Rize Haber
Rize
Parçalı bulutlu
8°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Ara

Göbeklitepe, Eylül'de Yeniden Doğuyor!

Taş Tepeler Projesi'nin koordinatörü ve Göbeklitepe ile Karahantepe kazılarının başkanlığını yürüten Prof. Dr. Karul, Göbeklitepe'de kapsamlı restorasyon çalışmalarının başladığını belirtti. Eylül ayının sonlarına doğru bu tarihi alanın yenilenen yüzüyle ziyaretçileri karşılayacağı müjdesini verdi.

KAYNAK: Anadolu Ajansı ( AA)

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla düzenlenen Uluslararası Arkeoloji Sempozyumu ve Arkeolojinin Altın Çağı Sergisi ilk kez gün yüzüne çıkan 485 eseri ziyaretçilerle buluşturdu.

Sergide, Karahantepe ve Göbeklitepe kazılarında ortaya çıkarılan ve Neolitik Çağ'a ait olduğu belirlenen pek çok eser ile Karahantepe'den çıkarılan bir taş kap içinde bir hikayenin ilk üç boyutlu anlatımı ilk kez ziyaretçilere sunuldu.

AA muhabirine açıklamada bulunan Taş Tepeler Projesi Koordinatörü, Göbeklitepe ve Karahantepe Kazıları Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, Göbeklitepe ile tanınan Neolitik Çağ yerleşimlerinin, Taş Tepeler Projesi ile çok daha kapsamlı bir boyuta ulaştığını, Şanlıurfa'da eş zamanlı olarak 10 farklı alanda Neolitik dönem kazılarının sürdüğünü belirtti.

Bu alanların içinde 2019'da kazı çalışmalarına başlanan Karahantepe'nin biraz daha öne çıktığını ifade eden Karul, "Karahantepe, Göbeklitepe gibi anıtsal kalıntıların açığa çıkarıldığı bir yer. Karahantepe'de geçen yıl da bir özel yapı kompleksine ait bir binanın içerisinde çok sayıda taş kap bulduk. Bu kaplar hem üzerlerindeki hayvan bezemeleri, hem bir arada bulunmaları ve kırmızı renkli bir steril toprağın içerisinde gömülmüş olmaları yönüyle konteks açısından da bugüne kadar karşılaştığımız bir durum değildi." değerlendirmesinde bulundu.

Bir hikayenin bilinen en eski üç boyutlu anlatısı

Karul, bulunan kaplardan birinin daha farklı olduğunu belirterek, "Karahantepe'de bulduğumuz büyük bir kabın içerisinde daha küçük bir tane var ve onun içerisinde de başlarını taş halkaların içerisine sokmuş hayvan heykelcikleri var. Bu aslına bakarsanız bir hikayenin bilinen en eski üç boyutlu anlatısı." ifadelerini kullandı.

Dikilitaşlara ya da duvar resimlerine bakıldığında yassı bir anın görüldüğünü ve yorumlandığını anlatan Karul, "Karahantepe'de geçen yıl bulduğumuz taş kap bize en az 10 bin yıl öncesinden üç boyutlu aktarılmış bir hikayeden söz ediyor. Neolitik çağ arkeolojisi için asrın keşfi niteliğinde bir buluntu. Dünya Miras Bellek Listesi'ne girmeye de aday olduğunu düşünüyoruz, bununla ilgili girişimlerimiz olacak." dedi.

Necmi Karul, Karahantepe'de yürütülen çalışmanın Geleceğe Miras Projesi kapsamında gerçekleştirildiğini aktararak, benzer nitelikteki buluntulara 10 farklı noktada daha rastlandığını belirtti.

Bilgiyi dünyayla paylaşmak öncelikli hedefimiz

Neolitik Çağ'ın bütün insanlığın ortak geçmişinde bir nokta olduğunu kaydeden Karul, "Yerleşik hayatın ortaya çıkışı, besin üretiminin başlaması, hayvanların evcilleştirilmesi gibi bugün bütün dünyada hakim toplum düzeninin temellerini ifade ediyor. Dolayısıyla burada açığa çıkan her şey, eriştiğimiz her türlü bilgi sadece bizi değil, bütün dünyayı ilgilendiriyor." diye konuştu

Karul, burada edinilen bilgiyi dünyaya anlatmak için kendilerinin de sorumluluk hissettiğini vurgulayarak, "Kültür ve Turizm Bakanlığı, Roma Kolezyumu'nda yaptığı sergiyle başlattı. Yakında Berlin'de, ardından Doğu Asya'da sergilerimiz olacak. Bu bilgiyi dünyayla paylaşmak istiyoruz. Bu öncelikli hedeflerimiz arasında." açıklamasında bulundu.

