Türkiye'de her şehrin isminin, kendine özgü bir anlamı ve hikayesi vardır. Bunlar, son hallerini alana kadar birçok kez değişime uğramıştır. Doğu Karadeniz'de bulunan Artvin'in tarihi ve eski isimleri ise bazıları için merak uyandırıcıdır. Eşsiz güzellikteki doğal alanları ile ünlü olan Artvin'in, tarihi ile ilgilenenler için bu nokta önemlidir. Artvin'in eski adı nedir sorusu şehrin eski isimleri ve tarihleri ile ilgili en çok araştırılan hususlardır.
Artvin'in Eski Adı Nedir?
Doğu Karadeniz'de bulunan şehirlerden biri olan Artvin'in tarihi, M.Ö. 3000'li yıllara ve "Tunç Çağı"na dayanır. Bazı kaynaklara göre, Makaronlar, Kolkhlar ve Taoklar gibi kavimler Artvin topraklarında yaşamıştır. Şehir, o dönemlerde birçok yerel krallık tarafından hakimiyet altına alınmıştır. Daha sonra ise Orta Çağ ile birlikte Bagratlı Krallığı tarafından yönetilmiştir.
Bu krallık, Doğu Roma İmparatorluğu'nun (Bizans) himayesinde olduğu için Artvin toprakları da dolaylı yoldan Bizans'ın olmuştur. 1015 yılında başlayan Selçuklu Seferleri ise 12. yy'a kadar devam etmiş ve ardından Moğol istilası başlamıştır. Daha sonra Artvin, Timur, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safeviler ile Osmanlı'nın toprağı olmuştur. Öte yandan Artvin, tarih boyunca birçok kez farklı isme sahip olmuştur. Bu durum ise bölgenin kültürel açıdan zenginliğini ortaya koyan bir durumdur.
Kollehis - Hititler Dönemi
Klarceti - Persler Dönemi
Livane (Livana) - Roma ve Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi
Çoruh - Osmanlı İmparatorluğu Dönemi
Artvin - Türkiye Cumhuriyeti Dönemi (1956)
Artvin Anlamı Nedir?
"Artavani" ve "Artvini" sözcüklerinden türeyen Artvin ismi, hem Gürcücede hem de Ermenicede aynıdır. Anlamı ise "Arta'yı barındıran yer" demektir ve Arta, Farsça kökenli bir kelimedir. Bu, Mecûsîlikte kutsal kabul edilen ve "Aša" olarak da bilinen bir tanrının adıdır. Ermenicede Artvini şeklinde kullanılırken Gürcücede ise Artvani olarak bilinir. Bu isimler, ufak tefek değişikliklerden sonra günümüzdeki halini almıştır. Artvin'in Osmanlı Devleti döneminde "Çoruh" olarak isimlendirilmesinin nedeni ise Çoruh Nehri'nin topraklarından geçiyor olmasıdır.
