Cemil Tugay: İzmir'in deprem master planı yok
Seza Nur ALPDÜNDAR / İZMİR, (DHA)-İZMİR Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından, İzmir Afet Koordinasyon Çalıştayı gerçekleştirildi.Çalıştayda konuşan Dokuz Eylül Üniversitesi'nin (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, “İzmir'de doğal afet tehlikeleri dediğimizde sadece deprem, tsunami ya da jeolojik tehlikeler yok dünyada gözlenen bütün doğal afetler belli zamanlarda etkili oluyor" derken; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ise İzmir'in deprem master planı olmadığını belirtip, " 1999 yılında yapılmış Radius Projesi var, üzerinden 25 yıl geçmiş güncellenmesi gerekiyor" diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından, İzmir Afet Koordinasyon Çalıştayı gerçekleştirildi. Çalıştayda, altyapı ve lojistik, koordinasyon ve iletişim, teknolojik araçlar ve veri kullanımı, insani yardım ve acil müdahale konuları gibi konular değerlendirildi. Çalıştayın açılışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Kentlerimiz, İzmir dahil olmak üzere her geçen yıl daha kalabalık, kontrolsüzce büyüyen, sıkça altyapı sorunlarını yaşadığımız, yönetmekte sıkça zorluklar yaşadığımız yerleşim birimleri haline dönüşüyor. Bir yerde ne kadar bina varsa ve ne kadar çok insan yaşıyorsa afet sonrası oluşan yıkım da fazla oluyor. Bunun bilincinde olarak şehrimizi katılımcı bir anlayışla yönetirken, her türlü şeyi hesaba katıyoruz. Bir gün yaşayabileceğimiz, hesapladığımız afetlere hazırlıklı olmalıyız" dedi.
'İZMİR'İN DEPREM MASTER PLANI YOK'
30 Ekim İzmir depremi ve 6 Şubat depreminin çok şeyin fakına varmamızı sağladığını söyleyen Tugay, “Ders çıkarıldığını biliyorum. Çıkarılan dersleri uygulamada yeterli hızla gerçekleştirildiğini ve güvenli dönüşümü sağladığını düşünmüyorum. İzmir'de zemin araştırmaları, mikro bölgeleme, envanter çalışmaları oldu. Önümüzdeki günlerde sahip olduğumuz bilgiler ışığında İzmir'le ilgili kader değiştirici çalışmalar içinde olacağız. Deprem Master Planı şu an itibariyle yok. 1999 yılında yapılmış Radius Projesi var, üzerinden 25 yıl geçmiş güncellenmesi gerekiyor. Göreve geldiğimizden beri yeni bir Deprem Master Planı için çalışıyoruz ve bu plan belli bir noktaya geliyor" diye konuştu.
'YANGIN TAKİP SİSTEMİ KURACAĞIZ'
"Sadece deprem değil onun gibi yıkıcı etkisi olan yangınlar, seller de önlemler aldığımız, kentimizi daha güçlü ve dirençli hale getirdiğimiz afetlerden bazıları" diyen Başkan Tugay, "Arkadaşlarımız İzmir'de hangi ormanlık alanlarda yangın riskinin daha yüksek olduğunu haritalandırdılar. Yangının başlama ihtimali olan yerleri bildiğimiz için takip sistemi kuracağız. İklim krizi nedeniyle bu yaz da havaların sıcaklığı ve kuraklık nedeniyle orman yangınlarının daha fazla yaşamaya devam edeceğiz. Ani yağışlarla belki hiç beklemediğimiz seller yaşanabilecek. Kentlerimizi yapılandırırken bunları hesaba katarak yapmak zorundayız. İstesek de istemesek de deprem bölgesinde yaşadığımız gerçeğini unutmadan, iklim krizi risklerine açık bir kent olduğumuzu, o nedenle bu çalışmaların çok değerli olduğunu bilmeliyiz" dedi.
'VOLKANİK PATLAMAYLA İLGİLİ ÇALIŞMA YAPMALIYIZ'
Dokuz Eylül Üniversitesi'nin (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "İzmir'de doğal afet tehlikeleri dediğimizde sadece deprem, tsunami ya da jeolojik tehlikeler yok dünyada gözlenen bütün doğal afetler ilimizde, belli zamanlarda etkili oluyor. Çok alışık olmadığımız bir afet türü de karşımızda; volkanik patlama. Volkanik patlamayla ilgili de çalışma yapmamız gerekiyor" dedi.
30 Ekim 2020 depreminde 70 kilometre uzaklıkta bir fayın kırıldığını, can kayıpları yaşanmasının normal bir durum olmadığını söyleyen Prof. Dr. Sözbilir, "Normalde bu kadar uzaklıkta olmaması gereken bir durum. Santorini tarafındaki 7.5 büyüklüğünde deprem düşündüğümüzde benzer şiddette sarsılacağız. Çünkü 200-250 kilometre uzak ama büyüklüğü fazla olduğu için sarsılma yaşanacak. Son 20 gündür depremler Santorini Adası'nın kuzeyinde yaşanıyor. Orada çok sayıda volkan var, son 1 milyon yılda çok farklı zamanlarda püskürmeler gerçekleşmiş. Bunları depremler izlemiş, bazen deprem olmuş tsunami ve volkan patlaması gerçekleşmiş. Orada dalma batma oldukça volkan patlayacak, deprem ve tsunami binlerce yıl devam edecek" diye konuştu.
