Karadeniz bölgesinin Samsun’dan sonra en büyük ikinci şehri olan Trabzon, Karadeniz seyahatlerinin vazgeçilmez noktalarından biri olarak anılmayı başarıyor.
Karadeniz bölgesinin Samsun’dan sonra en büyük ikinci şehri olan Trabzon, Karadeniz seyahatlerinin vazgeçilmez noktalarından biri olarak anılmayı başarıyor. Liman şehri olması ile dikkat çeken ve Karadeniz bölgesinde tarih boyunca ticaret için önemli bir rol oynamış olan Trabzon, günümüzde bu özelliğini halen korumaya devam ediyor.
Karadeniz bölgesinde ticari açıdan önemli bir şehir olmasına rağmen özellikle turistik açıdan da şehir dikkat çekiyor! 1 milyona yaklaşmış nüfusu, doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel noktaları ve kendine ait mutfağı ile Trabzon; mutlaka görülmesi gereken şehirlerin başında geliyor.
Genellikle yağışlı bir havanın hüküm sürdüğü şehirde dört mevsim yağmura yakalanmanız olası bir ihtimal! Ancak her mevsimin ayrı bir güzellikte olduğunu belirtmek gerekiyor. Bunun yanında Trabzon’a turistik bir seyahat planlıyorsanız tercihinizi mayıs ayından eylül ayına kadar geçen zaman aralığından yana yapabilirsiniz.
Seyahatiniz öncesi Trabzon’da gezilecek yerler planlaması yapmanızı öneriyoruz. Oldukça geniş olanaklara sahip olan bu şehir, gezilmesi gereken yerler ile dolu. Eğer gezmeniz gereken yerler hakkında kafa karışıklığı yaşıyorsanız sizler için derlediğimiz listeyi inceleyebilirsiniz.
Trabzon’da görülmesi gereken yerler denildiğinde herkesin aklına ilk olarak Uzungöl geliyor. Şehir merkezine 99, bulunduğu Çaykara ilçesine ise 19 km uzaklıkta yer alan Uzungöl, Trabzon’un en çok ziyaret edilen noktası olma özelliği taşıyor. Haldizen Deresi’nin doğal bir şekilde kapanması ile oluşmuş ve denizden 1100 metre yükseklikte yer alan Uzungöl, çevresini saran ağaçlar ve tepeler ile unutulmaz bir manzara sunuyor.
Uzungöl, Türkiye’nin yağmur ormanlarına ev sahipliği yapıyor olması sebebiyle de dikkat çekiyor. 2004 yılında koruma alanı ilan edilmiş ve 60’tan fazla endemik bitki türünü bünyesinde barındıran Uzungöl’de 250’den daha fazla kuş türüne rastlamak da mümkün.
Yaz aylarında kano, deniz bisikleti ve sandal gibi aktivitelerin yapıldığı Uzungöl; ATV turları, bisiklet gezileri ve doğa yürüyüşleri için de Trabzon’da ziyaret edilebilecek en ideal noktalarından birisi konumunda. Eğer ekstrem sporlardan hoşlanıyorsanız Uzungöl seyahatiniz esnasında yamaç paraşütü de yapabilirsiniz!
”Uzungöl konum için tıklayın”
Sümela Manastırı yalnızca Trabzon için değil dünya için en önemli tarihi hazinelerden birisi konumunda. Karadeniz’in simgesi haline gelmiş ve hakkında pek çok araştırma yapılmaya halen devam edilen Sümela Manastırı her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Meryem Ana Manastırı ismiyle de anılan ve Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı olan Sümela Manastırı, Altındere Vadisi’ne bakan kayalıklar üzerine konumlandırılmış ve görenleri büyüleyen bir mimari yapı.
Denizden 300 metre yukarıda bulunan ve inşasının M.S. 375 yılında gerçekleştiği düşünülen Sümela Manastırı, Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilmiştir. 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası haline getirilen ve bugüne dek özenle korunan Sümela Manastırı; ana şapeli, duvarları süsleyen büyüleyici freskleri, tavanı ve kaya kilisesi ile dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Manastıra giriş için 450 TL ücret ödemek gerekiyor. Bunun dışında Müzekart’la da giriş yapabilirsiniz. Manastır ekim ve mart arası 08.00 ile 17.00; nisan ve ekim arası 08.00 ile 19.00 ziyarete açık oluyor.
”Sümela Manastırı konum için tıklayın”
Maçka ilçesine yakın bir konumda bulunan Mavura Yaylası temiz havada Karadeniz çayı yudumlamak için tercih edilebilecek en güzel yerlerden birisidir. Yaylada birçok kır bahçesi ve organik ürünlerin satıldığı manavlar bulunuyor. Organik ürünlerin satışını gerçekleştiren manavlarda keyifli alışverişler yapabilir ve doğa yürüyüşünüzü lezzetli bir çay ile taçlandırabilirsiniz.
