Bayburt, yüzyıllardır kendine özgü kültürel mirasıyla anılan Bayburt güvercinleriyle adından söz ettiriyor. Türk Fısıldayıcısı olarak bilinen bu kıymetli kuş türü, Bayburtlular tarafından gönüllü olarak besleniyor.

Bayburt güvercini, saflığını koruyan özellikleri, iri yapısı, rengi ve en önemlisi ötüşündeki düzgünlüğüyle Türkiye'nin en değerli 4 ötücü güvercin türü arasında yer alıyor. Kentte yaşayan gönüllü vatandaşlar, bu kuşları sadece bir tür olarak değil, aynı zamanda kültürel bir miras olarak kabul edip koruma altına alıyorlar.

Her yıl mart ayında başlayıp eylül ayına kadar devam eden ötüş döneminde, Bayburtlular çeşitli etkinlikler düzenleyerek güvercinlerin melodik ötüşünü dinleme fırsatı buluyorlar. Bu etkinlikler arasında öne çıkanı ise "kuş dinleme" geleneği.

Bayburtlular, her hafta bir araya gelerek Bayburt Sinisi etrafında oturuyor ve güvercinlerin ötüşünü dinliyor. Bu geleneksel etkinlik, kentte yaşayanlar arasında bir araya gelmeyi, güvercinlerin sesini anlamlandırmayı ve bu kültürel mirası gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor.

Kuş bakımı ve beslemesi konusunda 50 yıldır deneyime sahip olan Mustafa Kayalı, "Bayburt güvercini, 1800'lü yıllardan beri sesinin güzelliğiyle tanınan bir kuş türü. Bu kuşun özelliklerinden biri de çift kukul olması. Ancak en önemli özelliği, sesinin güzel olmasıdır. Bu nedenle Bayburtlular, her akşam bir araya gelip güvercinlerin ötüşünü dinleyerek keyif alıyorlar" diyor.

Bayburtlu olmayanların dahi bu kültürel mirası sahiplenmeleri ve kendi bölgelerine taşımaları ise dikkat çekici. Mustafa Kayalı, "Bayburtlu nereye gitmişse, Bayburt güvercini de oraya götürmüş. İstanbul'da, Bursa'da, Gümüşhane'de, Almanya'da, Fransa'da her yerde bu kuştan var. Nereye gitmişseler kuşu da yanlarında götürmüş, dinlemişler adeta. Evinin bir köşesinde güvercine yer ayırmışlar" ifadeleriyle bu ilginç göçe dikkat çekiyor.