ABD, (DHA) - DÜNYA Bankası, büyüme oranlarında iyileşme olmaması halinde, ‘düşük gelirli’ 26 ülkeden sadece 6'sının 2050'de ‘orta gelir’ statüsüne ulaşabileceğini açıkladı.

Dünya Bankası, Ocak 2025'te çıkacak Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu'nun 26 düşük gelirli ekonominin performansını kapsayan bölümünü yayımladı. Yapılan açıklamada, gelecek 25 yılın dünyanın en yoksul 26 ülkesinin orta gelir statüsüne geçip geçmeyeceği konusunda belirleyici olabileceği belirtildi.

Söz konusu ülkelerin, günde 2,15 dolardan daha az bir gelirle yaşam mücadelesi veren insanların yüzde 40'ından fazlasına ev sahipliği yaptığı vurgulanan açıklamada, bu ülkelerin aşırı yoksulluğu sona erdirmeye yönelik küresel çabaların odak noktasını oluşturduğu bildirildi. Açıklamada, bu ülkelerdeki ilerlemenin, artan çatışmalar, sık sık yaşanan ekonomik krizler ve sürekli olarak zayıf kalan büyüme nedeniyle durmuş durduğunun altı çizilerek, son 25 yılda ilerlemenin çoğunlukla bu ülkeleri atladığı kaydedildi.

Hindistan, Endonezya ve Bangladeş'in de aralarında bulunduğu 39 ülkenin ‘orta gelirli’ ülkeler arasına girdiği ifade edilen açıklamada, Suriye ile Güney Sudan'ın da 2010'larda ‘düşük gelirli’ ülkeler sınıfına katıldığı ve bu ülkelerin durgunlaştığı, kişi başına düşen gayrisafi yurt içi hasılanın son 15 senede yıllık yüzde 0,1'den daha az büyüdüğü belirtildi.

Açıklamada, “Büyüme oranlarında sürekli bir iyileşme olmaması halinde, bugünün düşük gelirli ülkelerinden sadece 6'sının 2050 yılına kadar orta gelir statüsüne ulaşması muhtemel” denildi.

Bu ülkelerin aynı zamanda onları daha yüksek bir yaşam standardına taşıyabilecek önemli doğal avantajlara sahip olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Dünyanın bilinen kobalt ve grafit rezervlerinin sırasıyla yüzde 60 ve yüzde 50'sinden fazlasına sahip olan günümüzün düşük gelirli ülkeleri, yenilenebilir enerji üretmek ve depolamak için gereken en büyük bilinen metal ve mineral yataklarından bazılarına sahiptir. Güneş enerjisi üretim potansiyelleri dünyadaki en yüksek potansiyellerden biridir. Ayrıca, ekonomik büyüme için güçlü bir güç olan çalışma çağındaki nüfus, neredeyse her yerde küçülürken bu ülkelerde hızla artmaktadır” ifadeleri kullanıldı.