Rize Haber meritbet balmoral resort casino siteleri
Rize
Kapalı
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
Akşam vaktine kalan
Ara

Eczacı cinayetinde dinlenen tanık: Döndüğümüzde ayakkabı yoktu

Eczacı cinayetinde dinlenen tanık: Döndüğümüzde ayakkabı yoktu

Tolga TAHÇI/İZMİR, (DHA)- İZMİR'in Karşıyaka ilçesinde, eczacı Birsen Bayraktar'ın (73) evinde öldürülmesine ilişkin davada söz verilen tanıklardan İ.A., "Kapıyı çaldık ama açan olmadı. Kapıda bir çift ayakkabı ve bir poşet vardı. Nizami, temiz bir erkek ayakkabısıydı. Kapı açılmayınca onların da televizyon sesinden rahatsız olup, olmadığını sormak için Birsen Hanım'ın üst katındaki daireye gittik. Bu sırada Birsen Hanım'ın dairesinin kapısının kapandığını duyduk tekrar inip, kapıyı çaldık ama açan olmadı. Bu sefer kapının önünde gördüğümüz ayakkabılar yoktu" dedi. Tutuklu sanık Uğur Can ise "Her şey yalan hepsi iftira. İki çocuk babası şerefli bir insanım. Rabbim şahidimdir. Ben suçsuzum" dedi.

Olay, 14 Nisan 2020'de, Karşıyaka ilçesinde meydana geldi. Apartmanda yalnız yaşayan Birsen Bayraktar'dan haber alınamayınca Ukrayna'da yaşayan oğlu Kafkas Gence Karadağoğlu (45) ve komşuları, durumu polise bildirdi. İhbar üzerine gelen polis ekipleri, kapısını çilingire açtırarak girdiği evin holünde, Birsen Bayraktar'ın kanlar içindeki cesediyle karşılaştı. Başta düşerek yaşamını yitirdiği sanılan Bayraktar'ın İzmir Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsisinde öldürüldüğü belirlendi. Adli Tıp Kurumu'nun 18 Aralık 2020 tarihli raporunda, Bayraktar'ın künt kafa travmasına bağlı kubbe kemiğindeki kırık, beyin zarları arasındaki kanama ve boynuna uygulanan bası nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, cinayeti çözmek için 4 yıl boyunca çalıştı.

4 SENE SONRA DAVA AÇILDI

Polis ekipleri, komşuların ifadelerinden Bayraktar'ın evinden olay günü ses duyulduğunu, kapıya giderek zili çaldıklarını, bu sırada kapının önünde iş güvenliği ayakkabısına benzer bir ayakkabı gördüklerini ancak kapı açılmayınca üst kata çıktıklarını tekrar geri döndüklerinde ise ayakkabının olmadığı bilgisine ulaştı. Bayraktar'ın telefonunda yapılan incelemede apartman görevlisi Uğur Can'ın ayağındaki ayakkabının, komşuların kapı önünde gördüğünü söyledikleri ayakkabıyla aynı olduğu tespit edildi. Polis ekipleri, şüpheli olarak geçen yıl 6 Mayıs'ta binanın kapıcısı Uğur Can, eşi M.C. ve olaya iştirak ettiği gerekçesiyle aynı apartmanda yaşayan ve binanın tamirat işleriyle uğraştığı da öğrenilen elektrikçi Hakan H.'yi (60) gözaltına aldı. Şüpheliler, işlemlerinin ardından sevk edildikleri Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce serbest bırakıldı. Hazırlanan iddianamede Uğur Can ile apartmanda oturan elektrikçi Hakan H. hakkında 'kasten öldürme' ve 'yağmaya teşebbüs' suçlarından müebbet ve 15'er yıla kadar hapis, M.C. için ise 'suçluyu kayırma' suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istendi. Savcılığın talebi sonrası mahkeme, sanıklardan Uğur Can hakkında yakalama kararı verdi. Gözaltına alınan Can, sevk edildiği mahkemece tutuklandı.

'NİZAMİ TEMİZ BİR AYAKKABI VARDI'

Sanıkların yargılanmalarına bugün devam edildi. Karşıyaka 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya tutuklu sanık Uğur Can ve tutuksuz sanık M.C.'nin yanı sıra Birsen Bayraktar'ın oğlu Kafkas Gence Karadağoğlu ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada tanıklara söz verildi. Apartman sakinlerinden İ.A., olay günü Bayraktar'ın evinin önünde ayakkabı gördüğünü söyledi. İ.A., "Apartmana yeni taşınmıştık. Üst kattan televizyonun sesi yüksek geliyordu. Ben de durumu yöneticiye bildirdim. Birsen Hanım'ın dairesi olduğunu, kulaklarının ağır işittiğini söyledi. Kendisini uyaracağını söyledi. Sesler bir müddet kesildi ama yine başladı. Tekrar aradım ama yönetici bu sefer benim konuşmamın daha doğru olacağını söyledi. Eşimle birlikte gittik. Kapıyı çaldık ama açan olmadı. Kapıda bir çift ayakkabı ve bir poşet vardı. Nizami, temiz bir erkek ayakkabısıydı. Spor ayakkabıya benzerdi. Kapı açılmayınca onların da televizyon sesinden rahatsız olup, olmadığını sormak için Birsen Hanım'ın üst katındaki daireye gittik. Bu sırada Birsen Hanım'ın dairesinin kapısının kapandığını duyduk tekrar inip, kapıyı çaldık ama açan olmadı. Bu sefer kapının önünde gördüğümüz ayakkabılar yoktu. Poşet duruyordu. İçeride telefon çaldığını duyduk ama açan olmadı. Eve geri dönük. Ertesi gün vefat ettiğini öğrendik" dedi.

Apartman sakinlerinden M.Y., "Birsen teyzeyle telefonda konuştuk. Tatlı yapıp bize de verecekti. Ancak hiçbir şekilde ulaşamadık. Ertesi gün de ulaşamayınca polise haber verdik. Şüpheli bir şey görmedik. Eski eşi ve gelinleriyle sorunları olduğunu söylerdi. Birkaç kez tehdit aldığını da söylemişti" ifadelerini kullandı.

Tanıkların ardından söz verilen tutuklu sanık Uğur Can, "Her şey yalan hepsi iftira. İki çocuk babası şerefli bir insanım. Rabbim şahidimdir. Ben suçsuzum" dedi.

Can'ın ardından avukatı savunma yaparken Bayraktar'ın oğlu Kafkas Gence Karadağoğlu tepki gösterdi. Bunun üzerine Karadağoğlu mahkeme başkanı tarafından salondan çıkarıldı.

Savunmaların ardından ara karar açıklandı. Can'ın tutukluluk halinin devamına karar veren heyet dosyadaki eksikliklerin giderilmesine hükmedip duruşmayı 19 Haziran'a erteledi. (DHA)

FOTOĞRAFLI