Rize Haber meritbet deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler
Rize
Orta şiddetli yağmur
9°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
Akşam vaktine kalan
Ara

'Adli Tıp Kurumu yaşamımı tek cümleyle yok saydı'

İstanbul'da tutuklu bulunan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, cezaevindeki sağlık koşullarının hayatını tehdit ettiğini belirtti. Daha önce iki kez kanseri yenen Çalık, "Bugün mama ile ayakta kalmaya çalışıyorum. Ben kimseden imtiyaz istemiyorum; yalnızca devletin bana tanıdığı en temel hakkı, yaşam hakkını savunuyorum" ifadelerini kullandı.

KAYNAK: (HABER MERKEZİ)

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik yürütülen yolsuzluk soruşturması çerçevesinde tutuklanan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, cezaevindeki sağlık koşullarının hayatına yönelik tehditler içerebildiğini dile getirdi ve çeşitli çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Çalık'ın Kanserle Mücadelesi

Kanserle iki kez yüzleştiğini ifade eden Çalık, "Kanserle iki kez savaştım, şimdi cezaevinde yaşam mücadelesi veriyorum" şeklinde vurguladı. Adli Tıp Kurumu'ndan gelen raporun ardından sağlık durumunun göz ardı edildiğini belirtirken, cezaevinde geçirdiği süre zarfında sağlık koşullarının ağırlaşması nedeniyle endişelerini dile getirdi. 1999 yılında lösemi teşhisi aldığını ve bu süreçte büyük zorluklarla başa çıktığını, ardından azim ve kararlılıkla yeniden hayata tutunduğunu aktardı. Ancak, yaklaşık on yıl sonra karşılaştığı lenfoma teşhisi ile ikinci bir mücadelenin içine girdiğini ve yine aynı azimle bu savaşı kazandığını belirtti. Bugün ise, cezaevinde karşılaştığı zor koşullar nedeniyle üçüncü kez bir yaşam mücadelesine girdiğini ve bu durumun sağlık için ciddi tehditler barındırdığını ifade etti.

Adli Tıp Kurumu Raporu ve Tepkileri

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi tarafından hazırlanan raporlarda, Çalık’ın potansiyel sağlık tehditlerine dair “nüks riski, enfeksiyon riski, ciddi kilo kaybı ve sepsis” gibi önemli ifadeler bulunduğu vurgulandı. Ancak Adli Tıp Kurumu, gerçekleştirdiği tetkikler olmaksızın ‘nüks etmez’ diyerek yaşam hakkını bir cümleyle göz ardı etti. Çalık, bu durumun sadece kendi hayatı açısından değil, sağlık sistemi ve hukukun işlemesi açısından da dikkate alınması gereken bir sorun olduğunu belirtti. Bu tür yaklaşımların toplumsal vicdanı yaraladığını vurgulayarak, sadece kendisinin değil, genel hukuk sisteminin de bu durumdan etkilendiği görüşünde olduğunu ifade etti.

Anne ve Aile İlişkilerinin Etkisi

Çalık, cezaevinde bulunduğu süreçte annesiyle yaşadığı duygusal anlarla ilgili çarpıcı bir anekdot da paylaştı. 78 yaşındaki annesinin çaresiz bakışlarının kendisine verdiği mesajı unutmadığını, bu görüntünün 1999’da kanser teşhisi aldığı ilk günden beri zihninde canlandığını dile getirdi. Bir annenin gözyaşlarının ve acısının, toplumun vicdanı için önemli bir gösterge olduğunu ifade eden Çalık, devletin aslında annelerin acılarını dindirmekle yükümlü olduğunu savundu. Bu noktada toplumun ötesinde, devletin kendisine karşı duyduğu sorumluluğu hatırlatmaya çalıştı. Annesinin yaşadığı sıkıntıları gözlemlemek, onun için özellikle zorlayıcı bir durum haline geldi.

Yaşam Mücadelesi ve Halihazır Durum

Çalık, gündelik yaşamında sağlık sorunlarına karşı sürekli bir savaş vermekte olduğunu belirtti. Her geçen gün kan değerlerinin düşmesi, kilo kaybı ve diğer sağlık problemleri ile başa çıkma mücadelesinde olduğunu dile getirdi. Beyaz kan hücrelerinin normal değerlerin altında olması nedeniyle sağlık durumu git gide tehlikeli bir hal almaktadır. Yaşadığı lökopeni ve nötropeni gibi tıbbi durumlar neticesinde vücudunun hastalıklara açık hale geldiğini, böbreklerinin sağlığını koruma çabasında olduğunu ancak su ihtiyacını yalnızca terleme yoluyla karşılayabildiğini aktardı. Mama takviyeleriyle ayakta kalmaya çalıştığını ifade ederken, bunun bir sitem değil yaşam hakkını savunma çabası olduğunu belirtti. Bu elde ettiği bilgilerle, halkın adalet duygusunun korunması gerektiğini, yalnızca kendi hayatı için değil, geniş bir yelpazede toplum için bir adalet mücadelesi verdiğini vurguladı.

Adalet Sorunu ve Kişisel Süreçler

Çalık, gözaltına alındığı 19 Mart tarihinden itibaren, tutuklandığı 23 Mart’tan bu yana yaşadığı zorluklarla kendi ailesinden ve görevinden nasıl koparıldığını anlattı. 2015 yılına ait, danışmanlık yaptığı döneme dayanan suçlamalar ile ilgili ortaya çıkan gelişmeleri yetersiz ve haksız bulduğunu ifade etti. O dönem kamu görevlisi olmadığını, herhangi bir imza ya da tasarruf yetkisinin bulunmadığını belirtti. Üstüne üstlük, bu konuda daha önce 2021 yılında verilen ‘takipsizlik’ kararının göz ardı edildiğini dile getirdi. Bu durumun kendisinin kişisel durumu ile sınırlı kalmadığını, genel adalet mekanizması için de ciddi riskler taşıdığını ifade etti. Çalık, adaletin sağlanması gereken bir durum olduğunu ve bu mücadele çabasının yalnızca bireysel bir mesele olmaktan öte, daha büyük bir adalet mücadelesi haline geldiğini vurguladı.