Yalova'nın adının geçmişten günümüze uzanan serüvenini keşfetmek, bu kente dair merak uyandıran bir başlangıç olabilir. İşte detaylar haberimizde
Yalova, zaman içinde birçok değişime şahit olmuş bir şehirdir. Ancak, pek azı, şehrin eski adını bilmekte ya da bu adın nasıl evrildiğini merak etmektedir. Yalova'nın geçmişine doğru bir yolculuğa çıkmadan önce sormamız gereken temel soru şu: Yalova adı nereden geliyor? ve Yalova'nın eski adı nedir? Bu sorunun cevabı, şehrin tarihî dokusunu anlamamıza ve zaman içindeki dönüşümünü takip etmemize yardımcı olacaktır. Yalova'nın isim serüvenine dair bu giriş, eski adının ardındaki sırları gün yüzüne çıkaracak. İşte detaylar...
Yalova, M.Ö. 3000'lere kadar uzanan zengin bir tarih ve kültür mirasına sahip bir şehirdir. Bölge, prehistorik çağlarda yerleşimlere ev sahipliği yapmış ve zaman içinde farklı medeniyetlerin egemenliği altına girmiştir. M.Ö. 2000'lerde Hititler ve M.Ö. 1200'lerde Frigler, antik Bitinya bölgesine hakim olmuşlardır.
Bitinyalı hanedanlar, Pers egemenliğinden sonra bölge üzerinde kontrol sağlamış ve M.Ö. 3. yüzyılda bağımsız Bitinya Krallığı'nı kurmuşlardır. Yalova, bu krallığın topraklarında yer alarak tarih boyunca önemli bir konuma sahip olmuştur. M.S. 74'te Roma İmparatorluğu'nun denetimine giren bölge, 395 yılındaki Roma İmparatorluğu'nun bölünmesinden sonra Bizans İmparatorluğu'nun yönetimine geçti.
Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliğine girişi ise 1326 yılında gerçekleşti. 16. yüzyılda, Osmanlı idari teşkilatına göre Yalova, Hüdavendigâr Eyaleti'ne bağlı bir kaza merkezi olarak önem kazandı. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesine göre, 18. yüzyılın sonlarına doğru Yalova, 700 evi, yedi camisi, üç hanı, bir hamamı ve dükkânlarıyla dikkat çeken bir yerleşim birimi haline gelmiştir.
Ancak, tarih boyunca yaşanan doğal afetlerle de başa çıkmak zorunda kalan Yalova, 1719'daki büyük depremde büyük tahribata uğramıştır. Bu zorlu süreçlere rağmen, şehir hızla gelişmiş ve kaplıcalarıyla ün kazanmıştır.
Yunan hakimiyeti, 1921'e kadar devam etmiş, ardından Yalova 1929'da İstanbul iline bağlı bir ilçe olmuştur. Mustafa Kemal Atatürk, yaşamının son dönemlerinde Yalova'ya sıkça ziyaretlerde bulunarak, Yürüyen Köşk'te dinlenmiş ve şehre olan sevgisini "Yalova benim kentimdir." sözleriyle ifade etmiştir.
Antik çağdaki yerleşmenin adı tam olarak bilinmemekle birlikte, Pylai ve Pythia gibi eski isimlerin birleşimi olarak PYLOPYTHİA adının kullanıldığı düşünülmektedir. Yalova'nın adı zamanla evrim geçirmiş ve Yalakova, Yalakabad gibi farklı isimlere dönüşmüştür. Atatürk'ün ziyaretleri sırasında kullanılan Yalı Ovası ifadesi, şehrin adının zamanla Yalova'ya dönüşmesini doğrular niteliktedir.
Yalova adının kökenine dair birçok görüş bulunsa da, en yaygın olanı Osmanlı döneminde bölgeye verilen 'Yalakabad' adının zamanla evrilerek Yalova'ya dönüşmüş olmasıdır. Cumhuriyet döneminde Yalova'nın sıkça ziyaret edilmesiyle bu isim daha da pekişmiş, Mustafa Kemal Atatürk'ün imzaladığı belgelerde 'Yalı Ovası' ifadesi kullanılmıştır.
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55
Rize
22.11.2024