Rize Haber meritbet balmoral resort casino siteleri
Rize
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Ağıralioğlu: Bizim kapımıza DEM Parti gelemez

Ağıralioğlu: Bizim kapımıza DEM Parti gelemez

Gizem KARADAĞ-Celal ATALAY/ANKARA, (DHA)- ANAHTAR Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, “Bizim kapımıza DEM Parti gelemez. Bizim kapımıza Öcalan’a ‘sayın’ diyenler gelemez. Anahtar Parti’nin kapısına, çocuklarımızın katilini sevenler, övenler gelemez. Kimin kapısına gidiyorlarsa onlar hassasiyetlerini gözden geçirsinler. Tebessümlerinin hesabını bu millet onlara soracak” dedi.

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında konuştu. Ağıralioğlu, “Daha önce çözüm süreci diye başlayan süreç, devletin, milletin çözülmesine sebep olmuştu. Güneydoğu Anadolu’da seçmen, size yüzde 50 oy veriyor. Bu yüzde 50 oy ‘biz bölünmek istemiyoruz, sizle beraberiz, asla ayrılmaya razı olmayacağız’ oyu demekken; size Kürtlerin verdiği bu makul oyu unutup, Kürtleri PKK'ya niye teslim etmeye karar veriyorsunuz? Çözüm sürecinde yaptınız. Çözüm sürecinde Kürtlere ‘size birtakım haklar vereceğiz ama bu hakları Öcalan’la konuşacağız’ dediğiniz için Güneydoğu'yu kaybettiniz. Devlet silah bırakmaz. ‘Silahlar bırakılsın’ gibi bir saçmalığa devlet yönetimini kurban ettiğiniz için bırakılmış silahlarla şehit edildi evlatlarımız, gencecik çocuklarımız. Milletimiz şehirleri, sokakları kurtararak tekrar sizi devlet iradesiyle buluşturdu. Sonra seçimlere girdiniz. Seçimleri kazanmak için her yolu mübah gördünüz. Siyasi rakiplerinizi tarif ederken dediniz ki, ‘bunlar PKK'yla iş yapıyorlar, bunlar demleniyorlar’. Sizin rakibiniz olan Millet İttifakı'nı parmak sallayarak devamlı PKK'yla beraber olmakla, demlenmekle, Kandil'in uzantılarıyla Cumhurbaşkanlığı makamının pazarlığını yapmakla suçladınız. Bu suçlamalar içerisinde haklılık paylarınızın olduğuna, millet inanıp fakirliğe razı olup, yoksulluğa razı olup, ya paramız olmasa da vatanımız olsun diyen milletinizi yine utandırdınız, yine başardınız. Yine milletinizi unutmayı başardınız. Yine size oy veren fakirliğe katlanıp vatanını tutan evlatlarınızı utandırdınız. Yine Kürtlerinizi rencide ettiniz. Yine Kürtlerinizi Öcalan üzerinden konuşmaya heves ettiniz. Yine aynı şeyi yaptınız. Millet sizin bu her sefer düştüğünüz yerden, millet tarafından kaldırılıp kendisini unutmanızdan illallah etti. Biz de illallah ettik” diye konuştu.

