Rize Haber
Rize
Kapalı
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Büyümeyi Reddetmek : Peter Pan Sendromu Nedir ?

Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi konu hakkında önemli bilgiler verdi.

Bazen, yetişkin olmanın getirdiği sorumluluklar ve zorluklar karşısında, içimizdeki çocuğu koruma ihtiyacı hissederiz. Bu durum, psikolojide Peter Pan Sendromu olarak adlandırılır - yetişkinlerin, yetişkinlik sorumluluklarından kaçınma eğilimi ve çocuksu davranışlar sergileme durumu. Peki, bu durum neden oluşur ve bizleri nasıl etkiler ?

Bu sendromun köklerini anlamak için, çocukluk anılarımıza ve geçmişte yaşadığımız olaylara dönmek gerekir. Çocukken yaşadığımız zorluklar ve travmalar, bugün kendimizi güvende hissetmek için sürdürdüğümüz çocuksu davranışlara yol açabilir. Bu deneyimler, yetişkinlikteki bağlılık korkusu, aşırı bağımsızlık ihtiyacı gibi duygusal ve davranışsal kalıpların temelini oluşturabilir.

Büyümeyi reddeden yetişkinlerin hayatları, çeşitli zorluklarla dolu olabilir. Duygusal olarak olgunlaşmada zorlanırlar. Karar verme, ilişkilerde sağlıklı sınırlar koyma ve duygusal olarak kararlı olma gibi yetişkin becerilerini geliştirmede güçlük çekebilirler.Bu zorlukların en belirgini, ilişkiler ve iş yaşamında karşılaşılan engellerdir.

İlişkilerde, bu kişiler genellikle bağlanma ve taahhüt konusunda zorlanırlar. Gerçek anlamda derin ve anlamlı ilişkiler kurmak, onlar için bir mücadele haline gelebilir. Partnerleri veya yakın arkadaşları, bu yetişkinlerin sürekli değişen ihtiyaçlarına ve istikrarsız duygusal durumlarına ayak uydurmakta zorlanabilir. Bu durum, ilişkilerin sık sık sonlanmasına veya ciddi anlamda sarsılmasına yol açabilir.

İş yaşamında ise, sorumluluk almak ve sürekli bir iş disiplini sürdürmek büyük bir zorluk oluşturabilir. Yüksek motivasyon gerektiren işlerde veya takım çalışmalarında, bu kişilerin performansı dalgalanabilir. Ayrıca, kariyerlerinde ilerleme ve uzun vadeli hedeflere ulaşma konusunda da zorluklar yaşayabilirler. İş yerindeki yetişkin sorumlulukları ve zorunlulukları yerine getirmek, onlar için sıkıcı veya anlamsız görünebilir.Otorite figürleriyle zorluk yaşayabilirler. Bu, iş yerinde yöneticilerle veya diğer yetkili kişilerle çatışmalara yol açabilir. Kişisel gelişim ve öz-bakım alanlarında da benzer zorluklarla karşılaşabilirler. Anlık hazları arayış içinde olabilir ve riskli davranışlara yönelebilirler. Bu, mali kararsızlık, sağlıksız yaşam tarzı seçimleri veya sorumsuz kararlar almak şeklinde kendini gösterebilir.Finansal sorumluluklar, sağlıkla ilgili düzenli alışkanlıklar ve günlük yaşamda gereken düzen ve disiplin, bu bireyler için aşılması gereken engeller haline gelebilir. Zaman yönetimi ve öncelik belirleme konusunda sık sık zorlanabilirler, bu da stres ve kaygı seviyelerini artırabilir. Kendi davranış kalıplarımızı aşmak için, öncelikle kendimizi tanımamız ve içsel yolculuğumuzda eksik kalan parçaları tamamlamamız gerekiyor. Bu, kişisel bir keşif sürecidir; davranışlarımızın ve duygularımızın farkına varmak, geçmişteki deneyimlerimizin bugünkü hayatımıza olan etkilerini anlamak ve bu bilgilerle daha sağlıklı tercihler yapmak demektir. Bu süreç, kendimizi ve çevremizdeki dünyayı daha sağlıklı bir şekilde deneyimlememize yardımcı olur.

Uzman Klinik Psikolog Aslı Kanizi, '' Hayatta her zaman öğrenme ve büyüme fırsatları vardır. Yetişkinlikte çocuk kalmak, bu öğrenme sürecinin bir parçası olarak görülebilir. Kendimizi ve geçmişimizi anlamak, bugün ve yarın için daha parlak bir yol sunabilir. Sonuçta, her birimiz kendi hikayemizin kahramanıyız ve bu yolculukta kendimizi bulmak, hayatımızın en değerli parçası olabilir.'' dedi.