Tokat, birçok kişinin merakını cezbetmiş, tarih kokan sokakları ve zengin kültürel mirasıyla dikkat çeken bir şehir. Ancak, pek çoğumuzun belki de aklına gelmeyen bir soru var: Tokat adı nereden geliyor? ve Tokat'ın eski adı nedir? Geçmişi derinlemesine incelediğimizde, Tokat'ın eski adının da bu soruya ilginç bir cevap oluşturduğunu göreceğiz. Şehrin tarihi dokusunu anlamak, adının nasıl evrimleştiğini keşfetmek için hazır olun. İşte, Tokat'ın sırlı geçmişine doğru keyifli bir yolculuk başlıyor. İşte detaylar...
Tokat, tarih sahnesine çeşitli köken hikayeleriyle adım atmış bir şehir olarak öne çıkıyor. Tarihçilere göre, Togayıt Türkleri tarafından kurulan şehir, ismini bu topluluğa dayandırmaktadır. Ancak, bu sadece bir teori olarak kalıyor. Bazı tarihçilere göre, Ali Cevat ve İ. Hakkı Uzunçarşılı gibi isimler, şehrin adının "Tok-kat" yani surlu şehir özelliğinden geldiğini savunmuşlardır. Başka bir görüşe göre ise, şehir adını "Tok-at" yani besili attan almıştır.
İ.Ö. 4. yüzyıldan itibaren, Pers, Helenistik, Roma ve Bizans devirlerinde varlığını sürdüren Tokat ve çevresi, adlandırmalar bakımından zengin bir geçmişe sahiptir. Komana Pontika, Pontus Galatikus, Pontus Polemonniakus, Evdoxia, Dokia gibi sözcükler, bu bölgenin tarihsel kimliğini yansıtan en eski adlardır. Paul Wittek'in iddiasına göre, Tokat, Bizans şehri Dokeia'nın devamıdır. Sargon Erdem ve diğer bazı araştırmacılar, bu görüşü desteklemiş ve Dokeia adının, çanak memleket anlamına geldiğini belirtmişlerdir. Diğer bir görüş ise, İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın "surlu şehir" olarak açıkladığı "Toh-kat" ismiyle özdeşleşir.
Tokat'ın tarihsel sürecinde, farklı dönemlerde birçok farklı yerleşim adını görmekteyiz. Bizans döneminde Komana, Ahameniş İmparatorluğu döneminde Kah-Cun, Selçuklu Devleti döneminde Dar Ün-Nusret, Moğollar döneminde Sobaru adlarıyla anılan şehir, zaman içinde birçok medeniyetin etkisi altına girmiştir. Tokat, tarih boyunca stratejik bir konuma sahip olmuş ve birçok imparatorluğun egemenliğine girmiştir. Romalılar, Bizanslılar, Persler, Hititler ve daha birçok medeniyetin ardından Tokat, Malazgirt Zaferi'nden sonra Danişmentlilerin ve sonrasında Anadolu Selçuklularının yönetimine geçmiştir. Tokat Kalesi, Bizans-Sasani ve Bizans-Arap savaşlarında kritik bir rol oynamış ve günümüze kadar tarihi izlerini korumuştur.
Tokat Kalesi, 750 metre yükseklikteki Hisartepe üzerinde konumlanmıştır. Bu kaleye ait en eski izler 5 ya da 6. yüzyıla dayanmakta olup, kalenin o dönemde var olduğu bilinmektedir. İoannis Hrisostomos'un sürgünde öldüğü Aladağlar'dan geçerken Tokat'ta vefat ettiği de tarihi kayıtlarda yer almaktadır. Tokat, sadece coğrafi konumuyla değil, zengin tarihine ve çeşitli kültürlere ev sahipliği yapmış olmasıyla da dikkat çekiyor.