Erzurum Yakutiye Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından yapılan bir araştırmada, çocuklara verilecek haklarda ve tanınacak özgürlüklerde cinsiyetin belirleyici olduğu ortaya çıktı.
ERZURUM Yakutiye Anadolu Lisesi 11'inci sınıf öğrencileri Zerrin Demir (15) ile Ezgi Sema Bıçakçıoğlu (15), cinsiyet eşitsizliği ile ilgili, lise öğrencilerinin kadına şiddet olaylarına bakış açısını araştırdı. 115 aile ile 200 kız ve erkek öğrencinin katıldığı çalışmada çocuklara verilecek haklar ve tanınacak özgürlükler konusunda cinsiyetin belirleyici olduğu ortaya çıktı. Zerin Demir, "Cinsiyet eşitsizliğini ortaya çıkarmak istediğimiz araştırmada hala daha kız ve erkek çocukların eşit tutulmadığını görmek bizi üzüyor" dedi.
Yakutiye Anadolu Lisesi öğrencisi Zerrin Demir, ailelerde cinsiyet eşitsizliğini araştırmak üzere 'Ebeveyn davranışlarında çocukların cinsiyetine göre değişimlerini tespiti' konulu bir anket çalışması yaptı. Demir, Erzurum'da yaşayan 115 aileye, çocukların beklentileri ve geleceğe dair kaygılarının cinsiyete göre değişim gösterip göstermediğini sordu. Ailelerden yüzde 45'i kaygılarının cinsiyete göre değiştiğini ifade ederken, yüzde 10'u kararsız olduğunu bildirdi. Yüzde 50'lik kısmı bu düşünceye katılmadığını kaydetti. Demir'in çocuklara verilecek haklarda cinsiyetin belirleyici olup olmadığı sorusuna ise ailelerin yüzde 33'ü cinsiyetin belirleyici olduğunu belirtti. Ev işlerinde kimden daha çok destek beklersiniz sorusuna ise ailelerin yüzde 49'u kız çocuklarından cevabını verdi. Yüzde 9'unun kararsız kaldığı bu cevaba katılanların yüzde 42'si sadece kız çocuklarından destek beklemenin yanlış olduğunu ifade etti.
ERKEK ÇOCUKLARINA DAHA FAZLA TOLERANS
Anket çalışmasıyla ilgili değerlendirmede bulunan Zerrin Demir, "Erzurum'da cinsiyet eşitsizliğini belirlemek için 115 ailenin katıldığı bir araştırma yaptık. Çıkan sonuçlar bizi üzdü. Katılımcıların erkek çocuklarına yönelik ilgisi bir kere daha ortaya çıktı. Çocuklara verilecek haklarda kız ve erkek ayrılı yapılması, tanınan özgürlüklerde erkeklerin daha önde ve toleranslı tutulması anket sonuçlarıyla tespit edildi. Erkek ve kız çocuklarının günümüzde dahi eşit tutulmaması bizleri üzdü. Örnek olarak bir erkek çocuk eve geç geldiğinde gösterilen tolerans ile kız çocuk geç kaldığında gösterilen tolerans aynı değil. Erkek ailede daha toleranslı. Bu anket sonuçları, tablo haline getirerek liseli arkadaşlarımızı bilinçlendirmek için okullara asılacak. Araştırmamın sonucunda bu konuda daha fazla eğitim verilmesi gerektiğini ortaya koyuyor" diye konuştu.
KIZLARIN YÜZDE 82'Sİ ‘KADIN OLMAK ZOR’
Lise öğrencilerinin kadına şiddet olaylarına bakış açısını tespit etmek isteyen Yakutiye Anadolu Lisesi öğrencisi Ezgi Sema Bıçakçıoğlu, 100 kız, 100 erkek öğrenciyle görüştü. Türkiye'de kadın olmanın zor olup olmadığı konusundaki bir soruya katılan 100 kız öğrenciden 82'si zor olduğu yönünde cevap verirken, kadına şiddet olaylarının kadın davranışlarından çıkıp çıkmadığı yönündeki bir soruya erkek öğrencilerin yüzde 24'ü şiddetin kadın davranışından kaynaklandığını bildirdi. Yüzde 25'nin kararsız kaldığı aynı soruya yüzde 51'lik bir oran ise katılmadığını ifade etti. Erkek öğrenciler, kadına şiddetin bazı konularda mazur görülüp görülmeyeceği yönündeki bir soruya yüzde 62'si bu fikre katılmadığını, yüzde 28'i ise bazı özel durumlarda şiddetin mazur görülebileceğini kaydetti. Anket çalışmasında kız öğrenciler, kadına yönelik şiddetin cezasını az bulurken, şiddet gören kadına devletin desteğini yeterli bulmadıklarını bildirdi.
TOPLUMSAL PROBLEMİ ARAŞTIRMAK İSTEDİM
Toplumun kanayan yarası ve her geçen gün artan kadına şiddet konusunda öğrenciler arasında bir çalışma yapmak istediğini belirten Ezgi Sema Bıçakçıoğlu, şunları söyledi:
“Kadın ve kızlarımızın nasıl bir yaşam sürdürdüklerini göstermek ve şiddet olaylarını bilgilendirme yoluyla önlemek için çalışma yaptık. Kız öğrencilerinin yüzde 82'si Türkiye'de kadın olmanın zor olduğunu ifade etmeleri bu konuda eğitimlerin sürmesi gerektiğini gösterdi. Erkek öğrencilerin şiddet konusunda kadın davranışlarını sebep gösteren ve şiddetin bazı durumlarda mazur görülebileceğine yönelik cevapları bizleri üzdü. Toplumsal yara haline gelen şiddet konusunda hala almamız gereken yol olduğunu gördük. Bu konuda eğitimlere daha ağırlık verilmeli.”
