Babasını kaybettiği akciğer kanserini 62 yaşında yendi
Furkan KAVUKLU-Nuray UZATMAZ/KAYSERİ, (DHA)- KAYSERİ'de 2,5 yıl önce akciğer kanseri teşhisi konulan Mustafa Hasözhan (62), 4’üncü evredeki hastalığı 6 ay önce yendi. Babasını 2008 yılında aynı hastalıktan kaybeden Hasözhan, tekerlekli sandalye ile başladığı tedavisinin ardından artık günde yaklaşık 15 bin adım atıyor. Hasözhan, "47 sene sigara içmeyi bırak, tabiri caizse yedim. Şu anda sigara içen birisi olduğu zaman inanın nefret ediyorum” dedi. Hasözan, “Kanser olduğumu öğrendikten sonra oğlumun organizede bulunan deposunda çalışmaya başladım. Çalışmak güzel bir terapi oldu" diye konuştu.
Emekli 2 çocuk babası Mustafa Hasözhan, 2022 yılı Nisan ayında nefes darlığı ve kemik ağrısı şikayetiyle hastaneye başvurdu. Hasözhan'a yapılan tetkikler sonucunda akciğer kanseri teşhisi konuldu. Kayseri Şehir Hastanesi'nde tedavisine başlanan Hasözhan, 6 ay önce 4'üncü evresinde olduğu kanseri yenip, sağlığına kavuştu. Babasını 2008 yılında aynı hastalık nedeniyle kaybeden Mustafa Hasözhan, tekerlekli sandalye ile başladığı tedavisinin ardından artık günde yaklaşık 15 bin adım atıyor.
Yaşadığı süreci anlatan Hasözhan, "Hastalığımı bel ağrısı ve bacağıma giren ağrı ile öğrendim. Hastanede tahliller yapılınca kanser olduğumu öğrendik. Sağ olsun hocam da gereken her şeyi mükemmel bir şekilde yaptı. Beni burada ağırladı ve tedavimi yaptı. Gördüğünüz gibi şimdi oldukça iyi bir durumdayım. Çok şükür. Günlük 14-15 bin adım atıyorum. Hocam sağ olsun gereken şeyleri bana gösterdi. ‘Mustafa amca korkacağın bir şey yok’ diye müthiş bir destek verdi. Beni motive etti. Bu hastalığın en büyük şeyi doktoruna güveneceksin" ifadelerini kullandı.
'BEN SİGARAYI DEĞİL DE SİGARA BENİ BIRAKTI'
47 sene sigara içtiğini aktaran Hasözhan, "Korkuymuş, 'vay ölümmüş', 'vay şuymuş' bu şekle girmemek lazım. İlk öğrendiğimde ister istemez bir sıkıntı oldu. 62 yaşındayım. 47 sene sigara içmeyi bırak, tabiri caizse yedim. En sonunda ben sigarayı değil de sigara beni bıraktı. Bir dostumuz Kabe’ye gidiyordu. Ona bana dua etmesini rica ettim. Onun da dua kapıları açıkmış. Şu an da sigara içen birisi olduğu zaman inanın nefret ediyorum. Rabb’im o kadar tiksinme verdi. Babacığım da sigara içerdi. Ona da akciğer kanseri tanısı konuldu. Tanı konulduktan 26 ay sonra babamı kaybettik. O da çok güzel bir dönem geçirdi. Çünkü bu hastalığın sonu ‘Acı, sızı, ızdırap’ derler ama elhamdülillah Rabb’im babama göstermedi. İnşallah bana da göstermez. Çok mutluyuz. Ailem ve çocuklarım çok mutlu. Bugün benim yaşımda bir adamın, özellikle de böyle bir hastalık geçiren birinin 14-15 bin adım atması çok zor" diye konuştu.
