizi güçlendirmeyi umuyoruz” ifadelerini kullandı.

'ÜLKE ÇAPINDAKİ OPERASYONLARIMIZI FARKLI ALANLARA GENİŞLETMİŞ DURUMDAYIZ’

Çin’in zengin tarihi ve eşsiz ekonomik dinamizmiyle yıllar içinde dikkat çekici bir ilerleme kaydettiğini söyleyen Kurdoğlu, “Çin’in vizyoner yöneticileri ve başarılı iş dünyası sayesinde, ülke her geçen yıl küresel bir ekonomik güç haline gelerek dünyanın dört bir yanından yatırımcı ve girişimcileri çekmektedir. Çin’deki en büyük Türk yatırımcı olarak, Çin pazarının stratejik önemini çok iyi biliyoruz. Çin genelinde yaklaşık bin 600 restoranımız bulunmaktadır ve Şanghay merkezli teknoloji şirketimiz ATP ile ülke çapındaki operasyonlarımızı farklı alanlara genişletmiş durumdayız. Son aylarda Çin’e birçok ziyaret gerçekleştirdim. Ziyaretimin Şanghay ayağında, Şanghay Belediye Başkanı Gong Zheng ile verimli bir görüşme gerçekleştirme fırsatım oldu. Bildiğiniz gibi, Çin Devlet Başkan Yardımcısı Sayın Han Zheng, 16 yıl önce Şanghay Valisi iken İstanbul’a gelmiş ve Türk iş insanlarına Şanghay’ı tanıtmıştı. Biz de bu çağrıya kulak vererek Çin’e yatırım yaptık. Benzer etkinliklerin, iki ülke arasında karşılıklı yatırımları teşvik ettiğine inanıyorum. Bugün, siz değerli Çinli dostlarımız İstanbul’dasınız ve kim bilir, belki de bugün benzer başarı hikayeleri başkaları için de yazılacaktır. Geçtiğimiz aylarda Başbakan Li Qiang ile de görüşme şansım oldu. O da, Türk şirketlerinin Çin pazarına olan ilgisinden son derece memnun” diye konuştu.

‘ÇİNLİ ŞİRKETLERİ TÜRKİYE’DE YATIRIM YAPMAYA VE İŞ BİRLİĞİMİZİ ARTIRMAYA DAVET EDİYORUZ’

Türkiye’nin Çin’deki varlığının, Türkiye ve Çin arasındaki kalıcı bir ortaklığın simgesi olduğunu belirten Kurdoğlu, “Her hafta açılan yeni restoranlarımız, Çin’deki refah ve büyümeye olan bağlılığımızın bir göstergesidir. Aynı zamanda, Çinli şirketleri Türkiye’de yatırım yapmaya ve iş birliğimizi artırmaya davet ediyoruz. Bildiğiniz gibi, son dönemde bakanlık düzeyinde ziyaretler neredeyse her ay gerçekleşmektedir. Bu yıl, iki ülkenin devlet başkanları düzeyinde de bir araya gelmesini umut ediyoruz” dedi.

‘3’ ÜNCÜ ‘TÜRKİYE-ÇİN İŞ KONFERANSI’NI DÜZENLEMEYİ PLANLIYORUZ’

DEİK & TÜSİAD’ın ortak çalışmalarına değinen Kurdoğlu, “DEİK ve TÜSİAD bünyesindeki Çin Çalışma Grubu kapsamında, her yıl Çinli iş dünyasına fırsatları tanıtmak, diyalog platformları oluşturmak, iş birliğini artırmak ve Türk iş dünyasının Çin hakkındaki farkındalığını geliştirmek amacıyla konferanslar düzenliyor, sektör bazlı toplantılar yapıyor, raporlar hazırlıyor ve Çin’e ziyaretler düzenliyoruz. Bu yıl, TÜSİAD ve CCPIT ile birlikte Kasım ayında İstanbul’da 3’ üncü ‘Türkiye-Çin İş Konferansı’nı düzenlemeyi planlıyoruz. Geçen yıl bu konferansı İstanbul ve Pekin’de iki kez düzenledik” dedi.

Türkiye ve Çin arasındaki ilişkilerin ticaret ve ekonominin ötesine geçtiğini vurgulayan, Kurdoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Özellikle son yıllarda turizmin artması, ülkelerimiz arasındaki karşılıklı anlayışın derinleşmesine katkıda bulunmuştur. 2023 yılında 248 bin Çinli turist Türkiye’yi ziyaret etmiştir ve bu sayının her yıl artması bizi memnun etmektedir. Ülkemizdeki yatırım ortamına gelince, güvenilirlik ve öngörülebilirliğin ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Bu bağlamda, makroekonomik istikrar, adil rekabet ortamı ve kurumsal yapıları güçlendirecek politika ve reformlar son derece önemlidir. Hükümet ile yaptığımız tüm temaslarda bunu vurguluyoruz. Ülkemizin jeopolitik konumu, Avrupa’ya yakınlığı, Gümrük Birliği, gelişmiş imalat sanayisi ve güçlü bankacılık sistemi, Türkiye’nin bölgedeki bir üretim merkezi olma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin uzun zamandır küresel değer zincirlerinin önemli bir parçası olduğunu ve Çinli şirketler için önemli fırsatlar sunduğunu düşünüyoruz. Bu tür etkinliklerin, Çinli iş dünyasıyla birbirimizi daha iyi anlamamıza, ikili ekonomik ilişkilerimizin dengeli gelişimine ve iş birliğimizin güçlenmesine katkıda bulunacağını umuyoruz. Bu toplantı vesilesiyle, Çin'deki iş fırsatlarını daha yakından tanımayı ve ikili ilişkilerimizi daha da geliştirmeyi hedefliyoruz.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —