8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kapsamında Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu ve Eğitim-İş Rize Şubesi, kadın emeğinin sömürülmesine ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çeken bir açıklama yaptı.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu ve Eğitim-İş Rize Şubesi, kadın emeğinin sömürülmesi ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çeken bir açıklama yayımladı. Eğitim-İş Rize Şube Yönetim Kurulu Üyesi Pakize Okçu’nun imzasını taşıyan açıklamada, Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranının %35 seviyesinde kaldığı belirtilerek, yönetim kademelerinde ve parlamentodaki kadın temsilinin yetersiz olduğu vurgulandı.
Açıklamada, kadınların iş hayatında karşılaştığı zorluklara da değinildi. Kadınların düşük ücretlerle çalıştırıldığı, terfi süreçlerinde erkek meslektaşlarına kıyasla daha fazla engelle karşılaştığı ve iş yerlerinde taciz ile mobbinge maruz kaldığı ifade edildi. Ayrıca, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin toplumsal bir krize dönüştüğüne dikkat çekilerek, 2024 yılında 394 kadın cinayeti işlendiği ve 258 şüpheli kadın ölümünün yaşandığı bilgisi paylaşıldı.
Somut Adımlar Çağrısı
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, kadın hakları konusunda acil ve somut adımlar atılması gerektiğini vurguladı. İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi, 6284 sayılı yasanın eksiksiz uygulanması ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından onaylanması çağrısında bulunuldu. Ayrıca, kadın istihdamının artırılması için kreş desteği, esnek çalışma saatleri ve güvenceli iş koşullarının sağlanması gerektiği belirtildi.
“Yaşasın Kadın Mücadelesi!”
Açıklamanın sonunda, kadınların eşit ve özgür bireyler olarak toplumsal yaşamda hak ettikleri yeri alması gerektiği vurgulanarak, “Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü! Yaşasın kadın mücadelesi!” ifadelerine yer verildi. Bu çağrı, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinin sürdüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.
8 Mart’ta düzenlenen etkinlikler ve yapılan açıklamalar, kadınların hak mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadına yönelik şiddet ve iş hayatındaki adaletsizliklerle mücadele, kadınların ve toplumun tüm kesimlerinin ortak çabasını gerektiriyor.
