Seza Nur ALPDÜNDAR / İZMİR,(DHA)-İZMİR Ticaret Odası (İZTO) mart ayı olağan meclis toplantısında konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, siyaset kaynaklı olarak oluşabilecek belirsizliğin azaltılmasının, ekonomik programla ilgili olarak maliyetlerin düşürülmesi ve programın başarılı olması için kritik bir önemde olduğunu vurgulayarak, "Tüm bu yaşananlar, bizim ana gündemimizin ekonomi olması ve ekonominin lokomotifi ihracata özel önem verilmesi gerektiğini gösteriyor" dedi.
İZTO mart ayı olağan meclis toplantısı İZTO Meclis Salonu'nda gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, son günlerde yaşanan gelişmeler herkesi düşündürdüğünü ve bazen de kaygılandığını aktararak, "Türkiye'nin en büyük gücü, krizleri yönetme becerisi ve toplumun ortak aklıdır. Şimdiye kadar nice badireleri atlattık, bundan sonra da diyalog ve sağduyu ile her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz. Türkiye ekonomisi güçlüdür. Üreten, çalışan ve birlikte hareket eden bir toplum, en büyük güvencemizdir. Bugün yaşanan zorlukları aşmanın yolu da yine birlikte hareket etmekten, ortak aklı ve doğru politikaları devreye sokmaktan geçiyor" ifadelerini kullandı. Özgener, bugünlerde yaşananlardan ders alınması gereken çok önemli noktalar olduğunu da belirtip, gençlerin taleplerine ve isteklerine daha fazla önem verilmesi gerektiğini dile getirdi.
'HEPİMİZ BUNDAN BÜYÜK ZARAR GÖRÜRÜZ'
Özgener, şu ifadeleri kullandı: "Toplumsal ve bireysel olarak haklarımızın bir bütünü olan hukuk, adaletin tecelli etmesini sağlayan bir araçtır. Hepsinin üzerinde bir kavram olarak hukukun üstünlüğü, ülkeler için toplum düzeni ve devlete güveni sağlamlaştıran vazgeçilmez bir norm oluşturmaktadır. Son günlerde yaşanılan süreçte; adil yargılanma eksiksiz olmalıdır. Kurumları ve kavramları yıpratarak bir yere varamayız. Bunu yaparsak hepimiz bundan büyük zarar görürüz. Hepimizin sığındığı değerler; adalet ve hukukun üstünlüğü olmalıdır."
'BUGÜNE KADAR ELDE ETTİĞİMİZ KAZANIMLARI RİSKE ATMAMAMIZ GEREKİYOR'
Ekonomide oluşan dalgalanmalar özelinde konuyu değerlendiren Özgener, "Siyasi akıştaki olayların, belirsizlik değil, ölçülebilir risk seviyesinde kalması gerekir. Finansal piyasaların seyri ve ekonomik aktivitenin sürdürülebilirliği söz konusu olduğunda, riskleri yönetebilir ve bir bedel ödesek de sonuçta aşabiliriz. Ancak; belirsizliğin getireceği bilinmezlerin bedeli çoktur. 20 aydır toplumunun her kesiminin büyük çabası ve özverisiyle uygulanan ekonomik program kapsamında, dezenflasyonist sürecin hızlanmasını, reel sektörün maliyetinin azalmasını, faiz oranlarının düşmesini ve krediye erişimin kolaylaşmasını bekliyoruz. Enflasyonla mücadelenin çok hassas dengeler üzerinde devam ettiği bu süreçte, hep birlikte çalışarak bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları riske atmamamız gerektiğini vurguluyoruz. Siyaset kaynaklı olayların, ekonomide bugüne kadar ödenen maliyetleri artırmaması ve ekonomik programın devamlılığı ile ilgili soru işaretleri yaratmaması gerekir" dedi.
'İHRACATA ÖZEL ÖNEM VERİLMELİ'
Geçtiğimiz hafta içinde; uzun süredir stabil olan döviz kurlarının ciddi oranlarda değerlendiğini, borsanın sert şekilde gerilediğini söyleyen Özgener, "Geçmişte yaşanan büyük dalgalanmalar gibi panik ortamına izin vermek istemeyen Merkez Bankası'nın piyasaya ilk andan itibaren etkin müdahalesini önemli buluyoruz. Merkez Bankası'nın Türk Lirası'ndaki değer kaybını belirli bir oranda tutmak amacıyla, rezerv satışlarına devam edeceği ve Türk Lirası likiditesini kısma yolunu tercih edeceği anlaşılıyor. Yapılan açıklamalar bize, asıl amacın, mevcut yılsonu makroekonomik tahminlerinde kalıcı bir bozulmanın engellenmesini amaçlandığını gösteriyor. Finansal piyasalarda Türk Lirası varlıklardaki oynaklık belirli bir seviyenin altına geldikten sonra, yurt içi talep, enflasyon, büyüme, ve faiz oranları arasındaki ilişkiye bakarak, mevcut tahmin setlerinde bir güncelleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
'DÖVİZ SÖZLEŞMESİ UYGULAMASINI OLUMLU DEĞERLENDİRİYORUZ'
Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaşanan son gelişmelerden sonra; yıl sonu makroekonomik tahminlerinin nasıl etkileneceği, mevcut siyasi gelişmelerle ilgili risklerin piyasalar tarafından nasıl algılanacağıyla ilişkili. Her halükarda, siyaset kaynaklı olarak oluşabilecek belirsizliğin azaltılmasının, ekonomik programla ilgili olarak maliyetlerin düşürülmesi ve programın başarılı olması için kritik bir önemde olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Tüm bu yaşananlar, bizim ana gündemimizin ekonomi olması ve ekonominin lokomotifi ihracata özel önem verilmesi gerektiğini gösteriyor. Piyasa yönündeki kararsızlığı gidermek için Merkez Bankası'nın etkili bir para politikası aracı olan likidite senedi ihracına karar vermesini ve ihracatçının kur riskini bir ölçüde gidermek amacıyla açıkladığı ileri tarihli döviz sözleşmesi uygulamasını olumlu değerlendiriyoruz. Maliye politikası ile para politikasının koordinasyonun sağlanmasının ne derece önem taşıdığını bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu koordinasyonun artırılması ile, Orta Vadeli Ekonomik Programı'nın başarıyla devam etme şansının yükseleceğine inanıyorum."(DHA)
FOTOĞRAFLI
9659,48%0,49
37,90% 0,05
41,06% 0,14
3766,88% 0,98
6070,97% 1,51
Rize
31.03.2025