İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, 2025 yılında geçerli olacak asgari ücretin 28 bin lira olarak belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Dervişoğlu, asgari ücrete Temmuz ayında da ek zam yapılması gerektiğini ifade etti.
Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Asgari ücrete Temmuz ayında ara zam yapılması gerektiğini belirten İYİ Parti Genel Başkanı, 2025 yılının Ocak ayında asgari ücretin 28 bin lira olması gerektiğini söyledi.
Etki Ajanlığı Yasa Teklifi'ne dair de konuşan İYİ Parti Genel Başkanı, iktidara tepki gösterdi.
"Yol yakınken buradan dönülmelidir" diyen Dervişoğlu, "İktidarın istediğini ajan ilan edeceği bu derebeylik yasasına karşı sonuna kadar direneceğiz" ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
"Oyunun Türkiye’deki oyuncularının kimler olduklarını da çok iyi biliyorsunuz. Başrollerde 'iç cephe dedikleri' şey vardır. İktidar adına malum saray mukimi, Türk milliyetçiliğinden sorumlu malum bir devlet bakanı, Ana muhalefet adına malum bir genel başkan, Kandil’deki gedikli teröristler, İmralı’daki terörist başı, onların Metropol sözcüleri malum eş başkanlar. İşte iç cephe ve mahdumları bunlardır. Bu 'eş başkanlar' ve yardakçılarına da iki kelam etmeden geçmeyeceğim. Bu büyük milletinin huzurunu, toplumsal barışını, etnik siyasetle zehirlemeyi kendilerine görev sayan, Türkiye’nin menfaatlerinin aleyhine olan her şeyin işbirlikçiliğine teşne olan, kayyım gibi hukuksuz bir süreci, seçmen iradesinin gaspını bile özünden kopartıp,kirli siyasetlerine ve maksatlarına alet edip, Cumhuriyete olan bitmeyen kinlerini, Türk milletinin anlamına ve birliğine olan düşmanlıklarını, Cumhuriyet düşmanlarını kutsamak üzerinden, dağda silahla, ovada tehditle her fırsatta dile ve eyleme döken bu alçaklara, geçmişte ne yapıldığını, şimdi ve gelecekte de ne yapılacağını hatırlattığımızda ses, bambaşka bir yerden geldi. Bilinsin ki, Cumhuriyet düşmanları nasıl yargılandılarsa, ne yaşadılarsa, Cumhuriyet düşmanlarına çanakçılık yapanlar da öyle yargılanacaklardır. Öyle muamele göreceklerdir. Bu devletin anayasası ile kurulmuş baroların arkasına sığınarak, bu ülkeye düşmanlık yapanlara tekraren söyleyeyim: Türk yargısı kararlarını Türk milleti adına verir. Ona hasım olanların mahkemedeki yeri bellidir. Şeyh Sait gibi sanık sandalyesidir Seyit Rıza gibi sanık sandalyesidir. Bizim savunduğumuz şey Cumhuriyet’tir. Uğruna öleceğimiz şey de Cumhuriyet’tir. Mahkemedeki sandalyemizin yeri bellidir.
Kimimizi sağa kimizi sola dizdiler. Kimimizi mezara, kimimizi de mahpusa düşürdüler. Türk kimliğini, etnik bir kimlik gibi yeniden inşa etmek istiyorlar. Türk kimliği ilk defa bu kadar parçalara ayrılmış durumdadır.
Biz başıboş göçebeler değiliz, biz dünyanın dört bir yanında binlerce yıldır devletler kurmuş bir milletiz. Biz Cumhuriyet nişanını 101 yıl önce kazanmış onur ve akıl sahibi yurttaşlarız! Bizi devletsiz ve vatansız kılmak için durmadan çalışan bu iktidar çetesini alt edemezsek, onun yarattığı büyük problemleri çözecek mertebeye de erişemeyiz. Bu yıkım projesi de işte o zaman başarıya ulaşmış olur.
15 Temmuz kalkışmasıyla hedeflenen istibdat rejimini, olağanüstü hal eliyle getirdikleri yeni sistemle, bizzat kendilerinin dayattığı bilinen bir gerçekliktir. Araçlarla amaçlar yer değiştirdiyse, şimdi de sarayın bindirilmiş kıtaları olan sözde göçmenleri, bu kaçak sürülerini, onların istediği gibi Türk’ün dengi kabul edersek, çok daha büyük bir tuzağın içine düşeceğiz. yüz defa düşünüp, bir kere hareket etmeliyiz. Emin olun karşımızda şeytanla aşık atanlar bulunmaktadır. Kısaca kimliğimizi, benliğimizi, vatanımızı savunurken, onları Türk vatanına sokanların büyük ihanetine payanda olmamalıyız. İstiklali düşünürken, İzmihlal tuzağına düşmemeliyiz.
Bir önceliklendirme sorunu, bir bilinç sorunu bulunmaktadır. Bu belanın ve milletin başındaki bütün diğer belaların defedilmesinin tek bir yolu ve yöntemi vardır. Türk milletinin başına kendisini kayyum olarak atayan saraydaki zattan, Türk devletini kayıtsız ve şartsız geri almaktır. Bu istibdat rejimini ortadan kaldırmaktır. Binlerce yıllık devlet aklını ve geleneğini tekrar o makama taşımaktır.
Saray iktidarı başarısızlıklarını yalanla ve riyakarlıkla örtmeye çalışan boş gösterenlerin iktidarıdır. Bu iktidar bu ucube sisteme geçtiğinden beri hiçbir hedefi tutturamamış, hiçbir öngörüsü gerçekleşmemiş, hiçbir vaadini gerçekleştirememiştir.
Bu beylere göre ülkemizdeki enflayonun sebebi, ücretlerin yüksekliğiymiş.
Yüksek enflasyon nedeniyle çalışanların 2024 yılında yaşadığı refah kaybı ne olacak?
2024 yılında yıllık TÜFE en az yüzde 58.5 olacaktır. Biz diyoruz ki, en azından sahte enflasyonu baz alınız.
İktidarın işçi ve emekçi düşmanı bu yaklaşımının ne kadar şeytani bir plan olduğunu daha net anlamak için geriye gidelim biraz. Geçtiğimiz yıllarda hedeflenen enflasyon esas alınsaydı bugünkü asgari ücret acaba kaç para olacaktı. 2006 itibarıyla bu yöntem uygulansaydı, asgari ücret bugün sadece 1875 TL olabilirdi.
2019'dan itibaren yapılsaydı bugün asgari ücret 4100 lira olacaktı. Bugün 17 bin liralık asgari ücretin mahkum ettiği, adına yaşamak denirse, yaşam standardını düşünürsek varın gerisini siz hesap edin.
2025 yılının Temmuz ayında da artırılması koşuluyla asgari ücret en az 28 bin lira olmalıdır.
Burada asıl olan devletin güvenliği iktidarın güvenliğidir. Sayın Erdoğan, burası Sovyetler Birliği değil, siz de Stalin değilsiniz. İYİ Parti olarak bu yasayı şiddetle reddediyoruz. Bu bir tiranlık uygulamasıdır.
Yol yakınken buradan dönülmelidir. İktidarın istediğini ajan ilan edeceği bu derebeylik yasasına karşı sonuna kadar direneceğiz"