Rize Haber
Rize
Kapalı
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Rize
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Doğuştan gelen kalp anomalisinden 47 yaşında kurtuldu

Doğuştan gelen kalp anomalisinden 47 yaşında kurtuldu

Tuçe GÖLCÜ-Mehmet ALA/İSTANBUL, (DHA)- İSTANBU'DA yaşayan evli ve 1 çocuk annesi Dilek Cömert (47), çocukluğundan beri sık sık akciğer enfeksiyonu geçiriyor ve hastaneye gittiğinde bronşit, zatürre, verem gibi farklı farklı teşhisler alıyordu. Hareket ederken yorulan ve sürekli dinlenme ihtiyacı hisseden Cömert’e 2006-2007 yılında ‘scimitar sendromu’ denilen kalp anomalisi teşhisi konuldu. Doğuştan; akciğerlerindeki temiz kanı kalbine taşıyan damarla kirli kan taşıyan damarın birleştiği hasta, teşhisi aldığında 1 yaşında çocuğu olduğu için tedavisini erteledi. Cömert, daha sonra çok sayıda hastaneye başvurdu ancak çözüm bulamadı. Başka bir çaresi kalmadığını düşünen Cömert, 2017 yılında ameliyat olmaya karar verdi ve hastaneye yatışı gerçekleştirildi. Ancak çeşitli nedenlerden ötürü ameliyat yapılamadı. Umutsuzluğa kapılan ve zaman içerisinde nefes alamamaya başlayan Cömert, kardiyoloji doktorunun önerisiyle Medicana Sağlık Grubu Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal’e muayene oldu. Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal, tarafından kalbi durdurulmadan minimal invaziv (kapalı yöntem) ile ameliyat edilen Cömert, yaklaşık 3 saatlik ameliyatından ardından sağlına kavuştu ve taburcu oldu.

Çocukluğunda sık sık akciğer enfeksiyonu geçiren ve hastaneye gittiğinde bronşit, zatürre ve verem gibi farklı farklı teşhisler alan Cömert, yaşı ilerledikçe nefes darlığı yaşıyor ve rutin işlerinde çok yoruluyordu. Hayat kalitesi düşen ve hareket halindeyken sürekli dinlenme ihtiyacı hisseden Cömert, çok sayıda hastaneye gitti. 2006-2007 yıllarında tekrar akciğer enfeksiyonu geçiren ve yapılan Emar (MR) tetkiği sonucunda scimitar sendromu denilen kalp anomalisi teşhisi alan Cömert, o yıllarda 1 yaşında çocuğu olduğu için tedaviyi erteledi. Cömert, ara ara kontrollere gitti ancak bu hastalıkla çok sık karşılaşılmadığı ve operasyonun riskli olduğu yanıtını aldı. Tekrar nefes darlığı yaşayan Cömert, hastaneye başvurdu. Burada da çeşitli nedenlerden ötürü ameliyat gerçekleştirilemedi. Cömert, bunun üzerine hastalığının tedavisi olmadığını düşündü. Her zaman gittiği kardiyoloji doktoruna başvuran Cömert’e doktoru, Medicana Ataşehir Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal’i önerdi. Cömert’i muayeneye eden ve tetkiklerini inceleyen Prof. Dr. Bilal, ameliyatı yapabileceğini söyledi. O an büyük bir sevinç ve şaşkınlık yaşayan Cömert, ameliyatı kabul etti. Prof. Dr. Bilal, tarafından kalbi durdurulmadan minimal invaziv (kapalı yöntem) ile ameliyat edilen Cömert, yaklaşık 3 saatlik ameliyatın ardından yaşadığı sağlık sorunlarını geride bıraktı.

‘İKİ ADIM ATIYORUM, DURUP DİNLENMEK ZORUNDA KALIYORUM’

Bir kamu kurumunda yerel proje asistanlığı yapan Dilek Cömert (47), “Ben normalde çok hareketli bir insanım. Çocukluğumda sürekli akciğer enfeksiyonu geçiriyordum. Her gittiğimde bronşit, zatürre, verem gibi farklı farklı teşhisler alıyordum. Hamile olduğum dönemde de biraz problem yaşadım. Genelde kalple ilgili problemler hamilelikte çıkarmış. Doktorum beni uyarmıştı; ‘senin kalple ilgili bir problemin olabilir, buna baktır’ demişti. O zaman kalp rahatsızlığını kendime yakıştırmamıştım. Sonra oğlum oldu, o dönemde ben yine akciğer enfeksiyonu geçirdim. Yine hastaneye yattım. Bu sefer devlet hastanesinde bir doktor akciğer filmime bakıp ‘senin akciğerlerinde bir problem var, kalbinin sağ tarafında büyüme var, ileri tetkikle araştır’ dedi. O dönem anjiyo oldum. Ondan sonra ara ara tetkikler yaptırıyordum, 2006-2007 yılında yapılan bir Emar (MR) tetkiği sonucunda bu hastalığımı öğrendim. Bana scimitar sendromu teşhisi koydular. Bunun bir anomali, çocukluktan gelen bir şey olduğunu anladık. Anomaliyi görünce çok bir şey yapamadım, o dönem çocuğumda küçüktü. Ara vererek devam

ettik. Belirli bir ara geçtikten sonra nefes alamamaya başladım, bir tuhaflık olduğunu anladım. İki adım atıyorum, durup dinlenmek zorunda kalıyordum” dedi.

