Rize Haber
Rize
Kapalı
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
Akşam vaktine kalan
Ara

İzmir, organ bağışında birinci

Uzm. Dr. Hüseyin Bozdemir, 2013'ten bugüne kentteki 86 bin 251 bin kişinin organ bağışı için taahhütte bulunduğunu belirterek, "Türkiye'de İzmir, bağış konusunda organ nakli taahhüdü veren il olarak birinci.

İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Hizmetleri Başkanı Uzm. Dr. Hüseyin Bozdemir, Türkiye'de organ nakli bekleyen 31 binin üzerinde hasta olduğunu, bunlardan 3 bin 500'ünün İzmir'de bulunduğunu söyledi. Dijital ortamda kayıtların alındığı 2013 yılından bugüne kadar İzmir'de 86 bin 251 bin kişinin organ bağışı için taahhütte bulunduğunu anlatan Dr. Bozdemir, "Kişinin beyin ölümü gerçekleştikten sonra, birkaç gün içinde karar verilip, organlarının bağışlanması gerekiyor.
Kişi sağlığında bağış yapmış olsa bile yine yakınlarından onay alınması gerekiyor. Türkiye'de yakınların yüzde 80'i organ bağışına onay vermiyor. Bu nedenle ülkemizde diğer ülkelerden farklı olarak canlıdan bağış yapmak zorunda kalıyoruz. Canlıdan ise sadece böbrek ve karaciğer nakli yapılıyor. Diğer organlar yapılamadığı için bu kişiler, hayatını kaybedebiliyor. Organ bağışına destek olup, nakil sayesinde hayata dönebilecek insanlara faydalı olmamız gerekiyor" dedi.
'BİR DONÖR, 8 KİŞİNİN HAYATINI KURTARABİLİYOR'

İzmir'in 86 bin 251 bin organ bağışı taahhüdü ile Türkiye genelinde birinci sırada yer aldığını kaydeden Dr. Bozdemir, bu rakamın nüfusa bakıldığında yine de düşük olduğunu vurguladı. Bağışın artırılması için bilinçlendirme çalışmalarının da artması gerektiğini belirten Dr. Bozdemir, şöyle konuştu: "Türkiye'de İzmir, bağış konusunda organ nakli taahhüdü veren il olarak birinci. Bu birinciliği yıllardır bırakmıyoruz. İstanbul nüfusu daha fazla ama kentimiz birinci. Kişi sağlığında organlarını bağışlamış olsa da eşine, çocuklarına, annesine ya da babasına soruluyor. Yakınları olayın şokuyla bir an önce defin işlemlerinin yapılması için bağış yapmayı reddedebiliyor.
Bir kısmı da dini nedenlerle kabul etmek istemiyor. Halbuki dinimizde organ bağışı destekleniyor. Çünkü insanı yaşatmış oluyorsunuz. Organını bağışlayan kişi, sağlığında 'Bunu vasiyet ediyorum' diyorsa vasiyetini yerine getirmek lazım. Vakit çok kıymetli. Beyin ölümü gerçekleştikten sonra kısıtlı zamanımız var. Hızlı hareket edip, yakınlarını bir an önce ikna etmemiz gerekir. Beyin ölümü gerçekleşen yakınımızın donöre dönüşmesini sağlamalıyız. Bu, çok daha önemli. Bir donör, 8 kişinin hayatını kurtarabiliyor. Akciğer, kalp, karaciğer, kornea, ince bağırsak ya da böbrek nakledilince insanın hayatını etkiliyor."
'HER BAĞIŞ YAPANA BİR FİDAN'

İzmir'de 2023 yılında toplam 38 donörün hastaların hayatını kurtardığını açıklayan Dr. Bozdemir, İzmir Bölge Koordinasyon Merkezi'nde 3 bin 500 kişinin canlıdan dahi organ bulamadığını söyledi. 2019 yılında beyin ölümü ve donör sayılarının oldukça yüksek olduğunu belirten Dr. Bozdemir, pandemi ile tüm dünyada düşüş olduğunu ve eski rakamları tutturmak için çalıştıklarını söyledi.
Dr. Bozdemir, "2023 itibarıyla İzmir'de beyin ölümü tespit sayımız 205, donör sayımız ise 38'dir. 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası'nda bisiklet etkinliği, motosiklet korteji, karikatür sergisi gibi programlarımız oldu. Türkiye'de ilk kez Buca Kaynaklar'da organ bağışı hatıra ormanı için Orman Genel Müdürlüğü ile protokol yaptık. Her bağış yapana bir fidan dikilecek şekilde bir kampanyamız var. Yılın 12 ayı bunu hatırlamak gerekir. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kişi kendi başına geldiğinde ya da yakının başına geldiğinde bunun önemini anlayabiliyor. Sık sık hatırlatılması lazım" dedi.