Yöre halkı tarafından da yoğun olarak kullanılan ve özellikle yaz aylarında çok daha kalabalık hale gelen Mavura Yaylası’nda olta balıkçılığı ve kano gezileri gibi aktivitelere katılabilirsiniz. Sarı yayla çiçekleri, ahşap yayla evleri ve sunduğu muhteşem manzaralar ile fotoğraf safarileri için de Mavura Yaylası, Karadeniz’in en ideal noktalarından biridir.
Haldizen Deresi’nin çevresini saran bu yayla, Karakaya Dağlarının buzul göllerinde yaz aylarında eriyen suları ile besleniyor. Bulutlar arasında doğa yürüyüşüne çıkmak ve fotoğraf çekim turlarına katılmak istiyorsanız Haldizen Yaylası’nı her mevsim ziyaret edebilirsiniz. Hem rehberli turlar hem de tek başınıza seyahat edebileceğiniz Haldizen Yaylası’na merkezden kalkan minibüsler veya şahsi aracınız ile ulaşım sağlayabilirsiniz.
Trabzon seyahati denildiğinde akla ilk olarak yaylalar ve oksijen seviyesi yüksek yerler geliyor. Bu düşüncenin haklılık payı olduğunu belirtmek gerekiyor. Lapazan Yaylası da Trabzon’un oksijen seviyesi en yüksek ve en çok ziyaret edilen yaylalarından birisi konumunda.
Maçka ilçesinin Gürgenağaç Köyü içinde bulunan ve deniz seviyesinden 2200 metre yükseklikte yer alan Lapazan Yaylası oksijen seviyesinin en yüksek olduğu yaylalardan biri olması sebebiyle sağlık amacıyla da ziyaret ediliyor. Solunum yolu sıkıntılarına iyi geldiği düşünülen temiz oksijeni, klasik yayla yaşamını gözlemlemeniz konusunda da sizlere eşsiz bir fırsat sunuyor.
Lapazan Yaylası’na yapacağınız seyahati daha uzun hale getirmek istiyorsanız konaklamak için yaylada bulunan pansiyonları veya ahşap yayla evlerini tercih edebilirsiniz. Çim kayağı gibi eğlenceli aktivitelerin oldukça rağbet gördüğü Lapazan Yaylası, dört mevsim boyunca ziyaret ediliyor olsa da özellikle yaz aylarında çok daha kalabalık hale geliyor. Lapazan Yaylası’nda yöresel yemekleri deneyebileceğiniz pek çok restoran da bulunuyor!
Trabzon’un en önemli simgelerinden biri olan Trabzon Kalesi yerli ve yabancı, Trabzon’a ilk kez gelen bütün turistlerin seyahat ettikleri ilk yapılar arasında. Araklı ilçesinde bulunan ve şehrin panoramik manzaralarını hakim yüksek bir noktasında konumlanan Trabzon Kalesi yukarı, orta ve aşağı hisar olmak üzere üç bölüme ayrılarak tasarlanmış.
Antik kalıntılardan toplanan taşlarla inşa edilen, dolayısıyla önemli bir yapı olan Trabzon Kalesi’nin M.Ö. 2000 yılında inşa edildiği düşünülüyor. Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethetmesiyle birlikte denizden gelecek saldırılara karşı korunması amacıyla eski Bizans Kalesi’nin üzerinde inşa ettirdiği Trabzon Kalesi’nin iç bölümleri halen gezilebilir durumda. Kalenin sularından Trabzon’un panoramik fotoğraflarını çekmek ise ziyaretçiler tarafından en sevilen aktivite oluyor!
”Trabzon Kalesi konum için tıklayın”
Şehrin en önemli simgelerinden biri olan ve 1250 yılında bir manastır kilisesi olarak inşa edilen Trabzon Ayasofya Müzesi 1461 yılında Trabzon’un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilmesi sonrası yenilenmiş. Yenilenmiş hali halen kullanılan binada İncil’de yer alan hikayelerle süslü etkileyici duvar freskleri, Adem ve Havva’nın yaratılışı kabartmaları ve kıyamet gününü simgeleyen betimlemeler gibi oldukça zengin bir koleksiyon mevcut. Ücretsiz şekilde ziyaret edebileceğiniz ve haftanın her günü 09.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyareti açık olan Trabzon Ayasofya Müzesi’ne şahsi aracınızla veya toplu taşım araçları ile ulaşım sağlayabilirsiniz.
”Trabzon Ayasofya Müzesi konum için tıklayın”
Trabzon’a 48 km uzaklıkta bulunan ve Maçka ilçesinde konumlanan Altındere Vadisi Milli Parkı 4 hektarlık geniş bir alanı kapsıyor. Sarp kayalara inşa edilen ünlü Sümela Manastır’ına da ev sahipliği yapıyor olması milli parkın dört mevsim boyunca ziyaretçilerin akınına uğramasına yol açıyor.
Altındere Vadisi Milli Parkı, Trabzon seyahatiniz esnasında mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri konumunda. 1987 yılında milli parkı ilan edilmiş olan Altındere Vadisi Milli Park, bu yıldan beri koruma altında tutuluyor. Milli park içinde mescit, tuvalet ve park gibi alanlar bulunuyor.
