Rize Haber
Rize
Kapalı
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
Akşam vaktine kalan
Ara
Rize Haber, Rize Haberleri, Rizespor, Rizespor Haberleri, Rizede Haber, Karadeniz, 53,rize güncel haber GÜNCEL Amasya'da 400 yıllık şer'iyye sicilleri günümüz Türkçesine çevrilerek geçmişe ışık tutulacak

Amasya'da 400 yıllık şer'iyye sicilleri günümüz Türkçesine çevrilerek geçmişe ışık tutulacak

Amasya'da 400 yıllık şer'iyye sicilleri günümüz Türkçesine çevrilerek geçmişe ışık tutulacak

AMASYA (AA) - CİHAN OKUR - Amasya Üniversitesi tarafından yürütülen "Amasya Şer'iyye Sicillerinin Çevirisi ve Kültürel Mirasın Turizme Kazandırılması Projesi" kapsamında yaklaşık 400 yıllık şer'iyye sicilleri, Osmanlıca'dan günümüz Türkçesine çevriliyor.

Osmanlı döneminde kadıların tuttuğu kayıtlarının yazıldığı defterler olan şer'iyye sicillerinde dava kayıtları, noterlik işlemleri ve başkentten gönderilen fermanlar yer alıyor.

Milli Kütüphaneden örnekleri temin edilen Amasya ile ilgili 1624-1880 yıllarına ait 97 cilt şer'iyye sicili, Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi'nin koordinatörlüğünde oluşturulan 20 akademisyen, 10 arşiv uzmanı ile yüksek lisans ve doktora öğrencilerinden oluşan 40 kişilik ekip tarafından Osmanlıca'dan günümüz Türkçesine çevriliyor.

Yaklaşık bir yılda tamamlanması planlanan çeviri, daha sonra kitap olarak yayımlanacak.

Kentin tarihine ışık tutacak önemli bilgiler ise çeşitli dillerde şehrin tarihi ve kültürel mekanlarında sergilenecek.

Rektör Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi, AA muhabirine, proje ile Amasya'nın zengin tarihi mirasını gün yüzüne çıkararak bölgedeki turizm potansiyelini artırmak istediklerini söyledi.

Kadı sicilleri, kadı divanı, mahkeme kayıtları veya sicillat-ı şer'iyye denilen defterlerin çeşitli türden belgeleri içerdiğini aktaran Turabi, "Yükseköğretim Kurulu Başkanı'mız Prof. Dr. Erol Özvar hocanın işaretiyle başlattığımız projede, 97 Amasya Şer'iyye Sicili tespit ettik. Şehir tarihçiliğinin en önemli kaynaklarından olan siciller evlenme, boşanma, miras, alacak verecek, nüfus kayıtları gibi hukuki belgeleri ihtiva eden kayıtlardır." dedi.

Bu belgelerin şehir tarihçiliğine katkı sağlamasının yanı sıra bir şehrin güncel olarak turizm ve sosyal anlamda bilinmeyen tarihine ışık tutacak çok önemli belgeler olduğuna işaret eden Turabi, "Amasya Üniversitesi olarak şehrimizin hem tarihini hem de bilinmeyen aile bağlarını, mahallelerini, yaşanmış hadiseleri aydınlatmak için bu kayıtları okuyarak şehrin turizmine ve sosyal değerlerine ışık tutmaya gayret ediyoruz." ifadesini kullandı.

- "Defterlerin şehir tarihine katkı sağlayabilmesi açısından okunması gerekiyor"

Amasya Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Songül Keçeci Kurt ise kültürel mirasın korunması ve turizme entegrasyonu konusunda yapılan çalışmanın son derece önemli olduğunu vurguladı.

Projenin yaklaşık bir yıl önce başladığını anlatan Kurt, şunları kaydetti:

"Bu defterler, çeşitli yazı türleriyle kaleme alınmış. Rika, divani, talik gibi yazı türlerinden oluşan bu defterlerin şehir tarihine katkı sağlayabilmesi açısından okunması gerekiyor. Şer'iyye sicilleri, bölgeye tayin edilen kadılar veya yardımcıları tarafından tutulan defterlerdir. Kadıların hem belediye başkanı hem mahkeme reisi hem savcı, noter ve buna benzer pek çok görev alanları var. Siciller içerisinde bir boşanma kaydı, bir kadının şikayeti, bir cinayet vakası var. Bir kadının diğer kadına zehirli börek yedirmek suretiyle katletmeye çalıştığı örneği var. Bir hekimin, hastanın daha sonra zarar görebileceği endişesiyle ameliyat öncesinde, 'Bunun bütün yükümlülüklerini kabul ediyorum' şeklinde bir belgeyi kadı huzurunda imzaladığını görebiliyoruz."