Rize Haber
Rize
Kapalı
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
Akşam vaktine kalan
Ara

Prof. Dr. Alper Sönmez: Kandaki yağ oranının kontrol edilmesi önemli

Prof. Dr. Alper Sönmez: Kandaki yağ oranının kontrol edilmesi önemli

ANKARA, (DHA)- ENDOKRİNOLOJİ ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Sönmez, "Günümüzde en az obezite ve diyabet kadar sağlığımızı tehdit eden bir başka sorun da dislipidemidir. Kan yağlarının (trigliserit ve kolesterol) anormal düzeylerde olmasıyla karakterize olan dislipidemi, kalp-damar sağlığını hayati şekilde etkiliyor ve çeşitli diğer hastalıkların da önünü açıyor. Dislipideminin erken teşhisiyle kişi sağlığını kontrol edebilir ve en uygun tedavilerle sağlıklı bir yaşam sürebilir. Dislipidemi erken tanınması mümkün, tedavisi kolay bir metabolik hastalıktır. Kandaki yağ oranınızı kontrol ettirmenizde fayda var” dedi.

Güven Hastanesi'nden Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Alper Sönmez, açıklamasında, dislipideminin nedenleri arasında sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamın önemsenmesi gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Sönmez, dislipidemi nedenleri ile ilgili, “Lipidleri taşıyan moleküllerin (Lipoproteinlerin) karaciğer ve dokularca dolaşımdan yeterince temizlemeyişi dislipidemilerin en sık görülen genetik nedenlerindendir. Bu sorun kalıtımsal olarak anne veya babadan çocuğa geçer. Yüksek kolesterol düzeyleriyle seyreden bu tablo bazı ailelerde genç yaşta kardiyovasküler olay veya ölümlerin sık görülmesinin nedenidir. Doymuş yağ ve trans yağ içeren besinlerin (hızlı atıştırmalıklar, paketlenmiş gıdalar vb.) fazlaca tüketilmesi ve bitkisel liflerin yetersiz alınması, kan yağlarını yükseltebilir. Yetersiz fiziksel aktivite lipid metabolizmasını olumsuz etkiler, dolaşımdaki lipidlerin yükselmesine ve işlevlerinin bozulmasına neden olur. Bunların yanı sıra obezite, Tip-2 diyabet, hipotiroidi, böbrek hastalıkları, karaciğer ve safra yollarının hastalıkları ve sık kullanılan bazı ilaçlar da dislipidemiye neden olabiliyor. Çocukluk çağında genellikle normal olan kan yağları yaş ilerledikçe yükselme eğilimindedir. Dolaşımdaki lipoproteinleri temizleyen karaciğerdeki alıcıların yaşla birlikte işlevlerinin azalmasının bunda rolü vardır” diye konuştu.

DAMAR HASTALIKLARINI ARTIRIYOR

Dislipideminin damar hastalıklarına yol açtığını vurgulayan Prof. Dr. Sönmez, “Dislipidemi damar sertliğine (ateroskleroz) yol açar ve kalbi besleyen büyük damarların, beyin damarlarının veya bacak damarlarının normalden daha genç yaşlarda tıkanmasına neden olur. Toplumsal veriler dislipidemilerin damar sertliği ve buna bağlı hastalıkları yüzde 30-35 oranında arttırdığını göstermektedir. Eğer kişilerde damar sertliğine neden olan başka risk faktörleri de (sigara içimi, obezite, diyabet, hipertansiyon vb.) varsa tablo daha hızlı ilerlemekte ve kalp krizi veya inme gibi olumsuz sonuçlar daha fazla görülmektedir. Dislipidemi, beyin damarlarında tıkanıklık yaparak inmeye neden olabilir. Ama dislipidemilerin beyinde başka olumsuz etkileri de görülür. Bunlar içinde hafıza, dikkat ve konsantrasyon bozuklukları, vasküler demans ve Alzheimer riskinde artma sayılabilir” dedi.

Sağlıklı besleme ve yeterli fiziksel aktivitenin yaygınlaştırılmasının dislipideminin önlenmesi için toplumsal olarak önemli bir adım olduğunun altını çizen Sönmez, şunları söyledi:

“Dislipidemi erken tanınması mümkün, tedavisi kolay bir metabolik hastalıktır. Türkiye, dünyada genetik geçişli lipid yüksekliklerinin en sık görüldüğü ülkelerden birisidir. Ülkemizde yaklaşık 20 erişkinden birinde kolesterol düzeyleri tedaviyi hak edecek kadar yüksektir. Yaklaşık 160 erişkinden biri ‘Ailesel Hiperkolesterolemi’ adını verdiğimiz genetik geçişli dislipidemi kriterlerini karşılamaktadır. Dislipideminiz olup olmadığını anlamak için lipid profilinizi en az bir defa ölçtürün ve tespit edilen sonuçları doktorunuzla birlikte değerlendirin. Hastalıkları tedavi etmenin en kolay yolu onları önlemektir. Dislipidemileri tespit edip zamanında müdahale ederek, kardiyovasküler hastalıkların gelişmesini önlemek mümkündür.” (DHA)