Rize Haber meritbet balmoral resort
Rize
Açık
5°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
Yatsı vaktine kalan
Ara

250 yıllık sirkeci ailenin 5’inci kuşak temsilcisi

250 yıllık sirkeci ailenin 5’inci kuşak temsilcisi

Murat ÖZELCİ/KARABÜK, (DHA)- KARABÜK’te Ayyıldız ailesinin 250 yıldır yaptığı sirkecilik mesleğini Ahmet Ayyıldız (48) beşinci kuşak olarak devam ettiriyor. Ayyıldız, mesleğini şimdilerde ise kızı Sıdıka Ennur Ayyıldız’a (9) öğretiyor.

Karabük’ün Safranbolu ilçesi Yazıköy köyünde yaşayan 1 çocuk babası Ahmet Ayyıldız, ailesinin 5’nci kuşak temsilcisi olarak sirkecilik yapıyor. 13 yaşındayken babası Ali Ayyıldız’dan mesleği öğrenen Ahmet Ayyıldız, 250 yıllık aile mesleğini bugünlerde 9 yaşındaki kızı Sıdıka Ennur Ayyıldız’a öğretmeye başladı.

Aile mesleğini devam ettirmek istediklerini belirten Ahmet Ayyıldız, kendi bağlarında yetiştirdikleri ‘Çavuş Üzümleri’ ve ‘Şamlağı Elması’ ile alıçtan sirke yaptıklarını ifade ederek, “Ben kendim beşinci kuşağım. 250 seneden beri biz bu işi yapıyoruz. Ben babamdan devraldım. Üzüm meyvesinin suyu çıktıktan sonra meşe fıçısının içine koyarız. Üzümü çıkarttığımız suyuna şıra deriz biz. 8 ay sonra zaten hafif hafif kokusu değişmeye sirkeleşmeye başlar. Belirli bir ayarı var onu yaparız. Ondan sonra 14 ile 16 ay içerisinde sirkeleşmesini bekleriz. Elmaları bahçeden toplarız ve yıkarız. Dörde böleriz ve fıçının içine atarız. Fıçının içine attıktan sonra belirli miktar su ekleriz üzerine, onları 12 ay bekleriz. Elmalar dibine çökecek ve meyvenin tamamen özü çıkacak. 12 ay sonra bunu süzeriz. 4 ay sonra da öbür fıçıya alırız ve onların sertleşmesini bekleriz” dedi.

Kendinden sonra, kızının sirkecilik mesleğini devam ettirmesini istediğini belirten Ayyıldız, “Ata mesleğini sürdürelim ki insanlar sağlıklı yaşasın. Cilt hastalıklarına, egzamaya, sedef hastalığına aşırı bir reaksiyonu var. Sirkecilik bilinmeyen bin çeşit hastalıkta kullanılmış. Ateşlenen çocuklarda mesela tasın içine üzüm sirkesini koyarız” diye konuştu.

Ali Ayyıldız ise oğlu Ahmet Ayyıldız’ın sirkecilik mesleğini devam ettirmesinden dolayı memnun olduğunu ifade ederek, “Üzüm veya elmadan sirke yapılacak meyvelerin mümkün olduğunca ilaçlanmamış olmalarını tercih ederiz. Çünkü ilaçlı olandan hayır çıkmaz. Çok da yıkanması ve temizlenmesi lazım. Temizliğe çok dikkat edeceksin. Üzüm sirkesini bilhassa ağaç fıçıda yapmak en doğru olanıdır. Çünkü onda herhangi bir kimyasal madde olmaz. Hiçbir şey karıştırmadan doğal yapmak önemli” dedi. (DHA)

FOTOĞRAFLI