'ÇALIŞMAK GÜZEL BİR TERAPİ OLDU
Kanser olduğunu öğrendikten sonra oğlunun iş yerindeki deposunda çalışmaya başladığını belirten Hasözhan, "Kanser olduğumu öğrenip kendime geldikten sonra e-ticaretle uğraşan oğlumun Mimarsinan Organize Sanayi'de bulunan deposunda çalışmaya başladım. Bizim yaşımızdaki insanların yapısı hep çalışmaya ayarlı. Çalışmak güzel bir terapi oldu. Ben Kayseri’nin ilk toptan oyuncakçısıydım. 2015 yılında kapattım. Ondan sonra 1-2 sene durduktan sonra oğlumun deposuna gittim. Orada çalıştık. Çok şükür hastalığım gitti. Önce Allah’a sonra hocama ne kadar teşekkür etsem, nasıl teşekkür etsem bilemiyorum. Devletimize böyle güzel hastaneleri bize sunduğu için teşekkür ediyorum. Diğer hastalara önerim kesinlikle moralinizi bozmayın" dedi.
'TEKERLEKLİ SANDALYEYLE YANIMA GELMİŞTİ'
Kayseri Şehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sedat Tarık Fırat ise, Mustafa Hasözhan'ın 2022 yılı nisan ayında hastaneye başvurduğunu belirterek, "Hastamız ilk olarak nefes darlığı ve yaygın kemik ağrısı şikayetiyle gelmişti. Hastanın akciğerde kitlesi mevcuttu. Öncelikle parça aldırdık. Bronkoskopik bir biyopsi yaptırdık. Biyopsi sonucu akciğer kanserinin agresif bir tipi olan küçük hücreli akciğer kanseri yani 'nöroendokrin karsinom' geldi. Bu akciğer kanserinin agresif tiplerinden bir tanesi. Tanı anında da o kemik ağrılarının, kemik metastazına bağlı olduğunu fark ettik. Hastamız, ileri evre metastatik küçük hücreli akciğer kanseriydi. O dönemde de tekerlekli sandalyeyle yanıma gelmişti. Şiddetli ağrıları da bulunmaktaydı. Sonra hemen hastanın tedavisine başladık. Hastaya kemoterapi uyguladık. Radyoterapi verdik. Özellikle ağrıyan tutulu kemik bölgelerine. 6 kür kadar kemoterapi sürecinden sonra hastanın çok iyi yanıtı vardı. Kemik ağrıları geriledi. Hasta ayağa kalktı. Yürümeye başladı. Yemesi içmesi düzeldi. Kilo aldı. Tabii kemoterapi döneminde bazı zorluklar oldu ama o kemoterapinin beklenen yan etkileriydi" ifadelerini kullandı.
'İLERİ EVRE BİR HASTAYDI'
Hastasının şu an sağlık durumunun iyi olduğunu aktaran Dr. Fırat, şöyle konuştu:
"Şu an çok iyi, sizin de gördüğünüz gibi ayakta, günlük işlerini yapabilen son derece iyi bir yanıtı olan en son PET'inde de nükse ait herhangi bir bulgusu olamayan iyi yanıtlı bir hastamız. Tedavisi kemoterapiler dahil 5-6 ay kadar sürdü. Evremiz 4’üncü evreydi. İleri evre bir hastaydı. Kemik metastazlarımız vardı. Karın içerisinde bazı bölgelerde lenf nodlarımız vardı ama tedaviyle de bunların hepsi kayboldu. Şu an atlatmış, iyi yanıtlı bir hastamız. Akciğer kanseri, küçük hücreli tipi genetik mutasyonlarla en az ilişkili olan kanser tipi. Bu kanser tipi daha çok sigara ve sigara maruziyetiyle ilişkili. Yani hastanın ya kendisi içecek ya da pasif içicilik olacak. 47 sene aktif içen bir hastamız yani bu hastamızdaki durum genetikle ilişkili değil daha çok sigarayla ilişkili bir kanserdi. Küçük hücreli akciğer kanseri de genetik yatkınlığın en az olduğu kanserlerden birisidir." (DHA)
FOTOĞRAFLI