Saç dökülmesinin vitamin ve mineral eksiklikleri, genetik faktörler, hormonal değişimler gibi birçok sebebinin olabileceğini belirten Dr. Mustafa Tümtürk, "Saç dökülmesi şikayeti bulunan kişiler, öncelikle bir sağlık taramasından geçiyor. Saçlarda dökülmeye neden olan bir sağlık sorunu olup olmadığına bakılıyor. Sağlık sorunlarının tespit edilmesi durumunda ilk olarak tedavi uygulanıyor. Tedavi sonrası dökülme devam ediyorsa hastaya saç ekimi operasyonu yapılıyor. Yenilikçi uygulamamız Safir FUE saç ekimi tekniğinde mikro motor kullanıyoruz. Böylece işlemin ardından kıl köklerinin alındığı bölgede herhangi bir iz bırakmıyor. Bu teknikte ekim yapılacak bölgedeki kanalları çelik uçlarla değil gerçek safir cevheri ile açıyoruz. Operasyon öncesi uygulanan lokal anesteziyle de hastanın ağrısız bir tedavi süreci geçirmesini sağlıyoruz. Çıkarılan saç köklerinin zarar görmemesi için de kökler, özel bir solüsyon içinde ekim işlemine kadar bekletiliyor. Nakil tamamlandıktan sonra bölgeye pansuman yapılarak hasta taburcu ediliyor" ifadelerini kullandı.
Dr. Tümtürk, "Tıraşsız saç ekimi olarak da adlandırılan DHI yönteminde ise toplanan saç kökleri, çok ince ve sivri bir kalem yardımıyla uygun açıyla ekim yapılacak bölgeye yerleştiriliyor. Sağlıklı dokulara zarar vermemesi nedeniyle tercih edilen bu yöntem, özellikle saçlarını kestirmeden saç ekimi operasyonu yaptırmak isteyen ve günlük yaşamına bir an önce dönmek isteyen hastalar tarafından çok fazla talep alıyor" dedi.
Saç ekiminin ciddi bir operasyon olduğunun altını çizen Tümtürk, “Saç ekimi sırasında çeşitli komplikasyonların oluşabilir. Bu yüzden, saç ekimi operasyonunun uzmanlar tarafından güvenilir merkezlerde yapılması kritik bir önem taşıyor. Saç ekimi yaptırılacak olan kliniğin Sağlık Bakanlığı tarafından verilen ruhsatı, uygulama öncesinde kesinlikle kontrol edilmelidir. Hastalar klinik seçimi yaparken bu belgeleri sorgulamaktan çekinmemelidir" diye konuştu.