‘BANA ‘BİZ SENİ AMELİYAT YAPMAYACAĞIZ’ DEDİLER’

Çok çabuk yorulmaya başlayınca tekrar doktora gittiğini ve 2017 yılında bir devlet hastanesinde ameliyat için doktorlarla konuştuğunu söyleyen Cömert, bu yaşta bu operasyonun riskli olabileceği yanıtını aldığını söyledi.

Geçen şubat ayında rahatsızlığının arttığını söyleyen Cömert, şunları ekledi:

“Geçtiğimiz şubat ayında ben tekrar nefes nefese kalınca ve tekrar yorulunca ‘bir şeyler ters gidiyor’ dedim. Sonra beni sürekli takip eden bir kardiyoloğum beni Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal Bey’e yönlendirdi. Kendisi bütün tetkiklerime bakıp ‘ben bu ameliyatı yaparım’ dedi. O an eşimle göz göze geldik, o an çok duygulandım. Gerçekten birisinin ‘ben bunu yaparım’ demesi çok güzeldi. ‘Hocam ciddi misiniz?’ dedim. Çok sakin bir şekilde ‘Evet’ dedi, ruhuma dokundu. Daha önce bu ameliyattan yaptığını söyledi. Bundan sonra benim için süreç çok hızlı ilerledi. 21 Nisan’da hastaneye yattım, 22 Nisan’da ameliyat oldum. Benim yaşlarımda böyle ameliyat yapılan kimse yokmuş. Onun eli benim kalbime değdi. Hayatı gerçekten yaşamak lazım, iyi ki kalbim var ve iyi ki atıyor. Ben zaten pozitif bir insandım ama daha pozitif oluyorsunuz, bundan sonra ki süreçte de böyle olmak istiyorum. İnsanlar kendi canlarıyla ilgili bir şeyin kıymetini bilmek için başlarına kötü bir şey gelmesini beklemesinler. Herkes sağlığını korusun. Şu an bir ağrım yok, çok daha rahatım. Vücudumda takılan şeyler çıkarıldıktan sonra bir ağrı veya acı hissetmedim.”

PROF. DR. BİLAL: 100 BİNDE 1 GÖRÜLME SIKLIĞI VAR

Medicana Ataşehir Hastanesi’nde Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Direktörü Prof. Dr. Mehmet Salih Bilal ise hastalık hakkında şu bilgileri verdi:

“Dilek hanımın hastalığının adı scimitar sendromudur. Bu sendrom akciğerlerdeki temiz kanı kalbin sol kulakçığına taşıyan damarın doğuştan gelen bir anomaliyle kalbe kirli kan taşıyan damarlarla birleşmesi halidir. Bu damarın şekli radyografik görüntülerde bir Türk kılıcı dediğimiz ucu eğri bir kılıca benziyor. Çok seyrek görülen bir hastalık, 100 binde 1 görülme sıklığı var. İki ayrı formunun olduğundan bahsedebiliriz. Özellikle bebeklerde şiddetli semptomlar yaratan ve daha çok akciğer probleminin eşlik ettiği, bir formu var. Bu hastalık erken yaşta ameliyat gerektiriyor. İleri yaşlara kadar daha az şikayetle gelen hatta şikayetsiz gelen hastalar var. Belli bir yaşa geldikten sonra, bu hastalarda da özellikle nefes darlığı, sık sık akciğer enfeksiyonu tablosu ortaya çıkıyor ve ameliyat gerekli olabiliyor. Dilek hanımın nefes darlığı sıkıntısı, efor kapasitesindeki azalma hali belirgindi. En son yaptığımız tetkiklerle mutlaka ameliyat olması gerektiğini söyledik ve ameliyata aldık.”

CÖMERT’İN KALBİ DURDURULMADI

Bu ameliyatın iki farklı yöntemle yapıldığını söyleyen Prof. Dr. Bilal, "Klasik yöntem göğsü önden tam açmak, açık kalp makinesine bağlamak, kalbi durdurmak ve o şekilde anormal damarı birleştiği yerden ayırarak olması gereken yere yani kalbin sol kulakçığına birleştirmek ile yapılıyor. Yıllarca bu uygulandı. İlk olarak 2013 yılında göğsü önden açmak suretiyle değil kaburgalar arasından göğüs boşluğuna girilerek yapıldığını görüyoruz. Bu yöntemde yine açık kalp makinesine bağlanıyor ve kalp durduruluyor. Birkaç merkezden bu şekilde yayınlar yapılıyor. Bizim uyguladığımız ameliyat tekniği ise birkaç önemli kompenent içeriyor. Ameliyatı meme altında gizli kalan küçük bir insizyondan gerçekleştirdim. Göğüs boşluğuna girdikten sonra damarı ayırıp, serbestleştirip, araya suni bir damar grefti eklemek suretiyle kalbe ulaşabilecek hale getirdim. Kalbi durdurmadan özel enstrümanlar kullanarak gitmesi gerektiği yere yani kalbin sol kulakçığına onu birleştirdim. Sanırım bu şekilde, bu sendromla ameliyat edilen ilk vaka olduğunu söyleyebiliriz. Ameliyat yaklaşık 2 buçuk 3 saat sürdü. Hasta ameliyat sonrasında ameliyathanede solunum cihazından ayrılarak yoğun bakıma geldi. Günler içerisinde ameliyattan önceki şikâyetlerinin tamamen kaybolduğunu ifade etti. Bugün de taburcu oluyor. Hastayı taburcu etmeden yaptığımız tomografik incelemede yapmış olduğumuz işlemin gayet etkili olduğunu herhangi bir darlık ya da kan akışında bir kısıtlama olmadan anormal damarın kalbe akış sağladığını gördük” dedi.