Sadece akademik yayınlarla değil, kongreler, sempozyumlar ve replikalarla da Neolitik dönem mirasını dünyaya tanıtmayı hedeflediklerini aktaran Karul, "Anadolu'nun bu zengin geçmişini, özellikle Neolitik Çağ açısından oynadığı önemli rolü bütün dünyayla paylaşmak istiyoruz, ortak bir noktamız bu." ifadesini kullandı.

"Karahantepe'de açığa çıkarılanlar, karşılaşacağımız hiçbir şeyin sürpriz olmayacağını öğretti"
Karahantepe kazılarının son durumuna ilişkin de bilgi veren Prof. Dr. Karul, sene sonuna kadar buranın da Göbeklitepe gibi bir koruma çatısıyla örtüleceğini söyledi.

Karul, şu ifadeleri kullandı:

"Karahantepe'ye özgü bir çatı projesi üzerinde çalıştık ve bunun da hem alanı koruyacağını hem de alanın kimliğine yakışır, örtüşür bir proje olacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla daha uygun bir ortamda eserlerin korunması sağlanacak hem de ziyaret açısından daha konforlu bir ortam yaratılacak ama topu topu 6 yıllık bir kazı. Bugüne kadar Karahantepe'de açığa çıkarılanlar, bize karşılaşacağımız hiçbir şeyin sürpriz olmayacağını öğretti. 'Şunu bekliyoruz' demek, 12 bin yıl önce orada yaşayan insanları hafife almak olur. Şu ana kadar bize hiç beklemediğimiz şeyleri ürettiklerini ve yaptıklarını zaten ziyadesiyle göstermiş oldular."

Konsantrasyonumuz eylül sonunda Göbeklitepe'yi yeni çehresiyle ziyaretçilerle buluşturmak

Göbeklitepe'de yaygın olarak bilinen GT1 çatısı ve GT2 çatısının altında kazılar yapıldığını aktaran Karul, "Aynı zamanda Göbeklitepe'de ciddi bir restorasyon çalışmasına başladık. Birçok dikilitaşı tümleme projesi içerisindeyiz ve yaklaşık iki aydır bu çalışmalar sürüyor. Sanırım eylül sonuna doğru Göbeklitepe'yi yeni bir yüzle görmüş olacaksınız. Bunu da biraz müjdelemiş oluyorum, çalışmalarımız devam ediyor. Konsantrasyonumuz eylül sonunda Göbeklitepe'yi yeni çehresiyle ziyaretçilerle buluşturmak." diye konuştu.

Göbeklitepe ile çağdaş, benzeri yerleşim yerlerinin sayısı onlarca

Karul, ulaştıkları her türlü veriyi "saklayarak, gizleyerek, doğru zamanda açıklamak" gibi bir yaklaşımlarının olmadığını vurgulayarak, Kültür ve Turizm Bakanlığının her yeni bilgi sonrasında anında bilgilendirildiğini söyledi.

Yeni bir bilgi olduğunda bu sergide olduğu gibi bunu ilk fırsatta kamuoyuyla paylaştıklarına işaret eden Karul, sözlerini şöyle tamamladı:

"Taş Tepelerde yüzey araştırmaları devam ettiği için aslında her yıl yeni yerler buluyoruz ve bunların da belirli bir kısmı kazılıyor şu anda. Yüzey araştırmalarımız devam ediyor. Üç tane yüzey araştırması söz konusu.Yeni yerlerin bulunması zaten sürpriz değil. Anladığımız kadarıyla yaklaşık 150 kilometre çapında bir alanda Göbeklitepe ile çağdaş, benzeri yerleşim yerlerinin sayısı onlarca. Bunların da yaklaşık 1500 yıllık bir süreci yansıttığını biliyoruz ve seçtiğimiz kazı alanları da bu 1500 yılın farklı aşamalarını yansıtıyor. Bu da bize sonuç itibarıyla daha bütüncül bir tablo ortaya koymakta fayda sağlıyor."