Rize
Kapalı
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Bungalov yıkımlarında hukuki süreçte yeni gelişme

Rize’de ruhsatsız bungalovların yıkımına yönelik hukuki süreçte önemli bir gelişme yaşandı. Avukat Dereci, imar planının yokluğunda yıkım kararlarının hukuka aykırı olduğunu savunarak, sorumluluğun yalnızca vatandaşa yüklenemeyeceğini belirtti. Yıkımların durumu merakla bekleniyor.

Yaşar Sancaktutan: Yaşar Sancaktutan

Rize’de dere kenarlarında ruhsatsız ve plansız olarak inşa edildiği gerekçesiyle sürdürülen bungalov yıkımlarına ilişkin hukuki süreçte önemli bir gelişme yaşandı. Valilik, dere kenarlarında kurulan ve özellikle aşırı yağışlarda can ve mal güvenliği açısından risk oluşturan yapıların kaldırılması konusunda kararlılığını sürdürüyor.
Rizeli Avukat Muhammet Emre Dereci, yürütmenin durdurulması yönünde verilen karar hakkında açıklamalarda bulundu. Dereci, vatandaşların bungalovları inşa ettikleri dönemde bölgede herhangi bir imar planının bulunmadığını belirterek, yıkım kararlarının hukuka uygun olmadığını savundu.
“Vatandaş bungalovları inşa ederken mevcutta herhangi bir imar planı yoktu. Fırtına Vadisi’ndeki imar planı 2024 yılında ilan edilmiştir. Mevcut olmayan imar planı esaslarına göre ruhsatsız sayılan bungalovların yıkılmasını beklemek hukuka uygun değildir,” diyen Dereci, 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na da dikkat çekti.
Avukat Dereci, sit alanı ilan edilen bölgelerde üç yıl içinde imar planı yapılmasının zorunlu olduğunu hatırlatarak, “Fırtına Vadisi 1998’de III. derece SİT alanı ilan edildi. Ancak imar planı tam 25 yıl sonra 2024’te hayata geçirildi. Bu süreçte vatandaşlar, plan olmadan inşai faaliyetlerde bulunmak durumunda kaldı,” ifadelerini kullandı.
“Sorumluluk sadece vatandaşa yüklenemez” diyen Dereci, idarenin de bu süreçte sorumluluğu bulunduğunu belirtti:
“Vatandaşın yaptığı yapının ruhsatsız sayılması yalnızca kendisinin kusurundan kaynaklanmamaktadır. Bu nedenle yıkım işlemlerinin iptal edilmesini talep ediyoruz.”
Yürütmenin durdurulması kararının ardından bölgede devam eden yıkım sürecinin nasıl şekilleneceği ise merakla bekleniyor.