Rize Haber
Rize
Kapalı
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
Güneş vaktine kalan
Ara

'Kadınlar akademide görünür ancak yükseldikçe sayıları azalıyor'

'Kadınlar akademide görünür ancak yükseldikçe sayıları azalıyor'

İSTANBUL, (DHA) - TÜRKİYE'de kadınların akademik hayattaki rolünü değerlendiren Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, “Kadınlar akademide daha görünür hale geliyor, bu hepimiz için sevindirici bir gelişme. Ancak istatistiklere baktığımızda kadınların akademiye güçlü bir başlangıç yapmalarına rağmen maalesef yükseldikçe sayılarının azaldığını görüyoruz" dedi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında konuyu farklı bir açıdan ele alarak Türkiye'de akademik kariyer tercih eden kadınların durumunu inceleyen Prof. Dr. Şirvanlı, kadınların akademide daha görünür hale geldiğini söyledi. Prof. Dr. Şirvanlı, “Türkiye'de üniversite sıralarındaki kız öğrencilerin oranı yüzde 51,7'ye yükseldi. Kadın akademisyen oranı ise yüzde 46,4 ile Avrupa ve OECD ortalamasını geride bıraktı. Bugün artık ders veren, araştırmalar yapan ve akademiye yön veren kadınların sayısı her zamankinden fazla. Bu, hepimiz için sevindirici bir gelişme" diye konuştu.

'ORAN PROFESÖRLÜK SEVİYESİNDE YÜZDE 34,3'E DÜŞÜYOR'

Akademiye 'güçlü bir başlangıç' yapan kadınların çizdiği pembe tabloya rağmen kariyerin devamına dair sorunlar olduğunu da dile getiren Prof. Dr. Özen, "Kadın akademisyenler, akademiye güçlü bir başlangıç yapmalarına rağmen, yükseldikçe sayıları azalıyor. Akademik yolculuğun ilk basamağı olan araştırma görevlisi pozisyonunda kadın oranı yüzde 53,8. Ancak doktor öğretim üyeliğinde bu oran yüzde 47,4'e, doçentlikte yüzde 41,8'e, profesörlük seviyesinde ise yüzde 34,3'e düşüyor. Bu tablo açıkça gösteriyor ki 'bugünün kadın araştırma görevlisi', 'yarının kadın profesörü' olamıyor. Yani kadın akademisyenler bir noktaya kadar hızla ilerleyebilirken, bir noktadan sonra sistem onların önüne görünmez engeller koyuyor" ifadelerini kullandı.

‘REKTÖRLERİN YÜZDE 8’İ KADIN’

Prof. Dr. Özen, "Dekanlık, rektörlük ve üniversite yönetimleri gibi akademik karar mekanizmalarına bakıldığında tablon daha da düşündürücü bir hal alıyor. Üniversitelerde dekanların sadece yüzde 18'i, rektörlerin ise yüzde 8'i kadın. Akademiye böylesine güçlü bir giriş yapan kadınların, yönetim kadrolarında da hak ettikleri şekilde daha fazla yer almaları doğal bir beklentidir. Durum, akademinin en üst kademelerinde de farklı değil. Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) 19 üyesinden yalnızca 3'ü, Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Yönetim Kurulu'nda ise 11 üyenin yalnızca 1'i kadın. Kadın akademisyenler akademinin her alanında güçlü bir şekilde varlık gösterse de, karar alma süreçlerinde hâlâ yeterince temsil edilmiyor" dedi.

CAM TAVAN VURGUSU

Kadın akademisyenlerin sayısındaki artışın gelecek açısından umut verici olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, “Ancak akademide sadece var olmak yetmez; unvan yükseldikçe kadınların sayısındaki düşüş göz ardı edilmemeli. Toplumsal düzeyde varlığını sürdüren cam tavan, kadın akademisyenlerin yükselme süreçlerinde önemli bir engel oluşturuyor ve bu durum yalnızca bireysel kariyerleri değil, akademinin ve bilimin geleceğini de doğrudan etkiliyor. Gerçek akademik eşitlik, yalnızca sayılarla değil, fırsatlarla da ölçülmeli. Akademinin ilerlemesi için, kadın akademisyenlerin önündeki görünmez engelleri aşabileceği adil bir sistem inşa edilmeli" diye konuştu.