Her ne kadar lupusun temelindeki mekanizma olan bağışıklık sisteminin vücut dokularını tehdit olarak algılaması olayının neden geliştiği tam olarak bilinmese de; bazı faktörlerin lupus gelişimini kolaylaştırdığı bilinmektedir. Bu bakımdan aşağıdaki durumlar lupus hastalığı açısından risk faktörü kabul edilir:
• Genetik: Yapılan araştırmalar, bazı genetik özelliklere sahip kişilerde lupus semptomlarının ortaya çıkmasının daha muhtemel olduğunu göstermiştir. Bu bağlamda 50'den fazla riskli gen tanımlanmıştır.
• Çevresel faktörler : Sigara kullanımı, stresli yaşam tarzı, silika ve benzeri toksik maddelere maruziyet gibi çevresel etmenlerin lupus gelişimini tetiklediği bilinir.
• Hormonlar: Östrojen hormonu gibi bazı hormon düzeylerindeki dengesizliklerin lupus gelişimini etkileyebileceğini gösteren çalışmalar mevcuttur.
• Enfeksiyonlar : Sitomegalovirüs (CMV), Epstein-Barr virüsü (EBV) gibi bazı viral enfeksiyonlar sonrasında, bağışıklık sisteminin vücudu tehdit olarak algılaması sonucu lupus gelişimi görülebilir.
• İlaç yan etkileri: Hidralazin, kinidin veya romatolojik rahatsızlıklarda kullanılan biyolojik ajanlar nedeniyle kişilerde lupus benzeri belirtilerin ortaya çıkması söz konusu olabilir.
• Bunların dışında özellikle 15 ile 44 yaş arasında olan kişiler, kadınlar, siyahi ırktan olanlar ve ailesinde lupus hastası olan kişilerde lupus gelişme ihtimali, toplumun geri kalanına göre hayli yüksektir.
Halk arasında kelebek hastalığı olarak bilinen lupus, yüzde kelebek şeklinde kırmızı döküntülerle ortaya çıkan kalıtsal ve romatizmal bir hastalıktır.
Bağışıklık sistemi, vücuda ait olmayan her türlü oluşuma karşı tepki vererek vücudun sağlık ve bütünlüğünü korur. Ancak bazı kişilerdeki bağışıklık sistemi elemanları, vücudun kendi doku veya organizmalarını yabancı olarak algılayıp kontrolsüz tepki vererek çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu sağlık sorunlarından biri lupus hastalığıdır.
Lupus tanısı çeşitli klinik ve laboratuvar bulguları doğrultusunda konulabilir. Semptomlar söz konusu olduğunda, aşağıda bulunan 11 kriterden dördünün hastada varlığı durumunda lupus hastalığından şüphelenilebilir:
• Yüzde kelebek şeklinde kızarıklık ve döküntü,
• Cildin güneş ışığına karşı hassas olması ve reaksiyon göstermesi,
• Ciltte veya saçlı deride disk şeklinde pullu, kabarık döküntü,
• Ağızda veya burunda sık çıkan ve tekrarlayan ülserler,
• Eklemlerde iltihaplanma (artrit),
• Akciğer veya kalp zarlarında iltihaplanma,
• Böbrek ile ilgili sorunlar,
• Sinir sisteminin tutulumuna bağlı nörolojik veya psikolojik bulgular,
• Kan hücrelerinin tutulumuna bağlı kansızlık, beyaz hücre düşüklüğü veya kan pulcuğu yetersizliği,
• İmmünolojik bozukluklar,
• Kanda anti-nükleer antikor (ANA) varlığı.
İlaç tedavisi: Lupus hastalığında kullanılan ilaçlar, hastalığın şiddeti ile doğrudan ilişkilidir. Bu ilaçlarda elde edilmek istenen temel hedef, hastalık semptomlarının giderilmesi, bağışıklık sisteminin baskılanarak alevlenmelerin önlenmesi ve komplikasyon gelişiminin önüne geçilmesidir. Bu doğrultuda hastalarda non-steroid anti-inflamatuar ilaçlar (ibuprofen, naproksen gibi), steroidler (prednison gibi), anti-malarya ilaçları (hidroksiklorokin gibi), bağışıklık baskılayıcılar (metotreksat gibi) ve biyolojik ajanlar (anti-TNF blokörleri gibi) reçete edilebilir.