Ağıralioğlu, “Milletimiz duysun. Öcalan Kürtlerin temsilcisi değildir. Öcalan deyince Kürt demek Kürt’e hakarettir. Memleket yönetimini Öcalan'la istişare ederek yapmak, Türk devletine hakarettir, meclise, siyasete hakarettir. Şehide, şühedaya hakarettir. Ödenmiş 40 yıllık bedelde evlatlarını kaybetmişlere hakarettir. Uzuvlarını kaybetmiş, gözlerini kaybetmiş, ellerini, ayaklarını kaybetmiş, evlatlarınıza küfürdür. Ben şimdi bu basın toplantısında söylediklerimi evlatlarının mezarlarında her gün hasret gideren şu anda biz burada konuşurken evlatlarının mezarında olan annelere söylerim. Burada konuştuklarımı babalara söylerim. Evlatlara sarılır söylerim. Gazilerimize söylerim. Bu söylediğiniz lafları gelin bakalım bir şehitlikte konuşun, gelin konuşun bakalım. Size bu oyunu oynattırmayacağız. Size bu tiyatroda devletin, milletin hakkını bir cinayet şebekesiyle konuşma tiyatrosunu oynattırmayacağız. Heveslerinizi görüyoruz. Size, memleketi, evlatlarımızın katiliyle oturup; barıştı, huzurdu, sükundu, kan dursun gibi romantik üç beş tane lafa, koca Türk Devleti'ni, 40 yıllık emeği, Türk milletini Kürtlerimizi rencide etmenize müsaade etmeyeceğiz. ‘Umut hakkı’ diye bir hakkın kullanılamayacağını hukuki müktesebatıyla kamuoyuyla paylaşacak parti yetkililerimizi üniversite yönetimlerinden telefon açılıyor, ‘böyle paylaşımlar yapmayalım arkadaşlar’. Yani tweet atanlara mahkeme yolu gösteriyorsunuz, evlatlarımızı öldürenlere meclis yolu gösteriyorsunuz. Üniter devlet yapımızın bozulmasına razı olmayacağız. Türk milleti tarifinin esnetilmesine razı olmayacağız. İki toplumlu, iki dilli, iki bayraklı, iki başkentli bir devlete gidecek sürece razı olmayacağız. Anayasada bir daha seçilme heveslerinin arkasına gizlenmiş bir federasyon hevesine razı olmayacağız. Tüm milletimiz bilsin, razı olmayacağız. Biz kendi dertlerimizi kendi yaralarımızı, kendi merhemlerimizi kendimiz istişare ederek, meşru muhataplarla konuşuruz. Öcalan Türk milletinin muhatabı değildir. Öcalan Kürtlerin temsilcisi değildir. Öcalan bu memlekette demokrasi adına alacağımız mesafelerin muhatabı değildir. Öcalan bir canidir, bir cinayet şebekesinin başıdır, umut hakkında falan da yararlanamaz. Size Kürtleri Öcalan'a teslim ettirtmeyeceğiz. Bu yaptıklarınız yüzünden Kürtleri Öcalan'la anma, izzetsizliğini Kürtlere sürmemize müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Ağıralioğlu, DEM Parti’nin siyasi partilere gerçekleştirdiği ziyaretler ile ilgili şunları söyledi: “Bize randevu talebi gelmedi, gelmez. Onlar bizi bilirler. Bazı yerlerden randevu talep edilmeyeceğini bilir onlar. Biz randevu talep edecekleri insanlar değiliz onların. Bizim kapımıza DEM Parti gelemez. Bizim kapımıza Öcalan’a ‘sayın’ diyenler gelemez. Anahtar Parti’nin kapısına, çocuklarımızın katilini sevenler, övenler gelemez. DEM Parti ancak şöyle gelebilir; Öcalan’a ‘katil’ der gelir. PKK'ya terör örgütü deyip gelebilir. PKK'ya terör örgütü diyemeyen kimse gelemez. Öcalan’a katil diyemeyen kimse bizim kapımıza gelemez. Biz öyle her hevesin gelip kapısını çalıp, istediği gibi girip, istediği gibi gülüp, istediği şeyi söyleyip gidebileceği bir parti değiliz. Bizim kapımıza memleket, millet için kalbi atanlar gelebilir. Kapımıza 85 milyonu ailesi gibi görenler gelebilir. Devleti, milleti bir ve beraber etme hassasiyeti onlar gelebilir. Kimin kapısına gidiyorlarsa onlar hassasiyetlerini gözden geçirsinler. Tebessümlerinin hesabını bu millet onlara soracak. Biz devlet, millet düşmanlarına gülmedik Allah'a şükür. Bizim hissemize çocuklarımızın katilinden medet ummak düşmedi Allah'a şükür. Kapılarımıza, devletin, milletin düşmanları, evlatlarımızı katili gelmedi Allah’a şükür.”