”Altındere Vadisi Milli Parkı konum için tıklayın”
Dünyanın en uzun ikinci mağarası olan Çal Mağarası, Trabzon gezilerinin vazgeçilmez noktalarından birisi olmayı başarıyor. Deniz seviyesinden 1050 metre yükseklikte ve sarp kayalar arasında bulunan mağara, adeta gizlenmiş bir konumda. Kendine özgü bir havaya sahip olması ise mağaranın ziyaret edilmesini sağlayan en önemli özellikleri arasında. Mağara havasının astım gibi solunum yolu hastalıkların büyük bir çoğunluğuna şifa olduğu düşünülüyor.
400 metrelik bir yürüyüş yoluna sahip olan Çal Mağarası oldukça başarılı bir şekilde düzenlemiş. Yaz aylarında yeraltı sularıyla beslenen kaya göletlerinde yüzebilir, minik şelale ve derelerde keyifli bir gezi yapabilirsiniz.
”Çal Mağarası konum için tıklayın”
Trabzon şehrinin tam ortasında, merkezi bir konumda yer alan Zağnos Vadisi Parkı çocuk oyun alanları, kafeteryaları, spor sahaları ve kır bahçeleri ile merkezde huzur arayanların tercihi olmayı başarıyor. Kuzgun Dere’nin üzerinde yer alan ve 15. yüzyılda Zağnos Mehmet Paşa tarafından inşa ettirildiği düşünülen köprüyü görmenize de imkan tanıyan Zağnos Vadisi Parkı, aileniz ya da kalabalık arkadaş grubunuz ile keyifli vakit geçirmek istiyorsanız ziyaret edebileceğiniz bir park.
”Zağnos Vadisi Parkı konum için tıklayın”
Vazelon Manastırı, Sümela Manastırı ile aynı vadide yer alıyor. Bu sebeple Sümela Manastırı’nı ziyaret ederken Vazelon Manastırı’na da uğramanızı öneriyoruz!
Sarp bir yamaçta, çam ormanları arasında gizlenmiş etkileyici taş bir mimariye sahip olan manastır bugüne dek varlığını koruyabilmiş olması sebebiyle de dikkat çekici. Şehir merkezine yaklaşık 40 km mesafede yer alan manastıra şahsi araçlarınız ile ulaşım sağlayabilirsiniz.
Vazelon Manastırı özellikle yabancı turistler tarafından adeta akına uğruyor. Fakat yerli turistler tarafından da ilgi gördüğünü ve özellikle fotoğraf çekimleri adına tercih edildiğini söylemek mümkün. Manastırın içerisine girebilir, oda ve şapelleri gezebilir, pencerelerden Trabzon’a ait muhteşem panoramik fotoğraflar çekebilirsiniz. Bugüne dek sağlam kalabilmeyi başarmış ve halen içerisi gezilebilen bir yapı olması Vazelon Manastırı’na duyulan ilgiyi artırıyor.
”Vazelon Manastırı konum için tıklayın”
Trabzon’un ünlü doğa harikalarından biri olan Sera Gölü, Trabzon merkezine yalnızca 12 km uzaklıkta olması sebebiyle ziyaretçiler tarafından adeta akına uğruyor. 1200 metre uzunluğa sahip bir heyelan set gölü olan ve Derecik Vadisi’nde bulunan Sera Gölü, 1950 yılında yamaçlardan düşen kayaların su yolunu kapaması sebebiyle, doğal yollarla oluşmuş.
18 günde oluştuğu bilinen ve yöre halkının gölün oluşumuna bizzat şahit olduğu Sera Gölü, ağaç ve bitki çeşitliliği bakımından da büyük bir zenginlik sunuyor. Korunması için 2010 yılında tabiat parkı ilan edilen ve bu yıldan beri koruma altında olan Sera Gölü lezzetli yemekler yiyebileceğiniz restoranlara ve piknik alanlarına da yer veriyor. Gölde özellikle yaz aylarında gerçekleşen sandal ve kano gezileri ise ziyaretçiler tarafından yoğun bir ilgi görüyor!
”Sera Gölü konum için tıklayın”
Karadeniz’e ait kartpostalları pek çok farklı yerde görmüş olabilirsiniz. Gördüğünüz kartpostallardaki manzara çoğunlukla Hamsiköy’e ait olduğunu ise Hamsiköy seyahatiniz ile anlayabilirsiniz!
Trabzon’un büyüleyici güzellikteki köylerinden biri olan Hamsiköy, merkeze 50 km uzaklıkta bulunuyor. Maçka ilçesinde yer alan ve İpek Yolu’nun geçiş noktası olması sebebiyle dikkat çeken Hamsiköy, Zigana Dağı eteklerinde yemyeşil çam ormanları arasına gizlenmiş muhteşem bir yer. Yiyecek sevdalılarının uğrak noktalarından biri olan Hamsiköy, sütlacı ile de meşhur. Trabzon’un Meşhur Yemekleri dediğinde akla gelen Hamsiköy sütlacını burada mutlaka denemelisiniz!
”Hamsiköy konum için tıklayın”
9132,8%1,12
34,54% 0,23
36,42% 0,22
2958,46% 0,81
4958,14% 0,59
Rize
21.11.2024