Rize Haber meritbet
Rize
Kapalı
7°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara
Rize Haber, Rize Haberleri, Rizespor, Rizespor Haberleri, Rizede Haber, Karadeniz, 53,rize güncel haber EKONOMİ Mavi Atlas ile Denizlerin Yaşamı Dijital Olarak Kaydediliyor: Yeni Su Altı Haritası Tanıtıldı

Mavi Atlas ile Denizlerin Yaşamı Dijital Olarak Kaydediliyor: Yeni Su Altı Haritası Tanıtıldı

Anadolu Efes ve Deniz Yaşamını Koruma Derneği (DYKD) iş birliğiyle hayata geçirilen 'Denize +1 Nefes' projesinin dördüncü aşaması olan Mavi Atlas uygulaması, Büyükada'da tanıtıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın paydaş olduğu bu uygulama, Türkiye'nin ilk dijital su altı biyoçeşitlilik haritasını sunarak deniz ekosistemlerinin korunmasına katkı sağlamayı amaçlıyor.

KAYNAK: (DHA)

ANADOLU Efes ve Deniz Yaşamını Koruma Derneği (DYKD) iş birliğinde 2022 yılında başlatılan 'Denize +1 Nefes' projesinin dördüncü fazı olan Mavi Atlas uygulaması, Büyükada’da düzenlenen toplantıda tanıtıldı. Bu yeni aşamada, DYKD’nin geliştirdiği, Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün paydaşı olduğu ve Anadolu Efes’in desteğiyle hayata geçirilen uygulama, Türkiye’de ilk dijital su altı biyoçeşitlilik haritası olma özelliğini taşıyor.

İlk 3 fazında Marmara Denizi’nde yürütülen çalışmalarla ilerleyen proje, Mavi Atlas uygulamasıyla birlikte Türkiye’nin dört bir yanındaki denizlerde yaşayan canlı türlerinin vatandaşlar tarafından fotoğraflanıp kaydedilmesiyle dijital bir su altı ansiklopedisine dönüşüyor. Böylece, yalnızca bilim insanlarının ve uzmanların değil isteyen herkesin katılımıyla deniz ekosistemine dair kolektif bir hafıza oluşturulması hedefleniyor.

Etkinlikte projeye katkı sağlayan Anadolu Efes ve Deniz Yaşamını Koruma Derneği temsilcileri bir araya gelerek projeyi anlattı. Bira Grubu Başkanı ve Anadolu Efes CEO’su Onur Altürk, Anadolu Efes Grup Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal Saatçi, DYKD Başkanı Volkan Narcı ve çok sayıda davetli katıldı. Mavi Atlas, kullanıcıların deniz canlılarını tür, tarih ve konum bilgisiyle kaydedebildiği ücretsiz bir uygulama olarak dikkat çekiyor. Toplanan veriler uzmanlar tarafından incelenerek uygulamadaki yerini alacak. Projenin, gelecekte deniz koruma alanlarının oluşturulmasına veri temelli katkı sunması hedefleniyor.

Anadolu Efes CEO’su Onur Altürk, “Biz 56 yıldır bu topraklardan çıkan bir marka olarak ülkemize hizmet ediyoruz. Hikayemiz 56 yıl önce, çok küçük bir dükkanda son derece mütevazı başladı. Bugün ise Avrupa’nın 5’inci, dünyanın 10’uncu büyük bira üreticisi haline geldik. Ancak biz hiçbir zaman başarımızı sadece finansal tablolarla ölçmedik. Yaklaşık 40 yıldır 2.000’den fazla çiftçi ve çiftçi ailesiyle birlikte çalışan bir tarım şirketiyiz. Kendi adımıza tescilli tohumlarımız var. Uzun yıllardır Türkiye’de kültüre, sanata, sinemaya ve tiyatroya destek veriyoruz. 1976’dan bu yana sporun yanındayız. Son 5 yılda girişimcilik ekosistemine önemli katkılar sağladık ve bu desteği artırarak sürdürüyoruz. Türkiye’de kendi alanında ilk entegre raporu yayımlayan şirket olarak, sosyal etki yatırımlarına büyük önem veriyoruz. Tüm bu yatırımları; sürdürülebilir, sorumlu ve bilinçli bir gelecek için yapıyoruz. Bu yolda küresel trendleri, sektörel öncelikleri takip ediyor, paydaşlarımızı dinliyoruz” dedi.

