Nevra UÇKAÇ - Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)-DENİZLİ'de yaşayan Selime İldam (26) ve Ali İldam (27) çiftinin ikinci oğlu 6 aylık Aslan Zeyd İldam, doğuştan safra kanallarının bulunmaması nedeniyle 3 aylıkken geçirdiği operasyonun ardından İzmir'de sağlığına kavuştu. Oğlunu kaybetmekten çok korktuğunu dile getiren baba Ali İldam, "Bir ara ümidi kesmiştik. Elimiz ayağımız dolandı. Doktorlara canımızı emanet ettik. Çocuğumuz nereden nereye geldi. Gözleri bile sarıydı. Safra kesesindeki sorun burada tedavi edildi" dedi.
Denizli'de dünyaya gelen Aslan Zeyd İldam'a uzayan yenidoğan sarılığı nedeniyle safra kanallarının doğuştan yokluğu olarak bilinen Bilier Atrezi (BA) teşhisi konuldu. 88 günlükken İzmir'e gelen Aslan Zeyd, Medical Park İzmir Hastanesi'nde yapılan ameliyatın ardından sağlığına kavuştu. 2,5 yaşındaki Mehmet Han'ın da babası olan ve demircilik yaparak geçimini sağlayan Ali İldam, ikinci oğlu Aslan Zeyd ile birlikte zor bir süreç geçirdiklerini belirtti. Hastalığın zor teşhis edildiğini anlatan İldam, "Aslan doğduğunda sorunu anlayamadık. Sarılığı vardı. Gözünde de sarılık oluştu. Denizli'de birkaç doktor gezdik. Bazı testler yapıldı ve karaciğerlerinde problem olduğu anlaşıldı. Pamukkale Üniversitesi'ne sevk edildik ve BA teşhisi konuldu. Ama tedavisine başlayamadık" ifadelerini kullandı.
'BİR ARA ÜMİDİ KESMİŞTİK'
İzmir'deki operasyonun ardından çocuktaki iyileşmeyi gözle görülür şekilde anladıklarını kaydeden İldam, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir ara ümidi kesmiştik. Elimiz ayağımız dolandı. Sosyal medyada İzmir'deki hastaneyi gördük. Gelince içimiz rahatladı ve onlara canımızı emanet ettik. Çocuğumuz nereden nereye geldi. Gözleri bile sarıydı. Tuvaleti beyazdı. Denizli'de ne yapacaklarını bilemediler. Safra kesesindeki sorun burada tedavi edildi. Ameliyattan sonra durumu iyiye gitti. Şimdi özel mamalarla besleniyor. Allah bize onu bağışladı. Onun askerliğini, evliliğini görelim inşallah."
'ZAMANLA NORMALE DÖNÜYORUZ'
Bir anne olarak oğlunun bir an olsun yanından ayrılmadığını söyleyen Selime İldam, "Zor bir süreçti. Çaresizliğe düştük. Tutunacak dalımız yok gibiydi. Eşim bu hastaneyi buldu. Buradaki doktorlar bize psikolojik açıdan da oğlumuzun sağlığı açısından da çok iyi geldi. Şu an sağlığı yerinde. Onlara sonsuz teşekkür ediyoruz. Mutluyuz. Burada 3 hafta kaldık, Denizli'ye döndük. Her ay kontrole geliyoruz. Zamanla normale dönüyoruz. Ağabeyi ile arası çok iyi. O da kardeşini özledi" dedi.
İLERLEYEN SİROZ TEHLİKESİ
Aslan Zeyd'i ameliyat eden Medical Park İzmir Hastanesi Çocuk Cerrahı Op. Dr. Aliye Kandırıcı da BA'da erken teşhisin büyük önem taşıdığını ifade ederek, "Aslan Zeyd ufak bir hastamız ama yaşı ufak olmasına rağmen önemli bir hastalığı vardı. Bize geldiğinde 88 günlüktü. Bu hastalarda safra atılamadığı için karaciğerde ilerleyen siroz oluşabiliyor. Bunun sonucunda da karaciğer yetmezliği ve ilerleyen süreçte nakil adayı olabiliyorlar. Bu hastaları erken dönemde yakalayıp cerrahi anlamda daha konforlu bir süreç geçirmelerine yardımcı oluyoruz " ifadelerini kullandı.
'İLERİDE KARACİĞER NAKLİ SÖZ KONUSU OLABİLİR'
Aslan Zeyd'e Denizli'de BA tanısı konulduğunu ancak geç kalındığını anlatan Dr. Kandırıcı, şunları ekledi:
"Ameliyat için geldiklerinde 88 günlüktü 90'ıncı gününde hızlı bir şekilde ameliyat hazırlıklarını tamamladıktan sonra ameliyat ettik. Ameliyatı başarılı geçti. Tedavilere iyi yanıt verdi ve 10 gün sonra taburcu ettik. Yenidoğan sarılığını 'fizyolojik sarılık' olarak adlandırıyoruz ama 14 günden daha uzun süren sarılıklarda özellikle cerrahi hastalığı da içine alan başka hastalıkları araştırmak gerekiyor. Geç kalındığında cerrahinin de başarısı düşüyor. Tanı 30'uncu günde konulduğunda ameliyatın başarı şansı yüzde 70 iken, 60'ıncı günde yüzde 50'ye 90'ıncı günde ise yüzde 10'a kadar düşüyor. Yakalandığı anda uzamış sarılığı olan hastalar çocuk hekimleri tarafından değerlendirilmeli. Sonrasında cerrahi araştırılmalı. BA'dan şüphelenildiğinde bir an önce tanı ve tedaviye geçilmesi gerekiyor. Hastamız için geç kalınmış sayılıyor. Başarı şansı yüzde 10'du ama Aslan'ın tedaviye verdiği cevap bizi mutlu etti. Karaciğerde meydana gelen hasarlanmayı tamamen yok etmiyoruz. 8-10 yaşlarına kadar bu şekilde idare edebilir ama daha sonrasında hastalarımız nakil adayı olabiliyor. Bu süreci daha konforlu geçirmelerini ve nakile hazırlanmalarını amaçlıyoruz. İleride karaciğer nakli söz konusu olabilir."
