Erdoğan: Türkiye'siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez
Aybala MELEK/ ANKARA, (DHA)- CUMHURBAŞKANI ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Açık söylemek gerekirse Türkiye’siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez. Avrupalı dostlarımızın da bu hakikatte artık yüzleşmesini vizyonel bir bakış açısıyla tam üyelik sürecimizi ilerletmesini bekliyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde, bu yıl 16'ncısı düzenlenen ‘Büyükelçiler ile İftar’ programında konuştu. Erdoğan, koronavirüs ile başlayan ve daha sonra patlak veren savaşlarla iyice derinleşen ekonomik sıkıntıların birçok ülkede halen devam ettiğini belirterek, "Bunun olumsuz yansımalarına, siyasi istikrarsızlıklardan sosyal barışın zedelenmesine, kutuplaşmanın artmasından marjinal konumda kalması gereken ırkçı ve aşırı sağcı partilerin önlemez yükselişine kadar geniş bir yelpazede şahit oluyoruz. İslam düşmanlığı, göçmen karşıtlığı, ticaret savaşları ve çatışmalar, kural ve hukuk temelli uluslararası sistemi çıkmaza sürüklüyor. Küresel güvenlik mimarisine ve kural temelli sisteme güven azaldıkça maalesef tedirginlik artmakta, her koyun kendi bacağından asılır anlayışı yayılmakta, orman kanunları öne çıkmaktadır. Gücü elinde bulunduranın zayıfı tahakküm altına alması ciddi sorunları da beraberinde getirmektedir. Zayıfın, mağdurun, mazlumun, güçsüzün arayacağı kapılar maalesef teker teker kapanıyor. Kelimenin tam anlamıyla, altta kalanın canının çıktığı daha adaletsiz, daha acımasız bir uluslararası gerçeklik inşa ediliyor. Artan yabancı düşmanlığını, terörizmi, faşist partileri ve hemen her krizin süratle çatışmaya evrilmesini bu yeni gerçeklikten bağımsız okuyamayız. Şayet, önüne geçilmezse bunun varacağı yer, üzülerek söylemeliyim ki, askeri veya siyasi patlamalar olacaktır. Bunun işaretleri şimdiden görülmeye başlanmıştır. Dolayısıyla sorunları zamana bırakarak, sorunlara gözlerimizi kapatarak, gelen tehlikeye kayıtsız kalarak, hiçbir yere varamayız. 'Dünya beşten büyüktür' şiarıyla verdiğimiz mücadele, bırakın sorun çözmeyi, kendisi sorun üreten işte bu küresel sistemin yerine daha kuşatıcı bir yapının inşası içindir. Küresel karar alma mekanizmalarının, dünyanın değişen şartlarına uyum sağlama vakti çoktan gelmiştir. Dünya nüfusunun 4'te 1'ini oluşturan Müslümanların, artık karar alma süreçlerinde hak ettikleri şekilde temsil edilmesi gerekiyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, veto yetkisine sahip bir İslam ülkesinin bulunması ihtiyaçtan öte artık bir zorunluluktur" dedi.
'NEREDE BİZE İHTİYAÇ VARSA ORADA OLMANIN GAYRETİNDEYİZ'
Krizlerle çevirili bir coğrafyada enerji güvenliğinden terörle mücadeleye, gıda güvenliğinden kalkınmaya kritik roller üstlendiklerini ifade eden Erdoğan, "Sayısını 22 yılda 163'ten 262'ye çıkardığımız dış temsilciliklerimizle, 5 kıtada 170 ülkede 63 ofisiyle faaliyet gösteren TİKA'mızla, 55 ülkede eğitim faaliyeti yürüten Türkiye Maarif Vakfımızla, Yunus Emre Enstitüsü, AFAD, Kızılay, Anadolu Ajansı gibi kurumlarımızla nerede bize ihtiyaç varsa orada olmanın gayretindeyiz. İyi günde dost ve kardeş bildiğimiz insanların kötü günlerinde de yanlarında olmaya çalışıyoruz. 500 yılı aşan köklü diplomasi tecrübemiz rehberliğinde krizleri çözmenin, insani dram, zulüm ve mağduriyetleri sona erdirmenin peşindeyiz. Bu süreçte, ilkemiz şudur: Mazluma da zalime de kimlik sorulmaz. Biz, kriz bölgelerine bakarken etnik aidiyetleri, inançları, renkleri, kökenleri değil yalnızca el uzatılması gereken insanlar görüyoruz. Gazze'de nasıl insanlığın vicdanı olmaya gayret ediyorsak Ukrayna'daki sivil kayıpların önüne de aynı hissiyatla geçmenin mücadelesini veriyoruz. Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne desteğimizi sürdürürken muhtemel bir çözümün ne Rusya’sız ne Ukrayna’sız olabileceğine inanıyoruz. İlk günden bu yana ateşe körükle gitmeden, krize çözüm üretmeyi amaçladık. İstanbul süreci, Karadeniz Tahıl girişimi, esir takası gibi inisiyatiflerle savaş şartlarına rağmen müzakere ve uzlaşının mümkün olabileceğini gösterdik. Savaşan taraflardan herhangi birini dışlayan formüllerin sonuçsuz kalacağını her vesileyle dile getirdik. Gelinen noktada bu yaklaşımların ne kadar gerçekçi ve isabetli olduğuna hep birlikte şahit oluyoruz. Şu gerçeği bugün bir kez daha tekrarlıyorum: Kalıcı barış ancak adil ve onurlu bir barışla mümkündür. Bunun yolu da iki tarafın temsil edildiği bir müzakere sürecinden geçiyor" diye konuştu.