‘SON 50 YILDA DÜNYADAKİ CANLI TÜRLERİNİN YÜZDE 73’Ü YOK OLMUŞ DURUMDA, BU GERÇEKTEN KORKUTUCU BİR TABLO’

Altürk, “2021 yılında paydaşlarımızla yaptığımız önceliklendirme çalışmalarında biyoçeşitlilik konusu öne çıktı. Arkadaşlarımız bunu rakamlarla da destekledi. Örneğin son 50 yılda dünyadaki canlı türlerinin yüzde 73’ü yok olmuş durumda. Bu gerçekten korkutucu bir tablo. Dünya Gayri Safi Yurt İçi Hasılasının (GSYH) yaklaşık yarısı doğaya doğrudan veya dolaylı bağlı. Bizim üretimimizde kullandığımız dört temel ham madde de tamamen doğadan geliyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 Küresel Riskler Raporu’na göre biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü, önümüzdeki 10 yılın en büyük üç riski arasında. Doğa artık bize daha önce sağladığının yalnızca yüzde 40’ını sağlayabilir hale gelmiş. Önümüzdeki 5 yıl boyunca her yıl, bu sebeplerle küresel GSYH’nin 2,7 trilyon dolar azalması riski var. Biyoçeşitlilik kaybının hem ekonomik hem toplumsal sonuçları var. Bu yüzden bu alanda adımlar atmak gerektiğini biliyoruz” diye konuştu.

‘MAVİYİ SEVİYORUZ VE MAVİYİ KORUMAK İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPMAK İSTEDİK’

Maviyi korumak için sorumluluk aldıklarını ifade eden Altürk, şunları söyledi:

“Maviyi seviyoruz ve maviyi korumak için elimizden geleni yapmak istedik. Böylece çıktığımız bu yolculuk bugün dördüncü fazına ulaştı. Marmara Denizi özelinde bilimsel çalışmalar yapan Deniz Yaşamını Koruma Derneği (DYKD) ile yollarımız kesişti. Onlarla birlikte ilk fazda Marmara’daki zarar görmüş mercanları alıp koruma altındaki Tavşan Adası’na taşıdık. Orada mercanların kendini onarmasına ve yaşam alanlarının genişlemesine imkan sağladık. İkinci fazda deniz altına kameralar yerleştirdik. Böylece bu mercanları 7 gün 24 saat izleyebildik. Bu da konunun daha geniş kitlelerce bilinmesine katkıda bulundu. Deniz altındaki 30 metredeki yaşamı sürekli gözlem altına alabildik. Üçüncü fazda ise mercanların sesi olmak istedik. Su altı kayıtlarını Mercan Dede’nin müziğiyle buluşturduk ve ‘Mercanların Senfonisi’ni oluşturduk. Böylece su altı yaşamına dikkat çekmeyi hedefledik.”

‘PROJENİN YENİ FAZLARIYLA DEVAM ETMEYİ PLANLIYORUZ’

Bugün ise dördüncü faz olan Mavi Atlas’ı tanıttıklarını açıklayan Altürk, “Bu mobil uygulama sayesinde herkes deniz altındaki canlıları fotoğraflayıp kayıt altına alabiliyor. Böylece sadece bilim insanlarının ya da derneklerin çalışmalarıyla sınırlı kalmayan, çok daha geniş bir kitlenin katkı sağlayabileceği bir kolektif dijital hafıza oluşuyor. Dalgıçlar, sahilde yürüyen insanlar bile gözlemledikleri türleri uygulamaya yükleyebiliyor. Böylece ortaya yaşayan bir dijital su altı ansiklopedisi çıkıyor. Herkes bu ansiklopediye katkıda bulunabiliyor, Türkiye denizleri hakkında fikir sahibi olabiliyor, farkındalığını artırabiliyor.” diye konuştu.