Bakan Uraloğlu, Azerbaycan'ın Zengilan kentinde düzenlenen "Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Koridorları: Zengilan'dan Gelı̇şı̇m İpuçları" konulu konferansın "Transit Koridorların Oluşturulması: Avrasya'nın Potansiyelinden Faydalanmak" başlıklı panelinde konuştu.

Uraloğlu, Türkiye'nin 2053 vizyonu doğrultusunda Asya, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu arasında artan ticarete paralel olarak ulaştırma bağlantılarını artırmayı hedeflediklerini bildirdi.

Ulaştırma altyapısına 2002'den bu yana yaklaşık 194 milyar dolarlık yatırım yaptıklarını söyleyen Uraloğlu, "2053'e kadar yaklaşık 168 milyar dolarlık yatırım yapmayı planlıyoruz." dedi.

Ulaştırma yatırımlarında demir yolu altyapısını geliştirmeye ciddi finansman ayırdıklarını belirten Uraloğlu, gerek Asya'dan gerekse Orta Doğu'dan gelecek yüklerin akışını sorunsuz şekilde sağlamak için Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Asya ve Avrupa kıtaları arasında, Marmaray'dan sonra ikinci demir yolu bağlantısını tesis ettiklerini kaydetti.
Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattı ile Asya ve Avrupa arasındaki Orta Koridor'un demir yolu bağlantısını sağladıklarını hatırlatan Uraloğlu, "Orta Koridoru destekleyici eylem planlarını destekliyoruz. Aldığımız kararları uygulamaya aktaracak adımların da takipçisiyiz. Kapasitenin de artırılması lazım. Zengezur Koridoru üzerinde de Azerbaycan ile beraber çalışıyoruz." diye konuştu.

Kara yolu taşımacılığındaki sorunlara da dikkati çeken Uraloğlu, ikili ve transit taşımaların serbestleştirilmesi ve sürücülerin vize zorluklarının giderilmesi gerektiğini vurguladı.

Uraloğlu, "Bu zorlukları karşılıklı konuşarak çözeriz. TDT devlet başkanlarının ilişkilerini örnek alabilirsek problem kalmaz. Yaptığımız güzel işler de var, yapmamız gereken işler de var." dedi.

Irak'ın Basra ilinden Türkiye sınırına uzanacak kara ve demir yolu ulaşım koridoruyla ilgili soruya Uraloğlu, şu yanıtı verdi:

“Basra Körfezi'ndeki Faw Limanı'ndan Türkiye sınırına kadar yaklaşık 1200 kilometrelik demir yolu ve kara yolu projesini yürütüyoruz. Projesi bitti. Finansman ve yapım şekli konuşuluyor. Burayı bitirdiğimiz zaman hem Kuzey-Güney anlamında yeni bir bağlantı sağlayacağız hem de Orta Koridor'a çok ciddi katkı sağlamış olacağız. Basra Körfezi'nden gelen yüklerin demir yolu ve kara yoluyla hem TDT üyesi ülkelere hem de Avrupa'ya gitmesini sağlayacağız. Dünyadaki ticari trafik neredeyse tüm trafiklerin işletilebileceği seviyede ve bu daha da artacaktır. Bu Süveyş Kanalı'na alternatif değildir. Elbette rekabet olacaktır fakat biz birisine rakip olmak değil kendi sorunlarımızı çözmek istiyoruz.”