ESKİŞEHİR,(DHA)- ESKİŞEHİR’de turizm bölümünden mezun olduktan sonra 2 yıl Avrupa Birliği projelerinde görev alan Nilay Boyluoğlu (28), doğayla iç içe bir yaşam hayaliyle belediyenin arıcılık kursuna katılıp 20 kovanla kendi işini kurdu. Doğada yaşamın ve arı vızıltılarının kendisini çok mutlu ettiğini ifade eden Boyluoğlu, “Arı kovanlarının arasına girerek örümcek ve böcek korkumu aştım. Sonra onlarla olmayı ve vızıltılarını çok sevdim. Böylelikle arıcılık serüvenim başlamış oldu” dedi.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü’nden mezun olan Nilay Boyluoğlu, Sibirya ve Galler’de ekoturizm alanında Avrupa Birliği projelerinde görev yaptı. Geçen yıl şubat ayında Türkiye’ye dönen Boyluoğlu, doğayla iç içe bir hayat geçirmeye karar vererek Odunpazarı Belediyesi’nin arıcılık eğitimi verilen Arıköy projesine katıldı. Her yıl 100 kişinin arıcılık eğitimi aldığı kursu bitiren Boyluoğlu, ailesinin desteğiyle 10 arı kovanı alıp bal üretimine başladı. Kısa sürede işini genişleten Boyluoğlu, projesini 20 kovana çıkarıp tek başına 10 ayda 70 kilogram bal üretti.
‘HEP KENDİNİ ARAYAN BİR İNSANDIM’
Doğada çalışmanın kendisine turizm sektöründen çok daha iyi geldiğini, örümcek ve böcek korkusunu da aldığı kurs sayesinde atlattığını ifade eden Nilay Boyluoğlu, “Türkiye’ye döndükten sonra turizm yerine, doğayla iç içe olabileceği bir iş yapmanın hayalini kuruyordum. Hep kendini arayan bir insandım. Arıcılık yapmaya karar verdim. Fakat bazı engellerim vardı, örümcek, böcek korkusu gibi. Çocukluğumdan hatta kendimi bildim bileli bu korkum var. Olmayan böcekleri görüyordum, gece uyanıyorsun, yatağında gezinen böcekler ya da sabah uyanıyorsun örümcek ağlarını temizliyorsun. Yoklar ama bilinçaltıma yerleşmişti. Odunpazarı Belediyesi’nin Arıköy projesini görüp başvurdum. Bir süre teorik eğitimler aldım daha sonra uygulamalı eğitimlere geçtik. Belediyemizin Arıköy projesinde, harika bir ortama sahip, lavanta bahçesi, hobi evleri ve çok meraklandığım arılar vardı. Bu doğal ortamı çok beğendim ve kendimde içsel bir huzur hissettim. Başlangıç için arıcılık tarıma göre daha düşük maliyetli olmasının etkisiyle arıcılığı seçtim. Kurslarda arı kovanlarının arasına girerek örümcek ve böcek korkumu aştım. Sonra onlarla olmayı ve vızıltılarını çok sevdim. Böylelikle arıcılık serüvenim başlamış oldu” dedi.
KOVAN SAYISINI YÜKSELTTİ
Yaklaşık 5 ay süren kursun ardından mezunu olduğu turizm sektörü yerine arıcılığı tercih ettiğini kaydeden Boyluoğlu, “Arıcılık serüvenine 10 kovanla başladım, bu zamana kadar kovan sayısını 20’ye çıkardım. Arıcılığın yanında kovanlardan topladığım balmumlarıyla mum ve saklama bezi de yapmaya başladım. Şu an için sınırlı sayıda bir üretimim var. Türkiye'de kovan başına ortalama bal üretimi 16 kilo civarında, fakat kendi net rakamlarımı söyleyebilmek için çok erken olsa da ağustos ayından bu zamana kadar geçen 10 aylık süreçte yaklaşık 70 kilo dolaylarında üretimim oldu. Bu rakam da şu anda, çevreme ve bana ulaşan insanlara yetecek kadar bir üretim seviyesinde. Yeni başlayan bir arıcı olduğum için, ürünlerim olan bal ve polen sınırlı sayıda. Fakat arıcılık bunlardan ibaret değil, bu alanda kendimi daha da geliştirip daha fazla insana ulaşmak istiyorum” diye konuştu.
Boyluoğlu, kurduğu sosyal medya sayfasından mizahi bir dille paylaştığı görüntülerle de arıcılık sektörünü ve çalışmalarını tanıtıyor. (DHA)
FOTOĞRAFLI