'VOLKANİK PATLAMA SONRASI RÜZGAR KUZETBATIYA ESERSE KÜLDEN ETKİLENMEYECEĞİZ'
Santorini'de geçmişte 4-5 farklı volkanda patlama gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Sözbilir, Santorini küllerine İstanbul, İsrail, Mısır'da, Burdur, Fethiye ve Çeşme'de rastlandığını söyledi. Prof. Dr. Sözbilir, "Patlamanın olduğu günün ve haftanın meterolojik olayları buna karar veriyor, rüzgarın yönü, hızı külü taşıp bir yere bırakıyor. Volkanik patlamada o dönemin iklimi önemli, örneğin rüzgar kuzeybatıya doğru eserse bize gelmeyecek ama doğuya doğru eserse Türkiye doğrudan etkileyecek. Volkanik patlama sonrasında hava kirleniyor, solunum güçlüğü yaşanıyor, hava ulaşımı aksıyor, tarımsal alanlar olumsuz etkilenir ya da iyi çatısı zayıf olan köy evlerinin çatısı çöker. Bu patlamaya karşı da herkesin cebinde ağzını ve burnunu kapatacak bir mekanizma olması gerekiyor" dedi.
'30 EKİM'DE NORMAL ŞARTLARDA BİR ŞEY OLMAMASI GEREKİYORDU'
1956 yılında 7.5 büyüklüğünde Amargos Depremi olduğunu, Türkiye'nin 3-5 ivmesiyle sarsıldığını aktaran Prof. Dr. Sözbilir, “Türkiye'de şiddet 8 ve üstü olduğunda can kaybı oluyor. Ama 30 Ekim'de normal şartlarda bir şey olmaması gerekiyordu, biz hasarı zeminin kötü olduğu yerlerde gördük. Ege ölçeğinde Kuşadası Körfezi, Datça-Bodrum , Sığacık tarafı biraz daha farklı şiddette hissedecekler. Orada çalışmaları hızlandırmak gerekiyor, daha deprem ve tsunami gelmedi volkan da patlamadı. O dönem kıyılarımıza tsunami gelmiş ancak çok düşük ölçekte etkilenmişiz. Depremden sonra anında tsunami olmuyor, yaklaşık yarım saatimiz var. Kuzeye doğru 1 saatimiz var. Tsunamide ne yapmamız gerektiğini biliyorsak sorun yaşamayacağız, sadece ufak tefek hasarlar olur" diye konuştu.
'SON 20 GÜNDE SANTORİNİ BÖLGESİNDE 3 BİN 500 DEPREM OLDU'
Son 20 günde Santorini bölgesinde 3 bin 500 deprem olduğunu aktaran Prof. Dr. Sözbilir, "Bunu yalnızca bir fayın oluşturması çok zor. Magma dediğimiz, kayaların sıvı halde durduğu yüksek sıcaklıkta basınç altında duran bir malzeme var. O malzeme yüzeye geldiği zaman volkanik patlama gerçekleşiyor. Şu anda sığ yere yükselmiş durumda, oradaki gazların fayların içine girmesiyle depremler oluyor onun için bunlara volkanik tektonik depremler deniyor. Daha önce de buralarda deprem fırtınası yaşanmış ancak bu kadar fazla değildi. Son 20 gündeki deprem fırtınasında günde 500 deprem yaşadığımız zamanlar oldu ancak şu anda sayı azaldı. Deprem fırtınasında bir aşamanın bitip, yeni bir aşamaya geçtiğimizi gösteriyor" dedi.
'TSUNAMİDE ERKEN UYARI SİSTEMİMİZ VAR'
Türkiye'de 1999'dan sonra afet farkındalığının başladığını söyleyen Prof. Dr. Sözbilir, şöyle devam etti: "17 fay içimizde, etki alanı diye düşündüğümüzde 40 fay kırılırsa İzmir olarak etkileneceğiz. İzmir deprem Master Planı çok önemli, mutlaka güncellemek gerekiyor. Her faya göre ayrı ayrı senaryo kurmak gerekiyor. İRAP Eylemleri'ne volkanik patlama eklenmesi gerekiyor. İRAP Eylemlerini bitirdiğimizde 2030 yılında İzmir'in her türlü afete karşı hazır olduğu bir zaman dilimi olacak. Deprem uyarı sistemi çok önemli, bölgesel ölçekte kuruluyor ama bina bazlı deprem erken uyarı sistemi olması gerekiyor. Halkı sürekli bilgi ve uyarı notlarıyla aydınlatmamız gerekiyor. Tsunamide erken uyarı sistemimiz var, bir tehlikede AFAD ile paylaşılıyor o da halka aktarıyor. Volkanik patlamada da önceden önlem almalıyız, alırsak can ve mal kaybı olmayacağını biliyorum:"(DHA)
FOTOĞRAFLI
9807,5%0,45
36,29% 0,03
38,05% 0,57
3425,86% 0,01
5639,62% -0,34
Rize
21.02.2025