'İSRAİLLİ BAKANLAR ATEŞLE OYNAMAKTADIR'
Filistin halkının bu ramazan ayını da acıyla geçirdiğini ifade eden Erdoğan, "Geçici ateşkes ile yeşeren umutların İsrail'in hukuk tanımaz ve şımarık tavırlarıyla tekrar solmaya başladığını görüyoruz. Netanyahu hükümeti, zaten kırılgan olan ateşkes anlaşmasını istismar etmek için her yola başvuruyor. İsrailli bakanlar, Batı Şeria'ya ilhak çağrıları yetmezmiş gibi bir de Mescid-i Aksa'yı hedef alan kışkırtmalarıyla ateşle oynamaktadır. İlk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın kırmızı çizgimiz olduğunu bugün bir kere daha muhataplarına önemle hatırlatmak istiyorum. Gazze'ye insani yardımda bulunan ülkelerin başında geliyoruz. Bugüne kadar 100 bin ton yardımı, dost ülkelerin desteğiyle Gazze'ye ulaştırdık. Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi dahil ilgili uluslararası mekanizmaların işletilmesi için gayret gösterdik. Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan davaya müdahil olma başvurusunda bulunduk. Yürüttüğümüz diplomatik temaslarında katkısıyla 9 ülke daha Filistin'i tanıdı. Önümüzdeki dönemde bu sayının daha da artacağına inanıyorum. Burada şu önemli hususu tekraren vurgulamak arzusundayım. İsrail bölgede istikrarsızlık üreterek kendi güvenliğini sağlayamaz. 1967 sınırları temelinde bağımsız ve coğrafi bütünlüğü hais bir Filistin devleti kurulmadan İsrail de aradığı huzura kavuşamayacaktır. Filistin halkını destekleyeceğimiz gibi Kudüs'ün özellikle Haremi Şerif'in tarihi statüsüne riayet edilmesinin de takipçisi olacağız" dedi.
