Musa KESKİN/DÜZCE, (DHA)- DÜZCE'nin Cumayeri ilçesinde yaşayan Adem Şeker (70), 1’inci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda cephede savaşan, yaşlılığa bağlı rahatsızlıklar nedeniyle hayatını kaybeden dedesi Mehmet Şeker'in hatıralarını yaşatıyor. Evinin bir odasını adeta müzeye çeviren Şeker, dedesinin Çanakkale Savaşı’nda cephelerde savaştığı tabanca ve tüfekler başta olmak üzere, çarık, saat ve savaş sırasında kullandığı askeri malzemeleri gözü gibi koruyor.
Cumayeri ilçesinde yaşayan evli ve 5 çocuk babası Adem Şeker, 1997 yılında yaşlılığa bağlı rahatsızlıklar nedeniyle 97 yaşındayken hayatını kaybeden dedesi Mehmet Şeker’in 1’inci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi’nde ve Kurtuluş Savaşı’nda düşman güçlerine karşı savaştığı dönemden kalma hatıralarını yaşatıyor. Aynı zamanda Kuvayi Milliye Mücahitler Derneği Düzce Şube Başkanı olan Şeker, evinin bir odasını müzeye çevirdi. Adem Şeker, dedesinin kendisine emanet ettiği, cephelerde savaştığı tabanca ve tüfekler başta olmak üzere, çarık, köstekli saat, fotoğraflar ve savaş sırasında kullandığı askeri malzemeleri gözü gibi koruyor.
'CUMHURİYET İLAN EDİLENE KADAR VATANİ GÖREVİNE DEVAM EDİYOR'
Dedesinin Mareşal Fevzi Çakmak komutasında çavuş olarak görev yaptığını belirten Şeker, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün savaş sırasında görev alan çavuş ve üst komutanlara ‘Silahlarınızı alın ve gelecek nesillere bu milli mücadelenin nasıl kazanıldığını anlatın’ sözleri üzerine dedem Mehmet Şeker, savaş esnasında kullandığı tüm malzemelerini bana teslim etti. Dedemden kalan hatıralara gözüm gibi bakıyorum. Milli mücadele sırasında yaşadığı hatıraları gelecek nesillere aktarmak istiyorum. Dedem 6 yıl Yemen harbine katılmış. Harp bitiminde dedemin babası dedeme, ‘Sen anneni de al güneşin battığı yöne doğru git’ demiş. Dedemler 6 ayda Bolu’ya, oradan Düzce’ye gelmişler ve burada yaşamaya başlamışlar. 1 yıl sonra savaşta eli silah tutan kadın erkek savaşa gelsin çağrısını duyan dedem, annesine haber vermiş. O da ‘Eline baltanı al hemen git oğlum’ demiş. Dedem baltasını alır almaz hemen Sakarya’da bulunan Arifiye Birliği’ne katılıyor. Daha sonra Mareşal Fevzi Çakmak Paşa'nın ordusunda onbaşı olarak Eskişehir, İnönü, Dumlupınar, İzmir, Samsun ve Sivas olmak üzere birçok mücadelede yer alıyor. Son olarak milli mücadeleye Çanakkale’de devam eden dedem çavuş rütbesinde olduğu için Cumhuriyet ilan edilene kadar vatani görevine devam ediyor” diye konuştu.
ATATÜRK TAM BİR BAŞKOMUTANDI
Adem Şeker, dedesinin Atatürk ile ilgili sözlerini de hatırlatarak şunları söyledi:
“Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk onlara üstün şeref madalyasını verene kadar terhis etmiyorlar. Savaşın bitmesi ile Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, ‘Evlatlarım üzerinizde ne kadar topunuz tüfeğiniz varsa bizden size armağan olsun. Mücadele ruhunu ebediyete kadar babadan oğula yaşatın’ diyor. Dedem Mareşal Fevzi Çakmak Paşa’nın komutasında olduğu için ondan çok bahsederdi. Askerlerini dua etmeden cepheye sürmezmiş. ‘Ölürseniz şehit, yaralanırsanız gazi olursunuz. Allah size ve tüm ordumuza, milletimize zafer nasip etsin’ dermiş, sonra da cephelere dağılırlarmış. Fevzi Paşa cephelere giderken koruma olarak dedemi götürürmüş. Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk'ü sorduğumda ise dedem, ‘Bak evladım aklı başında bir komutan baktığı zaman vadinin arkasında düşmanı tespit eder, dağın arkasında neler olduğunu görür. O tam bir başkomutandı’ derdi." (DHA)
FOTOĞRAFLI