'KENDİLERİNE GEREKEN HER TÜRLÜ DESTEĞİ SAĞLIYORUZ'
Erdoğan, Suriye'de 8 Aralık'ta Esad rejiminin devrilmesiyle yeni bir dönemin başladığını dile getirerek, "Toprak bütünlüğü ve siyasi birliğini sağlamış farklı kimliklerin yan yana yaşadığı tüm komşuları için güven ve istikrar kaynağı olan bir Suriye'nin inşası en büyük temennimizdir. Yeni yönetimin böyle bir Suriye'nin vücut bulması için gösterdiği gayretleri takdirle karşılıyor, kendilerine gereken her türlü desteği sağlıyoruz. 13 yılı aşan çatışmaların Suriye'ye maliyeti 1 milyon can kaybı ve 500 milyar dolara yaklaşan devasa bir faturadır. Dünyadaki hemen hiçbir ülkenin böyle ağır bir yükün altından tek başına kalkması mümkün değildir. Hepimizin Suriye halkının ülkelerini yeniden ayağa kaldırma çabalarına güçlü destek olması gerekiyor. Bakınız şu detayın altını da kalın çizgilerle tekrar çiziyorum. Suriye'deki etnik ve dini aidiyetleri kışkırtarak bu ülkenin istikrarsızlığından medet umanlar hedeflerine ulaşamayacaklarını bilmelidir. Bölgemizin bir asır önce olduğu gibi tekrar yeni haritalar üzerinden dizayn edilmesine, parçalanmasına, ayrıştırılmasına müsaade etmeyeceğiz. Pusuda bekleyenlere ellerini ovuşturanlara fırsat vermeyeceğiz. Terörsüz Türkiye hedefiyle yürüttüğümüz çalışmaların amaçlarından biri de işte bu kirli ve kanlı planlara engel olmaktır. Kimlerin ne yapmaya çalıştığının gayet farkındayız. Kulaklara fısıldanan senaryoları da çok iyi biliyoruz. Unutulmasın ki emperyalist senaryolara figüranlık yapanların akıbeti eninde sonunda buruşturulup bir kenara atılmaktır. Yakın tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur. Tarihin tekerrür etmesi istenmiyorsa izlenmesi gereken yol bellidir. Türkiye olarak güvenliğimize yönelik her türlü tehdidi kaynağında etkisiz hale getirme kudretine hamdolsun ziyadesiyle sahibiz. Bu kapasitemizi hiç tereddüt etmeden pek çok kez gösterdik. Ne ülkemizin ne bölgemizin geleceğine teröre yer olmadığını herkesin anlamasını, kabullenmesini sonu ısrarla bitecek ham hayaller peşinde koşmak yerine planlarını buna göre yapmasını tavsiye ediyoruz" dedi.
'AB'YE ÜYELİK SÜRECİMİZİ STRATEJİK ÖNCELİĞİMİZ OLARAK GÖRÜYORUZ'
Erdoğan, Güney Kafkasya'da refah ve istikrar için çabalarını yoğunlaştırdıklarını söyleyerek, "Ermenistan'la normalleşme sürecini ilerlettiğimiz gibi Azerbaycan ile Ermenistan arasında kalıcı barışı tesis edecek bir anlaşmayı bekliyoruz. Doğu Akdeniz ve Ege'deki istikrar ortamının korunmasını arzu ediyoruz. Komşumuz Yunanistan'la münasebetlerimizde karşılıklı adımlarla tesis ettiğimiz olumlu atmosferin muhafazasından yanayız. Balkanlar'daki istikrarın korunması için elimizden gelen katkıyı sunuyoruz. Ata yurdumuz Orta Asya'daki kardeş cumhuriyetlerle her alanda yakın ilişkilerimiz sürüyor. Türk Devletleri Teşkilatı'yla birlikte iş birliğimiz daha da derinleşmiştir. Bunu ilerletmekte kararlıyız. Uzaktaki gönül coğrafyamızda ilişkilerimizde Asya, Latin Amerika ve Afrika politikalarımızın somut sonuçlarını alıyoruz. Avrupa'nın ayrılmaz bir parçası olarak Avrupa Birliği'ne üyelik sürecimizi stratejik önceliğimiz olarak görüyoruz. Son dönemde yaşanan gelişmeler, Türkiye- Avrupa Birliği ilişkilerinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye'nin hak ettiği şekilde yer almadığı bir Avrupa'nın, küresel bir aktör olarak varlığını sürdürmesi giderek imkansız hale geliyor. Açık söylemek gerekirse Türkiye'siz bir Avrupa güvenliği düşünülemez. Avrupalı dostlarımızın da bu hakikatte artık yüzleşmesini vizyonel bir bakış açısıyla tam üyelik sürecimizi ilerletmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Burada bir endişemizi de sizlerle paylaşmak istiyorum. İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık milyonlarca Müslümanın yaşadığı batılı ülkeleri zehirli bir sarmaşık misali sarmaktadır. Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'e yönelik menfur saldırıların fikir özgürlüğü bahanesiyle meşrulaştırılması asla kabul edilemez. Milyarlarca insanın mukaddesatını hedef alan çirkin provokatif ve alçak eylemlerin mutlaka önüne geçilmelidir. Bu yıl devralacağımız İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Konseyi dönem başkanlığımızda İslam düşmanlığıyla mücadelemizi aktif şekilde sürdüreceğiz. Bu vesileyle bugün burada temsil edilen birçok ülkenin terörle mücadelemize verdikleri desteği memnuniyetle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum" diye konuştu. (DHA)
FOTOĞRAFLI
9946,67%2,98
36,47% -0,06
38,08% 0,51
3361,82% 0,37
5430,93% 0,50
Rize
04.03.2025